Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birine ramak kaldı. Ve kim bilir belki de çok büyük bir tehlikeyi durdurmamıza, Erdoğan’ı başkan yaptırmamaya da sadece günler kaldı.
Erdoğan’ı rahatsız eden Anadolu’nun bu sefer ki sessizliği, belki de buna delalettir.
“Bir Zamanlar Anadolu’da” diktatörlük durdurulur.
Kim bilir. Bir toplum nefes alır. Her gün ölüm haberi yerine “iyi haber” de alır.
Seçimler bu yüzden memleket meselesi, şakaya gelmez. Kimbilir’e bırakılamaz. 7 Haziran’a kadar, HDP’nin barajı aşması için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
HDP’ye oy vermek için birçok neden var ama sadece şunu düşünmek yeter; 60-70 milletvekilini Erdoğan’ın kucağına bırakmak ya da bırakmamak arasında karar verecek. Aslına bakarsanız, AKP seçmeni dahil oy kullanan herkesin düşünmesi gereken esas mesele budur.
HDP’ye yakın olsun ya da olmasın Türkiye’de oy kullanan herkes, oy vermeye devam etmek ve verdiği oyun gerçek sonuçlarına kavuşmak istiyor ise,
Yani parlamenter rejimin sürmesini isteyen herkes,
Elini vicdanına koyup düşündüğünde, bu istediklerinin olabilmesi için, matematik bilimi gereğince HDP’ye oy vermesi gerektiğini son derece açık ve yalın biçimde görür.
*
8 Haziran’da AKP’nin gerilemiş olması, kadınlar için ise tam bir nefes alma meselesi.
Çalışır çırpınır isek belki de 2 hafta sonra kadın cinayetlerini durdurmanın siyasi yolu açılacak. Çözüm için yıllardır öne sürdüğümüz taleplerin bir kısmının yerine gelmesi bile hızla tabloyu değiştirecek, kadınlar yaşayacak ve Türkiye iyileşecek.
Önce, erkek şiddetini aklamanın sembolü olan ceza indirimleri kaldırılmalı diyoruz uzun zamandır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, aileler ile beraber ilk sahiplendiği davadan itibaren bunu söylüyor. Ayrıca “demekle” kalmıyor, yapıyor; kanun teklifleri hazırlayıp TBMM’ye ve ilgili makamlara sunuyor. Hem de defalarca ve giderek yayılan biçimde.
AKP’nin reklamda söylediği gibi değil işler; biz hem konuşuyor hem de yapıyoruz ama AKP ne konuşuyor ne de yapıyor.
Mesela ceza indirimlerinin kaldırılması için verdiğimiz mücadelenin tarihi bile, AKP’nin hükümet ettiği yıllar boyunca kadınlar için yaptıklarının tarihini fersah fersah geçiyor.
Meclis ilk yasa teklifimizi verdiğimiz 2013 25 Kasım'ından itibaren,
Defalarca aileler ile Meclis’e giderek, aynı içerikte öneriyi görüştük. Hem de tüm partilerin grup başkanlarından, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na, Adalet Komisyonu’ndan Şiddet Araştırma Komisyonu’na ayrı ayrı makamlara, konunun önemini defalarca anlattık.
Mecliste, AKP dışındaki siyasi partilerden vekiller defalarca aynı içerikte önerge verdi,
2014 yılı 25 Kasım’ında ve Özgecan Aslan hayatını kaybettikten sonra, Türkiye’nin dört bir yanında farklı barolar defalarca benzer öneriyi meclise götürdü,
8 Mart 2015’te, tüm Türkiye’deki eylemlerde “indirimlerin kaldırılması, ağırlaştırılmış Müebbet cezası” talep ettik,
"Özgecan Yasası" diye adlandırarak imza toplayan kadınlara destek verdik,
Türkiye Yürütmesi toplantısını bu gündem ile yaptık, kararlar aldık ve aylardır tüm Türkiye’de eylem, panel ve faaliyetler devam ediyor.
Meclis tatil de olsa mücadeleye devam eden kadınlar, seçim sonrasına da hazırlanıyor. Hem kadınların hayatına sahip çıkan bir meclis kazanabilmek için seçim mücadelesi veriyorlar. Hem de durum ne olursa olsun, yasayı çıkarmaya kararlı biçimde meclis açılışı için eylem planları yapıyorlar.