Büyük grevler yapıyor değiliz. Herhangi bir sorundan hareketle halk sokaklara dökülüp bakanı ya da hükümeti yerinden etmiyor. Sol, memleket meselelerine cevap üretmiyor ve iktidarı hedeflemiyor. Analiz yapma ve politika üretme konusunda önü kapalı. Bütün eski kuşakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine çökmüş durumda.

Durum idare edilerek giderken solun ve toplumun önüne belli bir periyotla seçimler geliyor.

Seçimler önceki hiçbir gelişmeye benzemiyor. Örnek vermek gerekirse, 1 Mayıs günü gibi bile geçiştirilemiyor.  1 Mayıs olduğunda en büyük yasaklama söz konusu olsa bile, örgütlerin kitlesi ya da militanları çıkıp o gün içerisinde kolluk kuvvetleri ile çarpışıyor. Elinden geleni yapan örgüt hedeflediği sonuca tam olarak ulaşamasa bile görevini tamamlamış oluyor.

İşte 1 Mayıs’ta bile bu olabilirken seçimlerde olamıyor.

Neden? 

Korkunç bir seçim barajı var. Hiç kimse bu seçim barajını geçmeyi göze alamıyor. Kürt Hareketi dahi son seçimlere kadar bunu bir hedef olarak ortaya koyamadı. Barajı geçmek mümkün gözükmeyince en büyük politik kuvvetle nasıl bir iş yapılabileceği konusu ister istemez gündeme geliyor. 

 
*
 
Bu tabloda ilk olarak Kürt Hareketi aynı zamanda kendini sol bir hareket olarak tanımladığı ve kurguladığı için bir konumlanma sorunu ortaya çıkıyor. Sonuçta sol hareket bazı konularda farklı düşündüğü, tartıştığı ve yarıştığı akımla nasıl bir denge kuracağı sorununa dalmış oluyor. 
İşte sol bunu gerçekçi bir şekilde ele almıyor. 
 
Sorunun kolay bir çözümü yok. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin kongresinden beş tane Yahudi  sosyalisti delege (Bundcular) gittiğinde konu kapanmıştı. Gelgelelim onlar ellibir kişilik kongrenin sadece beş kişisiydiler. Yani onda biri. Lenin gibi düşünenler ancak ondan sonra çoğunluğu yakaladı. Aslına bakarsanız o çoğunluk da tabir yerindeyse bir Pirus çoğunluğuydu. Hem kongrede, hem de sonrasında Bolşevikler en üst düzeyde zorlandılar. 
 
Biz beş tane Bundcuyla değil en son seçimlerde %9,8 oy almış olan Kürt Hareketi’yle tartışıyor ve birlikte mücadele ediyoruz. Bizim denklemimiz bu. Bu denklem eşitsizlik yaratıyor. 
 
Bu gerilimden kurtulmak için Kürt Hareketi’nden uzak durmak işe yaramıyor. Çünkü hiçbir durumda yakınlaşmasanız bile seçimlerde yaklaşmanız gerekiyor. Eğer seçimler de dahi bu akıma yaklaşmazsanız seçimlerin belirleyici öneminden ötürü, siyasetin dışına doğru kaymaya başlıyorsunuz.
 
Seçimlerde sol siyasetin dışına kaydığında onun yarattığı boşluğu doğal olarak Kürt Hareketi dolduruyor. Bu her tekrar ettiğinde sol hareket uzun bir seçim sürecini siyasetin dışında ve hareketsiz kalarak geçirmiş oluyor. Bu döngü her seferinde klasik sol hareketi güçsüz düşürüyor. Kürt Hareketi’nden seçimler esnasında uzak durmak, sola kesinlikle yaramıyor. 
 
Tartışıyoruz, bazı konularda anlaşamıyoruz ya da yarışıyoruz diye Kürt Hareketi’yle seçimler zamanında ayrı olmamız tamamen yanlış. 
 
Hep tribünde kalıyoruz. Hiçbir seviyede oyuncu olarak oyunda yer alamıyoruz. Bir yerlerden kendimizi geliştirmeye başlayamıyoruz.
 
Tartışacaksak tartışmalıyız, bazı konularda anlaşamayacaksak anlaşmamalıyız, rekabet edeceksek rekabet etmeliyiz ama seçimlerde birlikte mücadele etmeliyiz.
 
*
 
Tartışmak, bazı konularda anlaşamamak ve hatta rekabet etmek konusu böyle. 
 
İkinci bir konu da Türklerin ağırlıkta olduğu sol akımlarla Kürt Hareketi arasındaki, Türk ve Kürt olmaktan kaynaklı mesafe.
 
Bu mesafe kesinlikle sol partilerin bir hatasıdır. Partiler bu konunun üzerinde durarak seslendikleri insanları dönüştürmelidir. Bir devrimcinin görevi çevresindeki insanların bir başka ulustan insanlara karşı önyargılarını azaltmaya çalışmaktır. 
 
Kimlikler arasında sorun tarihte de oldu bu gün de oluyor. Bunu bir gerçeklik olarak kabul edip geriletmeye çalışmalıdır. Sol partiler buna gözlerini kapatamaz. 
 
Eğer solda olmak, bu güne kadar birikmiş deneyimler ve sınanmışlıklar ışığında Lenin’in düşüncelerinin yolunda olmak mıdır? Eğer evet diyorsak, Lenin’in ulusal sorun konusunda yarattığı sistematiği kesinlikle geride tutmaya çalışmayalım. 
 
Lenin’e, Lenin’in ulusal sorun konusunda yarattığı sistematik düşünce dahildir.
 
Bu ondan eksiltilemez. 
 
Bunlar dikkate alınarak mesafeler kapatılamazsa, seçimlerde yaşadığımız bocalamalar maalesef sürer durur.
 
hakanozturk1871@gmail.com