Çocuk eğitimi üzerine çalışma yapmış bir üniversite hocası konuşuyordu Ahmet Hakan’ın programında.Okul öncesi eğitim verilirse, çocuklar arasında sosyo-ekonomik eşitsizlikten kaynaklanmış olan eşitsizlikler giderilebilir, diyordu. Yani alt gelir gruplarına dahil insanların çocuklarının öğrenme yetenekleri, üst gelir gruplarına dahil insanların çocuklarına yakınlaştırılabilir.Her şeye rağmen güzel?Şu insanlıktan eser kalmamış dünyada hala böyle bir mekanizma yaşıyor!Fakir çocuk, zengin çocuğa yetişecek.Filim gibi.Hoca bu izahatı yaptığında tartışma programında mutluluk rüzgarları esti resmen.Programdakiler içten içe kendilerini çok suçlu hissediyorlardı. O nedenle eğitim sisteminin böyle bir özelliği onları çocuklar gibi sevindirdi. En azından bu vardı işte. Eşitlik imkanı vardı. İnsanlık tamamen ölmemişti. Onlar da o insanlığın parçasıydılar…Ahmet Hakan ve diğerleri, o kadar da kötü bir cemiyet değiliz diye düşündü.- Sosyo-ekonomik eşitsizliklerden kaynaklı eşitsizlikleri gidermek herkesi bu kadar mutlu ediyor mu?- Ediyor.- E o zaman, sosyo-ekonomik eşitsizliklerin ta kendisini ortadan kaldırsak daha fazla mutlu oluruz.Ben Ahmet Hakan gibi insanların her şeye rağmen eşitlik fikrinden ötürü heyecanlanmalarını çok olumlu buluyorum. Sonuç olarak aynı ahlaki prensibi dikkate alıyoruz. O sadece prensibi düşük dozda kullanmaktan yana. ***Bir ahlaki değerin yaşıyor olmasından duyulan heyecanı bir kere de, bir belgeselde gözlemleme imkanım oldu. Hatta heyecanlanan kişi bilakis metni okuyan spikerdi.Spiker kırılmış ama yeniden kaynamış bir hayvan fosilinden bahsediyordu.Hayvan muhtemelen bir sırtlandı.Fosilden anlaşıldığına göre bacağı kırılmış ve yeniden kaynamıştı. Bu durumda bacağı kırılan sırtlan bacağı kırıldıktan sonra da beslenmeye devam edebilmişti. Bu, sürü üyeleri yaralı bir sırtlanı beslemiş demekti.Büyük bir soğukkanlılıkla belgeselin metnini okuyan spiker bile çok takdir ediyordu, yaralı sırtlanı besleyen sırtlanlar sürüsünün uygarlığını. Lakin acı olana şey şuydu: Spikerin sırtlanlar arasında mevcut olması nedeniyle takdir ettiği davranış insanların uygarlığından silinmek üzereydi. Bunu önemsemiyordu spiker. Beni bu üzüyordu işte.Herhalde ben “avlanamayan sırtlanı beslemek iyiyse neden kapitalizme karşı değilsin dost” diye içerliyor durumdayım.İyi şeylerin bir kırıntısından heyecanlanan spikerlerin ya da programcıların sosyalist olmaları gerektiğini düşünmekten kendimi alamıyorum.Yaralı sırtlanı savunmaya başlarsan sanki dünyadaki bütün yaralıları savunmaya başlarsın gibi geliyor bana.İstiyorum ki, Ahmet Hakan çocukların öğrenme yeteneklerinin eşitlenebileceğini duyması üzerine yaşadığı mutluluğu tamamına erdirsin. Sanki ona yakışan budur, insanlığa yakışan budur gibi geliyor bana. Bir başladın mı sonuna kadar götürürsün…İnsan eşitsizliğin kötü bir şey olduğunu anladıktan sonra, eşitsizliği inine kadar kovalar sanki. ***Minik yavrularımız arasında öğrenme yetenekleri açısından eşitsizlikler oluşmuş!Kaldıralım hemen.Bu durum ana babalarının fakir ya da zengin olmalarından kaynaklıymış.O tatlı bebeklerimizin kaderinin çizilişi olarak ne kadar utanç verici.Düşünebiliyor musunuz?Annesi-babası fakir olduğu için Ayşe’nin küçücük elleriyle çizdiği yan çizgiler ve yuvarlaklar güzel olmayabilir.Ve o buna üzülebilir.Eğer Ayşe üzülecekse, o üzülmesin diye anne-babasının fakir olmasına da karşı çıkamaz mısın Ahmet Abi?Ayşe’nin üzülmeme ihtimalini sevemez misin?Ayşe’nin okul öncesi eğitimde olduğu kadar okulda da eşit olmasını savunamaz mısın?Ah benim Ahmet Abim!Okullardan sonra da bütün insanlar eşit olamazlar mı?