Solun çok sevdiği bir tabir var “siyaset güçle yapılır”. Gerçekçilik düzeyi insanı kendine hayran bırakıyor. Bu yaklaşımı benimseyenlerin çoğu “güç olmadığına göre siyasetle de uğraşmayacağım” demek ister aslında. Birisi o sözü kullanıyorsa bilin ki siyaset yapmaktan uzaklaşır. Onun yaratacağı risklerden de.
Siyaset önceden hazırlanmış ve hazır tutulan bir güçle yapılamaz. Zaten işin özüne bakılırsa ileri sürülen önerme kendi içinde çelişkilidir. Siyaset güçle yapılırsa o ilk güç nereden bulunacak? Önerme üstü örtülü olarak şunu der: Siyaset siyasal olmayan yollarla edinilmiş, biriktirilmiş ve hatta hazır tutulan güçle yapılır.
İşte büyük hata tam burada.
Bu akla göre siyaset yapmak için önce siyasal olmayan birtakım işler yapacağız. Ne oldu? Siyaset dışında davranma eğiliminde olanlar buradan biletini kaptı. Ver elini siyaset dışında her şeye.
Yok öyle demediniz mi?
“Zaten siyaset yapmamızı sağlayacak olan gücü de siyasal yolla elde ederiz” mi dediniz? Öyleyse bu kadar laf kalabalığı yapmaya gerek yok. Demek ki önerme yanlış.
Siyaset güçle değil güç siyasetle yapılır.
Çok soyut, anlaşılmaz ya da her manaya çekilebilir mi oldu? Önemli değil örneklerle anlatayım. Acelem yok.
*
Politika güçle yapılır diyenlerin birinci grubu, ilk politik gücü kültürel bir etki yaratmaya çalışarak oluşturmaya koyulur. Kültürevleri açmaya başlamak bu yönelimin ülkemizdeki en tipik örneği. Bazı arkadaşlarım diyecektir ki siz de eskiden böyle yapmıştınız. Evet, biz de hata yaptık. Biz de yapmış olsak da bu koskocaman bir hatadır. Israr edenler bütün sonuçlarına katlanır.
Ülkede siyasal bir altüst oluşu yaratacağını ilan edenlerin siyaset yerine kültürel alana yönelmesinin hiçbir izahı olamaz. “Kültürel çalışma da yapamaz mıyız?” sorusu maalesef bir yanıltmacadır. Çünkü kültürel çalışma yapabilme imkanını elde etmek vazodaki çatlaktır. Bütün su sadece o çatlaktan boşaltılır. O çatlak bilakis vazoyu boşaltmak için yaratılmak istenir.
Bu ülkede sol siyasal akımların sorunu kültürel çalışma yapamamış olmak değil. Kültürel çalışmadan bol bir şey yok. Eksik olan ya da hiç olmayan, etkili siyasal çalışma. Siyasal mücadele için yola çıktığını söyleyenlerin bu kadar çok kültürel çalışma heveslisi olmasını sorunun birinci dereceden belirtisi kabul etmeliyiz.
Siyaset güçle yapılır diyenlerin bir kısmı, bunu kültürel alana taşınmanın bahanesi olarak söyler. Gelgelelim kültürel alanda güç biriktirilip - hazırlanıp siyaset yapma safhasına da bir türlü ulaşılamaz. O arkadaşları hep devam edip giden kültürel çalışmalar cezbeder.
Burada kalınmaz ve bu sorundan başka sorunlar türer. Bir süre sonra güç biriktirmek için çalışma yapanlar, insanları bir kültürel kimliğe davet etmeye yönelir. Solcu olma kültürel kimliğine. Kimliğe davet etmek tutumu başladığında sonuna kadar yürür gider. En sonunda bu eğilimde olanlar toplumu bir siyasal kimliğe de davet eder. Aradaki farklar da artık iyice azalır. Kültürel kimlikle siyasal kimlik birbirine karışma safhasına gelir.
“Ne güzel, hikayenin sonunda siyasal kimliğe bir davet çıkıyor” diyenler çıkabilir.
Lakin, siyaset yapmak bir sol siyasal kimliğe davet etmek değildir.
Siyaset yapmak bir kolektif siyasal mücadele hamlesine davet etmektir.
*
Edebiyatseverleri ya da “şanlı bir gelenekten gelen” sosyalistleri nüfus olarak artıra artıra güç biriktirilemez. Siyasal olmayan bir yoldan biriktirilen güç en başarılı olduğu durumda bile, olsa olsa size bir tahtadan kılıç verir. Oysaki kolektif siyasal hamle yapmak için kullanılacak kılıcın materyali çeliktir.
Kültürel çalışmaya, kültürel ya da siyasal kimliğe davet etmenin her yeri dümdüz ettiği koşullarda, sadece sosyal bağlar kurarak güç kazanmaya çalışmak imkan ve ihtimallerden biri haline gelir. Kültüre ya da kimliğe de gerek yoktur artık, kafakol ilişkileri her şeyin önüne geçer.
Gidişat nereye varır? Sözüm ona siyaset yapacak olanlar önce bir güç bulmak için; kültürel olana, kimlik niteliğinde olana ve sosyal ilişki düzeyine yönelir.
Felaketimiz budur.
Yıllar yılı olan budur.
Yenilgi yıllarının bizi sapladığı yer burasıdır.
Siyaset yapmayıp güç biriktirmek - hazırlamak için seçilen iki usul daha var.
Onları da haftaya yazayım.