Normalde Radikal adlı gazetemiz had safhada hassastır. 
 
Adı Radikal’dir ama hep en uygun ölçüde solcudur. En uygun dozda solcuları arasında barındırır her daim. Mağdur insanların kokmaz bulaşmaz savunucusudur.
 
Trend solculuğunun amiral gemisidir. Bütün trendeler onda başlar onda biter. Her türlü solculuğun ve liberalliğin en trendini bu yayın organı yapar. 
 
Sorsanız, mevcut gazete yazarları yüksek sosyetesi vasat olan her şeyden nefret eder ama memleketin en orta malı görüşlerini bu gazeteden okursunuz.
 
Efendim bu muhteşem gazete, 25 Şubat 2012 günkü nüshasında Hocalı’da yaşananların protesto edileceği mitingi duyuran ilanı yayımlamış.
 
İlan herkesi Ermeni iddialarına sessiz kalmamaya çağırıyor.
 
Hepimiz Hocalılı, diye internet adresi veriyor.
 
Allah bir, özelleştirmeler kötü, parasız eğitim iyi desek; otomatik olarak tersini söyleyecek kadar septik olabilen Radikal gazetesi, ilanla ilgili bir kaşını kaldırma gereğini hiç duymamış nedense.
 
Şüpheci karakterleriyle kedi olalı bir fare tutacaklardı ama o da nasip olmamış.
 
Basmışlar kapkara ilanı gazetenin orta yerine.
 
Nedir onlar için mesela: Herkese eşit bir mesafede duruyoruzdur. Tarafsız kalıyoruzdur.
 
Yürü be özgür insan!
 
Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz, dedik ya. İlla ki bu kadük edilecek.
 
O zaman da hepimiz akla gelen her şeyiz.
 
O ilan yayımlanırken Radikal yazarlarının çok iyi koku alan burunlarına, hiç kötü bir koku gelmemiş mi acaba?
O faka basmaz yüksek sinir sistemleri onları hiç uyarmamış mı?
 
Bu hareketin çok uzaktan bir benzerini, bizim solcu saymadığımız uyduruk bir “solcumsu” kişiler topluluğu yapmış olsaydı…
 
Vay anam vay! Vay ki vay…
 
Ne solun tarihi kalırdı. Ne bütün sosyalistlerin ne kadar milliyetçilikten kopamamışlığı. Ne Kemalistliğimiz. Ne statükoculuğumuz.
 
Çook eski sosyalist örgütler deneyimlerinden örnekler verirlerdi. (Olan örgüt deneyimleri de belki kantinde devrimcilerle birkaç kere çay içmişlikleridir muhtemelen.) Engin bilgileriyle dökerlerdi de dökerlerdi. Engin Ardıç sınırlarında dolaşırlardı.
 
E ne oldu şimdi?
 
O fiyakalı hallerden eser kalmadı bence.
 
Radikal’in güzelce duyurduğu mitingde, “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz” dövizi taşındı.
 
“Hepimiz Ogün Samast’ız” diye sloganlar atıldı.
 
Duyarlı gazete Radikal’den bir de kendi kendilerine karşı şüpheci ve eleştirel olmalarını bekliyoruz artık.
 
Muhteşem gazetenin, bütün mağduriyet takipçisi, cool ve sool köşe yazarlarından da bir tavır görmek isteriz doğrusu.
 
Bu arada basınımızın yine çok beğendiği, mülayimliğini yere göğe sığdıramadığı Has Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu da mitinge gidenler arasında.
 
“Sıkıntılı bir miting” demiş kendisi.
 
Şu sıkıntı kelimesi olmasa bizim memleketteki politikacılar konuşamayacak. Bu ne bitmez tükenmez sonradan görme diplomatikliktir. Bir kerede meselenin adını koyma cesaretiniz olsun arkadaş.
 
Sıkıntınız batsın.
 
Yürüyenler “bir gece ansızın gelebiliriz” diye pankart taşıyor. “Bozkurtlar burada Hrantlar nerede” diye bağırıyor. Daha olayın sıkıntısı mı kalmış.
 
Hükümetten konuşan mümtaz şahsiyet (İdris Şahin) konusunu Taraf gazetesini havale ediyorum. Bu Bakanı da değişimci mi bulurlar, “aslında öyle demek istemedi” mi yaparlar bilemiyorum.
Bir de gerçek sosyalistler bakınız:
 
“Hiçbir katliamın diğerinin bahanesi olmayacağı ve hiçbir acının diğerinden üstün olamayacağı belirtilen açıklamada "Hocalı Katliamı'nın 1915 Ermeni olaylarıyla kıyaslanmasına, Ermeni trajedisi inkar etmek için malzeme olarak kullanılmasına itiraz ediyoruz. 
 
Hrant Dink'in katli sonrası karanlık güçlere karşı Türkiye'deki Ermenilerle dayanışmak anlamında acı ve öfkeyle dile getirilmiş olan 'Hepimiz Ermeniyiz' sloganı geçersiz kılmak ve sulandırmak amacıyla ortaya atılan 'Hepimiz Azeriyiz' sloganına itiraz ediyoruz"
 
Kim diyor bunu?
 
Sosyalist Azerbaycanlılar Birliği.
 
Bir onların yaklaşımına bakınız bir de kendinize ey Radikaller.
 

Bundan sonra da atıp tutarken biraz ağır olunuz.