Tarih yavaş ilerler. Orta sınıfların tez canlılığına göre değildir hiç. Tarihten öyle çabucak işinizi bitirip çıkamazsınız. Tarihin içinden bir zamanların reklam spotundaki gibi “yıkıyorum çıkıyorum” şeklinde geçilmez. Tarih uzundur, yorucudur, zahmetlidir.

Tarih acelecileri, moralsizleri ve mantıksız olanları eler. Acımasız bir seleksiyona tabi tutar. Yalnızca sağlam binalar ayakta kalır. “Görünür olmak” için solculuğa takılmış bulunanlar çeker gider.

Seçimler esnasında bir müddet faaliyet yürütmüş bazı arkadaşlar şimdi çok tepkili. Efendim neden istediğimiz sonuçlara ulaşamadık, diyerek kızıyorlar. “Bir daha da gelmem Davos’a” ruh hali içindeler. Yani bir daha seçim filan diye kendilerini yormayacaklar. Bu kadarı bile fazlaydı ve son kerreydi.

Ne diyeyim? Sakin olun kardeşler. Sol yenilebilir bazen, hatta çok kez yenilir. Hâkim sınıflara karşı zar zor güç toplar, zar zor denk getirir ve yener. Yenilmeye de varım deyiverin biraz. Yenilmeye de hazır olun. Devrimci olmanın onuru yenilmiş olma zamanlarına da yeter.

Bütün bu söylediklerime rağmen şunu ifade etmeliyim ki, yenilmedik.

AKP, %7 oy kaybetti ve %42’ye geriledi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimini ucu ucuna kazandı ancak ve ancak.

HDP, karşısına çıkarılan bütün handikaplara rağmen barajı geçti ve mecliste yer aldı.

Türkiye’de gericiliğin bir santim mesafeyle ensesindeyiz. En ufak hatalarında indireceğiz aşağı onları.

*

Bundan daha büyük bir başarı mı istiyoruz.

Evet, tamam isteyelim ama o zaman dönüp kendimize iyice bir bakalım.

Herkes kızıyor, diyor ki “Muharrem İnce neden çıkıp bir açıklama yapamadı seçim gecesi”. İnce bir açıklama yapamadı çünkü en başta neyi açıklayacağını bilmiyordu. Ne demeliydi? Anadolu Ajansı bir oran açıklıyordu ama İnce’nin bunun karşısına koyarak test yapabileceği ve en sonunda açıklayabileceği güvenilir bir verisi yoktu. Neden yoktu? Çünkü bu veriye ulaşmanın altyapısı hala bu ülke muhaliflerince oluşturulabilmiş değil.

Bin türlü gerekçe sayılıyor.

Efendim aslında parça parça bilgiler varmış ama birleştirilememiş. Düşünebiliyor musunuz bilgisayarlar son otuz yıldır kişisel hayatımızın içindeler ve biz parça parça bilgileri kümülatif hale getiremiyoruz. Yani Excel’de alt alta yazıp toplayamıyoruz. Yazıklar olsun bize. Yok, halkımızın ne büyük anlayışlı-kavrayışlı olamama sorunları varmış. Halkımızı bırakalım da ey mektep medrese görmüş olanlar, biraz kendimize bakalım. Demeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin be canım kardeşim. Nasıl olur da bu ülkede veri tabanı yazılımı kullanabilir hale gelemeyiz?

Böyle sorunca bu sefer cevap, “hayır tutanaklara ulaşamadık” oluyor. Ulaşalım o zaman.

CHP’li Barış Yarkadaş bir televizyon programında mealen şöyle konuşuyordu “Sürekli yirmi bin sandıktan bilgi alınamadığından bahsediliyor. Bu yirmi bin sandığa partilerin müdahalede bulunmasını şimdilik bir kenara koyalım. O günkü çalışmasının ücretini ödediğimiz müşahitler görevlendirelim ve o sandıklar neredeyse oraya gönderelim. Bu sorun o an çözülecektir. CHP’nin kasasında bu ve benzeri çalışmaları yapmak için 250 milyon lira bulunuyor.”

Kimse yorulmasın ben size sorunlu yirmi bin sandıkla, ücretle müşahitlik yapacak olanlara verilecek iki yüz elli lirayı çarpayım. Sonucu söylüyorum beş milyon lira.

Şu kadar ölüp bayıldığımız, ne oluyor diye depresyona girdiğimiz sorunun çözümü için harcanması gereken para bu işte. Bu yine de az diyenlere, ben beş değil on milyon lira diyeyim. Koskoca Türkiye muhalefeti, CHP, HDP ve solcular on milyon lira bulamıyor mu diye en yüksek sesle soruyorum?

Ve bir kez daha soruyorum.

*

İnce tehdit edilmiş midir bilmiyorum?

Tehdit edildiği için mi konuşamadı bunu da bilmiyorum. Bu iddialar şu anda sadece bir spekülasyon.

Ancak tehdit edilmeseydi de zaten konuşamazdı. Çünkü dayanacağı alternatif seçim sayım sonuçları bilgisi elinde yoktu.

Konuşmayı deneyip “Cumhurbaşkanlığı seçimleri kesin ikinci tura kaldı” diyenler bu iddiasını sürdüremedi. Çok mahcup oldular.


Bunu kaderimiz olmaktan çıkarmak istiyorsak, bu meseleyi kökten çözmeliyiz.

Alternatif bir seçim sonuçlarını oluşturma ve yayımlama sistemi kesinlikle oluşturulmalıdır.

Faraza verilerle itiraz yükseltilemez, “mesela dedik” diyerek isyan çıkartılamaz.

Büyük isyanlar apaçık, sağlam ve inkar edilemez gerçekler üzerinden yükselebilir ancak.