Fox TV muhabiri basın toplantısında Erdoğan’a bir soru sordu. Erdoğan çok öfkelenerek şöyle cevap verdi: “Biz rakam da olur, sayısal olarak o dediğiniz ifadeyi de kullanmış oluruz. Beni muhalefet mi yargılayacak?”

Hepimizin gözü önünde cereyan eden bu olayla ilgili diğer sorunlu yönleri bir kenara bırakıyorum. Benim en aşırıya gitmiş olarak gördüğüm ifade “Beni muhalefet mi yargılayacak?” ifadesi.

İnsanlık kendine göre toplumsal sorunları bir ölçüde çözebilmek için birtakım prensipler geliştirdi. Örneğin “bir ülkeyi yöneten iktidarın eleştirilmesi çok yararlıdır” demek bunlardan biri. Yani demokratik bir ülkede, sadece hükümetin olması yeterli değil, onu eleştirebilen bir muhalefetin olabilmesi lazım. Eleştiride bulunmak, kötülük etmek anlamına gelmiyor.

Yüzeysel bakınca eleştiri yapılması kötülük, düşmanlık ya da eleştiri yapanın psikolojik bozukluğu olarak görülmeye kalkışılabilir. Hatta eleştiri bir boyutuyla kötülük, düşmanlık ya da psikolojik başka bir motivasyonla da yapılabilir. Bunlar esası değiştirmez. Eleştiriler böyle bir kaynaktan doğuyor olsa bile yararlıdır. Modern tarih bize bunu fazlasıyla anlatıyor.

Düşününüz Suudi Arabistan diye bir ülke var. Kendi konsolosluklarına davet etmiş oldukları, kendi vatandaşlarını öldürdüler. Öldürmenin ötesinde öldürülen insanın bedeninden en ufak bir parça bulunamadı. Cansız bedenine ne yaptıkları belli değil.

İşte böyle bir ülkede muhalefetin eleştirisi yok. Çünkü muhalefet yok. Bu cinayeti işleyenleri, gerçek anlamda yargılayacak bir merci de yok. Bu ülkeye her baktığımda keşke eleştiri yapabilen, yargılama yapabilen bir mercileri olsaydı diye düşünüyorum. En kötü eleştirilerin yapıldığı bir ülke bile olsa Suudi Arabistan, böyle hunhar bir cinayet işlenemezdi. Kötü, düşmanca, hakaretamiz ve art niyetli eleştiriyi bile bin kere tercih ederim.

Demokrasi işleyişi denilen koşullarda kalkıp “Beni muhalefet mi yargılayacak?” denilemez.

Evet beyefendi sizi muhalefet yargılayacak.

Yani eleştirecek. Onun görevi bu.

Mahkemenin karşısına gittiğiniz zaman da mahkeme yargılayacak.

Dünyada bundan doğal ne olabilir ki?

Muhalefet eleştirir, mahkeme yargılar, basın soru sorar. Bu kadar basit ve bu basitliğe kimse dokunamaz.

Demokrasi koşullarını sağlamış ülkelerde muhalefet yalnızca eleştiren bir konumda olmakla kalmaz. Aynı zamanda muhalefet hâlihazırdaki hükümetin alternatifidir. Düşman değil, açık açık “hükümet alternatifi”. Hükümetin alternatifi konumundaki muhalefete, ilerde hükümet olabilsin diye kamu bütçesinden pay ayrılır. O hükümete muhalefet etsin, sistematik eleştiri getirsin diye ödenir o para.

Muhalefet eleştiri yapar ve hatta üstüne para alır demokrasilerde.

Zamanında muhalefetteyken Erdoğan‘ın içinde yer aldığı partilere de ayrılmıştı o ödenek.

Bu elbette Suudi Arabistan’da olmaz ama zor bir tarih sonucunda bizde bu şekilde var. Hans da böyle anlıyor, Hasan da.

Şanlı Türkiye sağına çok haksızlık etmiş olmayayım, demokrasi konusundan hiç anlamazlar diye. Biraz sıkıştırsanız ortalama memleket insanı da benzer tepkileri verebilir.

Yargılama-eleştiri türünde girişimlerden rahatsız olan tek insan Erdoğan değil. Kültürlü bir müzisyen olarak Bülent Ortaçgil “beni kategorize etme” diye başlar şarkısına. “Bana isim koyma, matematikleştirme, karşılaştırma” gibi kısıtlamalarla devam eder. Şarkı değil, bilimi engelleme manifestosu.

Zamanın ruhu bu ne yazık ki.

Arkadaşlarımızın sosyal medyada “beni yargılama, beni olduğum gibi sev” gibi sözler paylaştığını neredeyse her gün okuruz. Herkes çok takdir eder bu sözleri, evet der. Hep olduğumuz gibi olalım, hiç değişmeyelim. Zaten özümüz çok iyi. Bu “ruh” dostluk arkadaşlık kurmaya çalışan insanlar arasında derinden derine önemli bir sorun olarak devam eder gibi gözüküyor.

Ne var ki ülkedeki muhalefeti eleştiri yapabilme kademesi olarak görmeyen anlayış çok uzun sürmeden büyük felaketlere yol açar.

İktidarın beni böyle kabul edin ya da sevin deme hakkı yoktur.

Demokrasi iktidarı kabul etmemek ve eleştirmek için vardır.

Eleştiri kabul etmeyen, “beni olduğum gibi sevin” diyen iktidar, maceranın sonunda “ya sev ya terk et” demeye başlayabilir.