Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 2014.07.31

 

Arınç, kadınların kahkaha atıyor olmasını istemiyor.

Herhalde bir ortaçağ kültürü kendisini bu kadar açık tarif edebilirdi.

Düşünebiliyor musunuz?

Ruhu kadınlar kahkaha attıkça kıvranıyor. Her vakit azap çekiyor.

Kadınların kahkaha atmasına bile dayanamayan bir zihniyet varın düşünün başka nelere dayanamıyor.

Hatırlayacak olursak Erdoğan da Kadıköy vapurundan inen kadınların giydiği kıyafetlere zar zor dayanabiliyordu.

Buyurun ölümlerden ölüm beğenin.

Bir korku filminin içinde yaşıyoruz. Hem de en sofistike olanından.

Haneke’nin “Ölümcül Oyunlar”ı.

Evinize iki tane sakin görünümlü insan geliyor ve sonra her hareketinizde, her konuşmanızda bir kusur buluyor. Kusur bulunacak konu sayısı sonsuz.

İlk önce gerilimlerle ve aşağılamalarla başlıyor her şey. Ardından sosyopatların evdeki adamın dizkapaklarını golf sopasıyla kırmasıyla devam ediyor kabus.

En sonunda ağzını bantladıkları kadını kayıkla götürdükleri denize itiveriyorlar.

Bütün bunlar yaşanırken evde bir ara kadın onlara “Bunu neden yapıyorsunuz?” diyor. Sosyopatlar “Neden yapmayalım ki?” diye cevap veriyorlar.

Benin en üzüldüğüm durum bu işte.

AKP’nin hepimizin gözünün içine baka baka “Neden yapmayayım ki?” diyebilmesi.

Bu kadar ahlaksız olabilmesi.

Kendi berbat fikirlerine göre bir dünya kurabilmek üzere bu kadar korkusuz olabilmesi.

Yaptığı şeylerin asla engellenemeyeceğine dair bu kadar emin olabilmesi.

*

Engellenemeyeceğine düşünmesine imkan veren ise devrimcilerin güçsüzlüğü varsayımı.

“Nasıl olsa yanıma kar kalacak” diye düşünüyor.

Bu şuursuz AKP’lilere sadece, “Gün gelecek devran dönecek Gezi Direnişi’ni unutmayın” demek istiyorum.

1905’de paçayı kurtarmış olabilirsiniz ama 1917 Şubat ve Ekim’ine eninde sonunda geleceğiz.

Tarih sizin sandığınız ve istediğiniz gibi durmaz, ilerler.

*

Ey sol.

AKP’nin durumu belli.

Kadınlar gülsün istemiyor.

O zaten şarkıdaki gibi ağlayanlar çok, gülenler az olsun istiyor. O ağlayan çok, sömürülen ve ezilen çok ama gülen az bir dünya istiyor. 

Bu güne kadar analarımızı ağlatanlar; analarımızın, bacılarımızın, sevgililerimizin ve gül goncası kızlarımızın gülmelerini istemediklerini açık açık söylüyorlar. Tamam.

Peki sen bu ümidin düşmanlarını durdurmak üzere neden harekete geçmiyorsun?

Neden hala kadınların gülmesine bile karşı olanları diğerleriyle aynı görüyorsun?

Bak bizim güçsüzlüğümüze dayanarak “Neden yapmayayım ki?” diye alay ediyorlar bizimle.

Ne zaman harekete geçeceksin?

Ne zaman “gayruk yeter" diyeceksin?

Ne zaman “Yapamazsın da ondan!” diyeceksin?