Normalde sosyalistler Kürt hareketini ne diye eleştiriyor?

Türkiye’nin Kürt meselesi dışında kalan genel konularıyla yeterince ilgilenmediği yönünde eleştiriyor.

Peki şu anada durum öyle mi?

Bence değil.

Örneğin cumhurbaşkanlığı seçimleri için kim bir çaba sarf ediyor?

Kürt hareketi. Sadece bir bölgeyi esas alıyor diye eleştirilen, tek gündemle sınırlı diye eleştirilen hareket.

Sosyalist sol ne yapıyor?

Bıraksan hala yerellerden bahsedecek.

Devlet birkaç tane muhtarlık seçimi koysa cumhurbaşkanlığı seçimleri esnasında bizim sol tamamen onla uğraşır. Sonsuza kadar onla oyalanır “yereller yereller” diye sayıklayarak.

Solun seçim deyince tek uygun bulduğu şey muhtarlık seçimleri. Bu hangi yüksek felsefeye dayanıyor hala anlamış değilim.

En esaslı sosyalist sol, genelden sorumlu sol, bütün sorunları kapsayan sol ne yapıyor bütün cumhurun cumhurbaşkanlığı seçimleri esnasında.

Hiç. Çünkü kendileri hiççidir. Sözüm ona ya hep ya hiççidir de ondan hiççidir. Yani aslında hepsini istediği için hiççidir. Yanlış anlaşılmasın.

Sol genel meseleyle ilgilenmiyor ama Kürt hareketi ilgileniyor sonuç olarak.

Hatice’ye değil neticeye bakalım.

Tavşan ve kaplumbağa hikayesi. Kaplumbağa büyük bir sebatla ilerleyip hareket etmeyen tavşanı geride bırakıyor.

 

*

Tehlike şudur.

Sol önümüzdeki birkaç turda daha eğer yerel değil ülkesel meselelerle ilgilenmezse iyice haritadan silinecek. Mevcut durumu bir hacıyatmaz durumu değildir. Hacı yatabilir. Zaten şu anda iki seksen yatıyor.

Bu sefer kaçırdık bir dahaki sefer yakalarız diye bir şey yok.

Sol ülkesel, ülke çapında bir meseleyle kategorik olarak ilgilenmemeyi temel alışkanlığı haline getirmiş durumda. Ülke çapında politik mesele dersen tüyleri diken diken oluyor. Yereller dersen rahatlıyor, yatışıyor. Tam bir yerel dersem çık, ülke dersem çıkma oyunu.

Seçimler genel ve politik bir konu olarak her önüne geldiğinde sol bundan bir bahaneyle kaçıyor.

Beğenmiyor, kulp takıyor, istemezük moduna geçiyor.

Tam bir Mister No’ya dönüşüyor.

Sonuç ne oluyor?

Sol akım büyük, bütünsel ve kapsayıcı olma iddiasını kaybediyor.

Politik olma iddiasını kaybediyor.

Herhangi bir mızmızlık yapma haline sıkışıp kalıyor.

 

*

Sol sorunun bir dil sorunu olduğunu söylüyor.

Bunu neden böyle söylüyor?

Sorunun koskocaman bir akıl-fikir-siyaset sorunu olduğunu perdelemek için.

Solun önerdiği bir akıl, bir siyasi tez yok. Yön tayini yok.

Gelişi güzel gidiyoruz. Topun gelişine vuruyoruz.

Bolşevikler, Geçici Hükümet’i kabul etmiyorlardı, “bütün iktidar sovyetlere” diyorlardı. Rusya’nın savaşa girmesine karşı çıkıyorlardı. Savaşa girerse yenilmesini istiyorlardı. Bunlar onların siyasal tezleriydi. Hatta bunlar ilk duyulduğunda garipsenen, hiç kabul görmeyen siyasal tezleriydi.

Onların siyasetleri vardı. Yerel değil ülkesel siyasetleri.

Efendim, Rusya’nın savaşa girip girmeyeceği konusu bizi aşar biz gidip Sibirya yerellerinde bostan ekelim demediler.