Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 2014.08.20

Türkiye’de sol nedir ve kimdir denildiğinde ne oluyor?

Örneğin “Kürt hareketi ne konumdadır?” diye düşünülüyor. Kürt hareketi çok solcuyum demiyor ama kendisini solun dışında da tanımlamıyor. Zaten Kürt hareketinin HDP’de bulunan, bu günkü aktif müttefiklerinin hepsi de sosyalist. Yani sosyalistlerle ittifak etmekten hiç sakınmıyor.

Kürt hareketinin pek öne çıkmayan solcu olma eğilimi, diğer sosyalist sola oranla çok güçlü bir yapı olduğu için net bir şekilde göze çarpıyor.

Büyük olduğu için diğer sosyalist soldan daha fazla dikkate alınıyor.

Belli bir aşamadan sonra sola sorulacak sorular da ona sorulmaya başlanıyor.

Sol olarak Kürt hareketi muhatap kabul ediliyor.

Sosyalist sol gerilere düşüyor ve en sonunda Kürt hareketi istese de istemese de sol, Kürt hareketiymiş gibi oluyor.

Hatta en son yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “madem herkes durumu böyle algılıyor o zaman bunu üstleneyim” deyiverdi.

Sosyalist sol buna itiraz etmek istedi mi acaba?

İstemiştir herhalde ama kılını bile kıpırdatmadı.

Neden?

Buna enerjisi yok ve uzun süredir afallamış durumda.

Kürt hareketi siyaset yapma tarzıyla ve ittifaklarıyla kurduğu ilişkiler açısından aslına bakarsanız sosyalist soldan çok daha modern.

“Efendim bu hareket bir bölge hareketidir” deniyor ama bölge hareketi hiç geri durmayıp ülkenin cumhurbaşkanlığına adaylığını koyuyor.

Her ne kadar çoğu ana yönelimi belirlemek konusunda şekilsel bir durumda kalsa da siyaset yaptığı ittifaklar ilişkisinin çeşitli merkezi yönetici organları var.

Bizim sosyalist sol nasıl peki?

Sosyalist sol hala kendini devrimci bir odak haline getiremedi. Devrimci bir odak haline gelme işini siyasi yollardan değil de kültürel yollardan yapabileceğini gayet büyük bir rahatlıkla düşünebiliyor. Yıllardır böyle yaptığı halde. Yıllardır başarısız olduğu halde. Dozu gitgide daha da fazla arttırarak.

Size şöyle söyleyeyim, Kürt hareketinin yaptığı kimlik yüceltmesinden kat be kat fazlası sol kimlik yüceltmesini sosyalist sol yapıyor.

Sosyalist sol siyaset yapmaktan uzak durup, sol kimlik yüceltmesine saplanıyor.

Herkesin birtakım sıfatları var, etiketleri var, mitolojileri var ve bu onlara yetiyor.

Seçimlere girememişiz, Soma’ya müdahale edememişiz, forumları eritmişiz ne gam ne keder.

Kızılız, kıpkızılız ya daha ne isteriz.

Sol komünizmin çocukluk hastalıklarının hepsinin hastasıyız.

Nihilistiz. Sebepsiz asiyiz.

*

Devrimci odak önce politik olmayan, kültürel olan temellerde ve şekillerde kurulup sonra asıl işlevini yerine getirecektir denilemez.

Devrimci bir odak olayların, politik gelişmelerin ve politik tavır alışların içinde kurulur.

Kendi mevcut gücüyle derhal işe başlar. Kendi mevcut gücünün üzerinde, geleceğini umduğu güçlerin vesayetini kurmaz. Bu zaten mümkün değildir. Mevcut gücün cesaret ve umudunu kırmamak üzere azami ihtimam  gösterir.

Kürt hareketinden öte bir sosyalist sol varsa eğer sahneye çıkmalıdır.

Eğer birkaç vakit daha sahnede gözükmezsek, perdenin uzunca bir süre bize kapanması ihtimali doğmaktadır.

Eğer devrimci bir odak yaratmak istiyorsak, sosyalist solu ortaya çıkarmak istiyorsak…

Birleşik bir muhalefetin siyasetini belirlemeli, merkezi organlarını yaratmalı ve harekete geçmeliyiz.