Hakan Öztürk / hakanozturk1871@gmail.com / 2014.07.09
Seçimlerle ilgili olarak sadece kime oy vereceğiyle ilgi açıklama yapmak solun alışkanlığı haline geldi.
Deklarasyon.
Tam bizim sola göre.
Şöyle sıkı bir duruyorsun. Karnı içe çekiyorsun. Paat deklarasyon.
Kasılmış halimiz bir on-onbeş dakika değişmiyor.
Ne yaptık kardeş?
Deklare ettik.
Marks da Kapital’in önsözünde “söyledim ve ruhumu kurtardım” dememiş miydi? Aynen öyle işte.
Ama Marks sadece kitap yazdığında öyle demişti. Siyaset sadece söylemekle ruhunu kurtaramaz. Ruhu da canı da kapının arasına sıkışıverir.
*
Peki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermeyi düşündüğümüz adayla ilgili olarak seçim mücadelesi yürütecek miyiz?
Yoo…
Eğer bir adayı tercih ettiğimizi açıkladıktan sonra, o aday için seçim çalışması yapmasak olur mu?
Bence olamaz.
Genel olarak sol aday gösterilen kişiye nasıl sadece oy vereceğini deklare ediyor ise, sağ olsun HDP cenahından arkadaşlarımız da sadece gösterdikleri adayı deklare ediyorlar.
Bu yerel seçimlerde daha da belirgin bir şekilde öyleydi.
HDP’li arkadaşlarımız kendi belediye başkanlarını belirleyip deklare ettiler. “Buyurun buradan yakın” durumu yani. Kendi dışındaki solla görüşme gereği bile duymadılar. Daha büyük kuvvet olmanın sorumluluğu bu mudur? Hiç zannetmiyorum.
Neyse canları sağ olsun. Yerel seçimleri geçtik, geldik cumhurbaşkanlığı seçimlerine.
Arkadaşlarımız bu kez görüşmeler yaptılar ve daha açık davrandılar ama elbette ki yine ideal bir süreç yaşanmadı. Her şeye rağmen de bu aşama, yerel seçimler aşamasından ileri.
Garip bir şekilde aday gösterenler, adaylarının çok derinden sahiplenilmesini ve ortak bir çalışma yürütülmesini istemiyor. Bu nasıl bir iştahsızlıktır anlayabilmiş değilim. Birileri senin adayın için çalışacak ama sen işleyiş olarak bunun önünü açamıyorsun. Bunu da bizim memleketin insanları yapabilirdi ancak. Helal olsun.
Bütün bunlardan çıkarmamız gereken bir sonuç şu olabilir:
Eğer adayını sadece deklare etme eğiliminde olur isen, çevrendekiler de sadece oy vereceğini deklare etme eğiliminde olurlar.
Deklarasyon yapan deklarasyon görür.
*
Bu ahval ve şerait içerisinde olsak da kısır döngüye girmeyelim.
Kısır döngüyü seçim mücadelesine girerek kıralım.
“Deklarasyon yapan Allah’ından bulsun” deyip HDP’li arkadaşlarımızın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Selahattin Demirtaş için, canımızı dişimize takarak güçlü bir seçim çalışması yapalım.
Yeri göğü inletelim.
Onun ek yüksek oyu almasını sağlayarak Tayyip Erdoğan’ı geriletelim.
Seçim ittifakları esnasındaki büyük küçük birtakım sorunlar asıl hedefimizin önüne geçemez. Seçim ittifakı sorunları dostlar arasındaki sorunlardır. Onlar aşılabilir.
Önümüzdeki asıl büyük bela, bütün bir tarihi Ortaçağ karanlığına boyamaya hazırlanan Tayyip Erdoğan’dır. Hiçbir şekilde hafife alınamaz. Neler yapacağını açıkça söylemektedir.
Bu adam Rusya’da çarlık yıkıldığında, çarın geri gelmesini isteyen adamdır.
Bu adam çarlığı ister, monarşiyi ister, saltanatı ister. Başkanlık sistemini de istiyor. Bu ülkenin halklarına kan kusturmak için istiyor.
Parlamenter sistem Erdoğan’a fazla serbest gözüküyor. Onu bile ortadan kaldırmak istiyor.
Solcular için parlamenter sistem ile monarşi fark eder. Duma ile çar fark eder.
Solcular buna karşı mücadele eder.