Televizyon programlarındaki tartışmalarda bazı şahsiyetler sürekli Kürt hareketinin şiddetten uzak durması gerektiğini anlatıyor. Kürtler dağlara çıkmasın diyor. Gerilim çıkartmasın diyor.
Fakat aynı zevat Özgür Gündem gazetesine 1 aylık yayın yasağı getirildiğinde ağzını bile açmıyor.
Yahu hani demokratik alanda mücadele verilmesi gerekirdi.
Hani en güzeli ovada siyaset yapmaktı.
Ne oldu?
İnsanlar gazete bile çıkaramayacaksa, nasıl derdini anlatacak?
***
Newroz’un 21 Mart’tan önce kutlanması yasaklandı.
Efendim, PKK ayaklanma çıkaracakmış.
Bu ayaklanma ancak Newroz’dan birkaç gün önceki tatil günün de mi çıkarılabiliyor acaba?
Bu nasıl bir siyaset konuşmaktır? Bu kadar akıllara ziyan bir iddia nasıl ortaya atılabiliyor?
Yok, konu ayaklanma da değilmiş de, tatil günlerinde kutlanan Newroz’da Kürt halkının milyonlar düzeyinde katılma ihtimali varmış. Şanlı AKP hükümeti bu nedenle yasaklıyormuş hafta sonu gerçekleştirilmek istenen mitingleri.
Şu AKP sağcılığının hak gasp etmekten rahatsız olmayan fütursuzluğuna bakınız.
Sayın AKP hükümeti, siz her boy gösterdiğiniz yerde milyonların oyunu almaktan bahsediyorsunuz ya. Bir kere bırakın da sizin dışındaki toplumsal kesimler kendini saydırsın.
Sakin sakin oturun hafta sonu. Histeri krizi geçirmeden, celallenmeden haberleri izleyin.
Newroz’a katılmış milyonları sayın.
Hep kendinizi saydırmayın. Bir kere de Kürt halkını siz sayın ve saygı gösterin.
Şu gerçeğe de varın. Milyonlar iş olsun torba dolsun diye meydanları doldurmazlar.
Newroz meydanındaki milyonları sayın ve sorunun kaç milyon büyüklükte olduğunu anlayın.
Bu ülkede sizden başka milyonlar olduğunu öğrenin.
Siz o milyonların tek tek sayılacağı bir bayramı yasaklayamazsınız.
Kimse sizin her seçimlere girerek tek tek sayılmanızı nasıl engellemiyorsa, siz de insanların bayramlarda sayılmasını engelleyemezsiniz.
Çok değil şundan üç beş yıl öncesine kadar, kendinizin sayılmama tehlikesine (darbe tehlikesine) karşı çır çır çırpınıyordunuz. Şimdi durum değişti, ahlakınız da mı değişti?
Demirel’den pek hoşlanmıyorsunuz ama onun “dün dündür bugün bugündür” meşrebini hemen benimsemiş durumdasınız.
Bakın AKP’liler!
Her oyunun bazı kuralları vardır. O kuralları bozamazsınız.
Kendini saydırıyorsan, başkasını da sayacaksın.
Bir mitinge ister yüz, ister bin, isterse milyon sayıda insan gider. Siz bunu engelleyemezsiniz.
Bir mitingde hiçbir şekilde suç teşkil etmeyen şey, olabildiğince fazla insanın mitinge katılmasıdır.
Mitinglere toplumsal-siyasal anlamını veren zaten budur.
Tarih ve gerçekler AKP hükümetinin keyfine göre değiştirilemez.
***
Gazete çıkartılamıyor.
Newroz mitingine gidilemiyor.
Yasal partide faaliyet yürütülemiyor.
Seçilmiş olunmasına rağmen, milletvekili olunamıyor.
“A” denilse savcılar dava açıyor.
Tutuklanmış küçücük çocuklarımıza tecavüz ediliyor.
Köylünün tepesinde F16’dan atılan bombalar patlıyor.
İnsanların Kürtçe konuşmaları çevrilip suç sayılabiliyorken, Kürtçe konuşmaları çevrilip savunma sayılamıyor.
Sonra da televizyonlara çıkanlar ovadaki siyasetten bahsedebiliyor.
Eğer iyi olan ovada siyaset yapmaksa bu ovanın halinin ne olduğunu sorabilen var mı?
Ovanın bu hale gelmesine karşı susanların, ovadan vazgeçenlere karşı konuşma hakkı olamayacak