Eğer dikkat edilirse gerçekliğin nerede yattığını ortaya çıkaran gelişmeler gözümüzün önünde cereyan ediyor. Ağrı, Diyadin’de Vali’nin emriyle müdahalede bulunan jandarmalar çatışmaya sebep oldu.

İki senedir sessizlik devam ederken ne olduysa çatışmaların ya da küçük-büyük gerginliklerin ortaya çıkarılmaya çalışıldığını gözlemliyoruz.

Birileri çatışmasızlık ortamının devam etmesini istemiyor. Neden?

Çünkü barışçıl iklim Tayyip Erdoğan’ın işine yaramıyor. Oyu düşük kalıyor. Eğer kendisinden başkalarını terörist, ahlaksız ya da alkolik olarak konumlandıramazsa oyunu yükseltemiyor.

Rakiplerine mutlaka bunu yapması lazım.

İşler sakin sakin devam ettiğinde bu konumlandırmayı HDP’ye yapamıyor.

O nedenle barışçıl gidişatı bozmak istiyor.

Kürt sorunu yoktur demesi, heyetin oluşturulması sürecini bozması ve en şovenist haline geri dönmesi bundan.

 

*

Yine bir filmden bahsedeceğim ama sevgili okurlarım beni affetsin.

Nuri Bilge Ceylan’ın, Bir Zamanlar Anadolu filminin sonunda, bir cesede otopsi yapıldığını izliyoruz. Kesip açtıklarında, akciğerlerin içinde toprak bulunduğunu görüyorlar. Doktorun hali tamamen değişiyor ve ortalığı kasvetli bir hava kaplıyor.

Çünkü ciğerlerinde toprak varsa bu zavallı adamın diri diri gömüldüğünü gösteriyor.

Eğer durup dururken, uzunca bir zamandır hiçbir şey olmamışken, tam da seçim zamanında, jandarmalar tutup çok garip bir operasyon yapıyorlarsa…

Birileri bizi diri diri gömmek istiyor olabilir.

 

*

Bizim ülkenin solcuları Ceylan’ın sinemasını sevmeyecektir tezimi devam ettiriyorum.

Ceylan’ın filmindeki doktor cesedin ciğerinden çıkan toprağı veri kabul eder ama bizim solcular benim tahminime göre etmez. Bu otopsiyi yapan görevlinin bir oyunu diyebilir, toprak tavandan dökülmüştür diyebilir veyahut topraksa toprak da diyebilir.

Bizim solcular durumun farklı olduğunu gösteren hiçbir veriyi dikkate almak istemez. Kendi oluşturduğu politik kurgunun devam edebilmesi en büyük kaygısıdır. Varı yoğu aslında bir sonuç vermeyen bu kurgusudur. Yıllardır alışmış ve sevmiştir bu kurguyu.

Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği zihniyet bu seçimlerin rejim değişikliği yaratabilmek üzere vazgeçilmez bir önemli olduğunu biliyor ve ona göre davranıyor. O nedenle, şurada burada insanlarımızın kanı dökülüyor.

Bizi bugünkü Anadolu’da, bugünkü Trakya’da ve bugünkü Mezopotamya’da diri diri gömmek isteyen o.

 

*

Benim hepsini ayrı ayrı çok sevdiğim solcu arkadaşlarımda gördüğüm, temel varsayımlarını sarsabilecek her türlü yeni veriye kapalı olmaları. Hayat hep bildikleri gibi ve önceki kuşaklardan büyüklerimizin anlattığı gibi olacak diye düşünüyorlar.

Toprak gördüklerinde filmdeki doktor gibi sarsılmıyorlar hiç.

Onlar her zaman eski mükemmel doktorlar. Otopsiyi Avrupa’dan öğrenecek değiller. Ne cesetler gördüler hey hey. Hep birileri bu ceset farklı der ama bizimkiler böyle şeyleri yutmaz. Bütün cesetler aynıdır. Akciğerlerinden birazcık toprak çıktı diye cesetler değişmez. Birileri cesetlerin değiştiğini söylemekle bu sefer de yanıldıklarını göreceklerdir.

Bu arkadaşlarımızın gelişmeleri ele alış tarzı şuna emin olunuz ki iyice televizyon dizilerindeki karakterlere benzemeye başladı. Hepsi jilet gibi, hepsi mükemmel, hepsi yakışıklı ve elbette ki hepsi aforizmatik. Hiçbir şeye cevap bulmak için çırpınmaları gerekmez çünkü her şey için önceden hazırlanmış bir cevapları var. Pat diye çakarlar lafı.

Yeni bir gelişmemi olmuş. Hah, güldürmeyin onları. Şu soğukkanlı oluşa bakınız.

 

*

Türkiye’de Kürt meselesi o kadar önemli bir mesele ki, o meseleyle ilgilenen akım neredeyse memleketin ana muhalefeti haline geldi. O kadar yeni ve kritik bir konumda ki, eğer barajı geçerse başkanlık rejiminin karşısına on kaplan gücüyle çıkmış olacak.

Ağrı’daki çatışma bu sonuç oluşmasın diye yaratılıyor.

Birileri bu seçimi kazanmak ve başkanlık rejimine geçebilmek üzere iç savaşı bile göze alabiliyor.

İç savaş ihtimalken, solun kendisiyle bu kadar barışık olması hiç iyi değil.

hakanozturk1871@gmail.com