Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 2014.12.10
Büyük bir toplantı yapabilecek yer sorunumuz var.
AKP’nin dakika dakika takibi sayesinde hiçbir büyük kapalı toplantı salonu Birleşik Haziran Hareketine verilmiyor. İstanbul’da kendimize uygun bir salonu parasıyla kiralayamıyoruz. Mutlaka bürokratik bir engel çıkartıyorlar. Hiçbiri olmazsa en sonunda açıktan vermeyeceklerini söylüyorlar.
Laf aramızda durum doksanlarda bile böyle değildi.
Birliğimiz var, çoğalmışlığımız var, politik irademiz var ama yer yok.
*
Hareketin elleri çok büyük ve ağır.
Yanlış bir hareket yapmamak üzere çok dikkat ediyoruz. Bizi bekleyen çok sayıda memleket meselesi var. Nereden başlamamız gerektiğini anlamaya çalışıyoruz.
Bu ülkeyi, bu toplumu bekletmekten ötürü çok gerginiz.
Her gün bir başka vilayetten, bir başka çığlık yükseliyor. Hepsi kulaklarımızda.
Ne mutlu ki artık memleket meselelerini sonuna kadar konuşacak devrimci bir merkez var.
Vatanı kurtaracağız.
*
Anadolu, Trakya, Karadeniz ve Akdeniz’in her yerinde insanlarımız forumlar yapıyorlar, meclisler yapıyorlar. Yetişemiyoruz.
Hareketimiz için çalışan yoldaşlarımız binlerce kilometre yol gidiyor. Hepsi nefes nefese.
İşler bitmiyor. Toplantıların yapılması, yazıların yazılması, eyleme gidilmesi, logonun hazırlanması lazım.
*
Bu kadar meclis toplandıktan sonra, bütün bunların fikrini-zikrini nasıl bir araya getireceğiz?
Ya toplantı yapacağımız yere sığmazlarsa?
Bütün illerden gelinince, sorun yaşanmadan herkese kalacak yer ayarlayabilecek miyiz?
Etkili kararlar alabilmek için vakit yetecek mi?
*
Gezi Direnişi’ne layık olabilecek miyiz?
Bu sefer büyük rüzgar estiğinde, büyük bir gemimiz ve büyük bir yelkenimiz olabilecek mi?
Yitik ülkeye doğru bu sefer yelken açabilecek miyiz?
Doğru anladık mı Gezi’yi?
Sorun üç ağaç mıydı, üç ağaç değil miydi?
*
Eğer mücadele etmek için bize demir lazım ise herkes bunu kendi evindeki ocakta eritip yapabilir mi?
Kendi evimizde demir eritebilir miyiz? Kendimizde devrim yapabilir miyiz?
Kendi evimizin önünü süpürerek demir eritebilir miyiz?
Eritemeyiz.
Demir ancak binbeşyüz derecede, büyük bir ocakta erir. Demirin eritilebilmesi için yapılacak ocağın işi o kadar zordur ki, bir kez yakıldıktan sonra bir daha hiç söndürülmez.
Birleşik Haziran Hareketi’nin bütün demirleri eriten, insanlığa yetecek kadar büyük ve sönmeyen bir ocağı olmalı.
*
Sorunlarımız ve sorularımız böyleyken böyle.
Olsun da sorunlarımız ve sorularımız bunlar olsun değil mi?
Daha ne istiyoruz?