Birleşik Haziran Hareketi kendisinden önceki bütün örgütlü var olma biçimlerine oranla kategorik bir farktır. Hareket bu konumunu şiddetle savunmalı ve korumalı. Parti olarak, dergi olarak, dernek olarak var olma biçimlerinin hepsi, bütün çeşitlemeleriyle denendi. Onların hepsi Haziran’a oranla müstakil bilgisayar, dizüstü bilgisayar, akıllı telefon konumunda. Tek gerçek network Hareketimizdir.

Lenin’in Rusya çapında gazete hedefi gibi. Türkiye çapında networktür. Bu networkle, diğer her türlü tek bilgisayar arasında iki cihan kadar fark var.

Hareket, bu temel kavram gereği kendini ortaya koyarsa, bütün akarsuların birleştiği nehir gibi kendi yatağını bulacak. Nehrin yanlış bir yoldan akma ihtimali yok. Nehir nereden akarsa doğru yer ve doğru coğrafi şekil odur.

Bu durumu zorlayacak tek faktör seçimler süreci. Lekelenmeye çalışıldığı gibi Hareket sadece seçimler için kurgulanmış bir proje değil. Seçimler Hareket için olsa olsa bir zorluktur yüzde on barajının olduğu koşullarda. Bu barajı geçmeye çalışmak ve geçememe durumunda kalmak sorunlar yaratıyor. Çünkü her hâlükârda bir ittifaklar tartışmasını beraberinde getiriyor.

Genel seçimler yaklaştığına göre bu tartışma yine Haziran’ın önünde. Bu konuda Hareketimiz her türlü tartışmayı yapabilir ama kendi içinde bulunan öznelerin ortak tutum benimsemesini esas almalı. Seçimler çok önemli ama bütünsel politik mücadeleden daha önemli değil. Birleşik Haziran Hareketi seçimlere kendi içindeki birliği sağlamadan girmeye kalkışırsa çok büyük hata olur. Seçim ittifakının Haziran için görünür gelecekte yaratacağı büyük bir fark yok.

Temel olarak seçimleri dikkate almamak olmaz. Türkiye’deki sol hareketin bir çok kez hatası budur. Politik faaliyet yürütmek için seçimlerin bitmesini beklemek yanlış. Toplumun doğrudan ilgisine mazhar olan bir konuda, ülkedeki yönetim kademelerinin belirlendiği bir konuda bu beni ilgilendirmiyor demek tam anlamıyla politikadan düşmektir.Zaten bakan bütün gözlerin görebileceği gibi sol son yıllarda politikadan düşmüş, kültür ya da kimlik konularıyla ilgilenen bir akım vaziyetinde. Bundan kurtulabilmek için sol bütün çarelere başvurma yoluna gitmeli ve bu meseleyi kafasında doğru yere oturtmalı.

Seçimler konusunu bir kenara bırakacak olursak Birleşik Haziran Hareketi hemen doğru tercihini yapmış durumda. Yapmış olduğu Türkiye Meclisi’nde, AKP’nin okullarda hayata geçirmeye çalıştığı bütün gerici uygulamalara karşı bilimsel ve laik eğitimi savunduğu bir siyasi kampanyayı önüne koydu.

Türkiye çapındaki siyasi sorunların muhatabı bundan böyle Hareketimizdir. Yıllardan sonra bunu üstlenebilen tek örgütlenme düzeyi, tek politik eğilim.

Gerici eğitim uygulamalarının tümüne karşı ülke çapında eylemler ve okullarda boykot yapılacak. Bazı yerlerde, bazı okullarda değil her yerde ve bütün okullarda. Sadece “bağzı şeyler” değil bütün gerici uygulamalara karşı bir mücadele verilecek. Mücadeleyle “bağzı” yerlerinden ilişki kurma, sınırlı ve lokal kalma çıkmazı aşılmaya çalışılacak böylelikle.

AKP dizginlerinden boşanmış bir biçimde ülkeye saldırıyor.

İşçilere saldırıyor, kente saldırıyor, köylerdeki derelere saldırıyor, laikliğe saldırıyor, kadınlara saldırıyor ez cümle kendisi dışındaki her şeye saldırıyor. Nerdeyse tek hakim konumdayken yapıyor bunları. Onun karşısına en az onun kadar kapsamlı bir güç dikilmeli ve onun hedef almalı. “Efendim biz AKP’ye değil kapitalizme karşıyız” gibi sözler hedef bulandırmadır. Birleşik Haziran Hareketi iktidarda olana, hükmeden siyasi güce, “polislere emri ben verdim” diyene yönelmeli. Okun ucunu “genel” diyerek kalınlaştırmak yanlıştır. Okun bütün gücü, ucunun ince ve sivri olmasında.

Bundan böyle AKP’nin karşısında durabilecek devrimci bir güç, devrimci bir odak, devrimci bir birlik var.

AKP’ye karşı yapılacak her türlü mücadele bu memleketin, bu halkın yararınadır.

Bu yolda ilerleyenler sonuç alacaklardır.

Portakal suyu yanlış içilemez.

Uçarı kaçarı yok.

 

hakanozturk1871@gmail.com