Azdıkça azıyorlar.

Kadın ve erkeğin de eşit olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.

Karma eğitim sisteminin ne kadar yanlış olduğunu anlatıyorlar.

Polise molotof atanı vurma yetkisi vermeye hazırlanıyorlar.

Küçük Tayyip başbakan kendi kendine hiddetleniyor. Kamu düzeninden bahsediyor. “R” harflerini vurguluyor.

Bu memleket büyük Tayyipler gördü. Eliyle kürsüye vuruyordu, “Karar verdik Topçu Kışlası’nı yapacağız” diyordu.

Tansu Çiller gibilerini gördü. Elinde infaz edileceklerin listesiyle dolaşıyordu.

Mehmet Ağar zamanlarını gördü. İnsanlar, binlerce insan gözaltında kaybedildi.

Bu memleket Kenan Evren gibilerini gördü, idamlardan temizlik faaliyeti gibi bahsediyordu. On binlerce insanı işkencelerden geçirdi.

Bu memleket Diyarbakır Cezaevi’ni, Mamak Cezaevi’ni gördü.

Bu memleket insanların enselerinden bir kurşunla vurulduğunu gördü.

Bu memleket şafak vakti kimsenin sağ kalmadığı yargısız infazları gördü. Hukuksuzluk ifadesi olarak değil, cinayet olarak.

Dersim’e ve susmayan Kürt halkına yönelik katliamları gördü.

Bu memleket Kızıldere’yi gördü. Nurhak’ı gördü.

 

*

Bu memleketin insanları ölümden öte köy olmadığını sizin yüzünüze çok haykırmıştır.

Siz bizi neyle korkutacağınızı sanıyorsunuz?

Sizin bizi korkutabileceğinizi düşünmeniz bile, bize ağır hakarettir.

O kışla beyinlerinizle, kışlayı yapabildiniz mi Taksim’e? Yapamadınız. Neye uğradığınızı şaşırdınız. Bütün hayatınızı yeniden gözden geçirdiniz.

Tansu Çiller’in sokağa çıkacak yüzü ve gücü yok. Herkesin ölüm fermanını imzalayan sultan, şimdi beyine güzel “imam bayıldılar” yapmaya çalışıyor.

Mehmet Ağar katili tıpış tıpış gitti cezaevine yattı. Şam’a vali, Mısır’a sultan, Akdeniz’e kaptan olmayı bekliyordu ama olmadı. Kariyerini süklüm püklüm bir mahkum olarak tamamladı. Kalp hastası olduğunu söyledi. Kimse inanmadı. Olmayan şey hastalanamazdı.

Diyarbakır Cezaevi’nden bir halkın alevli soluğu fışkırdı. Mamak umuda sonbahar gelmedi.

Enselerinden vurulanlar, enselerinde bir kurşunla sapasağlam yaşadılar.

Yargısız infazları kocaman kara gözleriyle izleyen çocuklar, Berkin olarak Gezi’de uçurtma uçurdular.

Şimdi Dersim’den sen özür diledin, ben özür diledim yarışı yapıyor burjuva siyasetçileri.

Kızıldere ve Nurhak bu ülkenin en yüksekte dalgalanan isyan bayrağı artık.

Zorbalığınız bize sökmemiş değil mi?

Bunları neden yazıyorum? Küçük Tayyip’in haberi olsun diye. O da çünkü Tansu Çiller’in erkek versiyonu. Almış gelmişler kampüsten. Dünyadan haberi yok. Eline mürekkepli dolma kalemi almış imzalayacağı katliam evrakını bekliyor.

Eli kalem tutan olmaktan küçük Tayyip’in anladığı bu.

Çünkü senelerce ezilmiş hocalarının karşısında. Her önüne geleni doğru kabul etmiş. Otoriteden her duyduğuna “evet efendim” demiş.

Şimdi de aynen böyle devam edeceğim sanıyor. Çiller gibi yapmam gereken sadece önüme konulanı imzalamak diye düşünüyor.

Seni de göreceğiz küçük Tayyip. Boyunun ölçüsünü alacaksın.

Buna alışmışsın ama bu toprakların insanları senden not isteyen çekingen öğrenciler değil.

Onlar not değil hakkını istiyor.

 

*

1 Mayıs’ı yasakladınız, Taksim Meydanı’nı yasakladınız, İstiklal Caddesi’ni yasakladınız, Gezi’yi yasakladınız. Ne oldu? Olmadı değil mi?

O yasakladığınız her şey ve herkes geri geliyor, haberiniz olsun.

Gezi Direnişi daha bir başlangıçtı. Şimdi Birleşik Haziran Hareketi onun devamı olarak her yerden yola çıkıyor.

Artık Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak.

Bu sefer davamız divana kalmayacak.