Bülent Arınç’a göre Yunanistan’da “laiklik” yok ama Türkiye’de var.

Neymiş? Seçimden kazanarak çıkan, umudun kazanmasını sağlayan SYRIZA’nın lideri Alexis Tsipras, başpiskoos olmadan yemin etmiş.

Yani din ile devlet işlerinin ayrılmasının tam olarak kendisini gerçekleşmiş. Arınç bunu laik bulmuyor ama;

Din dersinin zorunlu olması, okulların imam hatipleştirilmesi, karma eğitime müdahaleye kalkışmak,

Milli Eğitim Bakanı’nın 1. Yarıyıl değerlendirmesinde eğitimden ve bilimden değil sadece İslam’dan söz etmesi (bakınız Yarın Haber Sayı 170, S: 3),

TV ekranlarında her gün yeni bir “cübbelinin” çıkıp kadınlar hakkında densiz densiz konuşması,

Diyanet’in varlığı yetmiyormuş gibi AKP’nin yan kolu olarak çalışması,

Sivas Katliamının; Maraş’ın ve daha nicelerinin hesabının verilmediği gibi, Cumhuriyet Gazetesinin hala polis ve TOMA ablukasında olması,

İşte Türkiye’de bütün olanlar laik imiş. Bunlar laik, Yunanistan’daki değil ise laiklik nedir hakikaten?

Tunus ve Ortadoğu halkları ilk ayaklandığında, Erdoğan “laiklikten vazgeçmeyeceğiz”  demişti. Sonra bunun tam tersi gelişmeler oldu, o sözleri Erdoğan’a çok hatırlatıldı. Ama geldiğimiz noktada AKP’nin laiklikten anladığı şeyin; dinin temsil edilmesinde ve hayatı belirlemesinde sınırsız özgürlük olduğunu anladık. Hiç şüphesiz bunun da ne laiklikle, ne demokrasiyle ne de hukukla bir ilgisi yok.

*

Esma kardeşimizi hatırlarsınız; Mısır’da vurularak öldürülmüştü. Erdoğan her seferinde gözyaşları ile anmıştı onu. Biz öldürülen her çocuk için üzüldüğümüz gibi, İhvan Liderinin kızı Esma’ya da üzülmüştük. Ama Erdoğan, kendi ülkesinde öldürülen çocuklara üzülmek ne kelime tam bir düşman gibi davrandı, “vur emri” verdi. Çünkü Geziciydiler.

Ama şimdi yine Mısır’da Şeyma kardeşimiz, dünyanın gözleri önünde başından vurularak öldürüldü. Erdoğan’dan çıt çıkmadı. Şeyma da Gezici olmalı onun nezdinde.

İşte bunlarda hep “laiklik” Bülent Arınç’a göre.

Şeyma’nın incecik bedeninin bir eylem alanının ortasında düşmesini, kendi halkının selameti için can veren kadın kardeşimizi, biz unutmamalıyız. Tüm kadınların, hepimizin başı sağ olsun.

*

Türkiye’de de, kadın cinayetleri devam ediyor. Sorun örtülemez, gizlenemez bir hal almış durumda, artık gerçekten “sağır sultan duydu”. Ama hala aktüel problem, sürekli artıştan söz edilip, çözümün konuşulmuyor oluşu. “Yine kadın cinayeti” başlıklarından biz bıktık, yapanlar, yazanlar, sorunu çözmesi gerekip çözmeyenler bıkmadı. İşlerine geliyor; kadınların her gün öldürülüyor oluşunu doğa kanunu gibi, rutin bir konu gibi kabul etmemizi isteniyor.

Yeter artık, kadın cinayeti var ise çözümü de var.  Taleplerimizi hele bir uygulasınlar, görün bakalım memlekette kadın cinayeti kalıyor mu?  

*

Arınç’a göre, fıtrat anlatılması laik. Ama dünyanın her yerinde kadınlar, laikliğin ne olup olmadığını çok iyi biliyorlar. Başörtülü, başörtüsüz tüm kadınlar, laikliğin hayati bir ihtiyaç olduğunu yaşayarak öğrendiler.

Laiklik evrenseldir, ülkeye göre değişmez. Mısır’da, Türkiye’de ve Yunanistan’da, anlatılan bizim hikâyemizdir.