CHP muhalefeti neden seçimleri kazanamadı?
Önce bir duralım. Seçimleri neden kazanamadı dediğimiz parti, üç beş sene öncesine kadar istikbalini orduyu göreve çağırmakta gören bir partiydi. O haline göre şu anki halinin gayet iyi olduğunu anlamalıyız. Karşımızda ilk kez normal bir ana muhalefet partisi var.
Bu bir kazanımdır.
Başörtüsü konusunu bırakıp hiç değilse yolsuzluk gündemine eğildi.
Gezi Direnişi’ni lafzen de olsa olumlu buldu.
Tarih ve hayat böyle ilerler. Olayların akışı bilgisayar ekranındaki bir pencereyi kapatıp öteki pencereyi açar gibi olmaz.
Yani olayların akışını sanıldığı gibi Facebook ve Twitter belirlemez. Olayların akışını tunçtan bir kanun gibi her zaman modern siyasal partiler belirler. Neden böyle söylüyorum? E görüldüğü gibi öyle oldu. Mücadele AKP ve CHP arasında geçti.
Peki Facebook, Twitter kullanmak ya da web sayfası hazırlamakla olmuyorsa, cemaat olarak yaşamakla da mı olmaz? Olmadı işte. Görmüyor musunuz? Cemaat, modern siyasal parti olarak AKP’nin karşısında etkili olmadı.
Bunları açığa çıkarmakta çok büyük fayda var. Çünkü solda orduyu göreve çağırmak, internetten medet ummak ve cemaat gibi yaşamaya çalışmak gibi berbat huylar vardır. Hepsi de asıl yükümlülüğünden uzaklaşıp işin kolayına kaçmak anlamına gelir ve hiçbir sonuç vermez.
Vah vah vah muhalefet belediyeleri kazanamadı!
Kazanamadı ama birçok ilde iktidar partisinin ensesindeydi.
CHP İstanbul’da oylarını %37’den %40’a yükseltti. Kazananla başa baş yarıştı.Ankara’da %31,5 iken %44 oldu. Kazanmış olan parti hala belli değil.Bu siyasal bir başarıdır ana muhalefet partisi için.
Seçimler yoluyla yenilemez gibi görünen AKP efsanesi bitti.
AKP her sandıkların başında hiç rahat değil artık. Korkuyor. İlk kez korkuyor.
Muhalefet siyaset yapa yapa AKP’yi yakaladı ve şeytanın bacağını kırdı. Bundan böyle muhalefetin AKP yenmesi son derece mümkündür.
Bu kolay olmadı. Muhalefet buralara dişiyle tırnağıyla siyasal mücadele vererek geldi.
Gezi Direniş bu siyasal mücadelenin en parlak örneğiydi ve kendisini forumlarla sürdürmeye çalıştı. Berkin Elvan için yürüyen milyonlar mücadeleci ruhun sürdüğünü gösterdi.
Muhalefet oylarının İstanbul ve Ankara’da AKP’yi yakalamasının arkasındaki güç budur. Bu gücün seçim kurullarının önünde bütün hilelere ve oy hırsızlığınakarşı nöbet tuttuğu apaçık görülebilir.AKP’nin her türlü hırsızlığına ve hukuksuzluğuna karşı direnenler, onun oy hırsızlığına karşı da direniyor. Direnişvarlığınıİstanbul ve Ankara’da en üst düzeyde göstermişti, şimdide sandık nöbetlerinde gösteriyor.
Seçimler oyun değil gerçektir. Seçimlerden uzak duranlar gerçeklere gözlerini kapatmış olurlar. Halk seçimlerde had safhada politize olur, iyi veya kötü bir siyasal irade ortaya koyar. Halkın kendisini ifade etmesinin en önemli yollarından biri de seçimlerdir. Her bir insanın gidip temel siyasal konularla ilgili olarak“evet ya da hayır” demesi, diyebilmesi önemlidir. Bir insanın siyasette söz sahibi olabilmesi için, illa ki orantısız zekaya sahip olması gerekmez. Her bir insanın yaşayabileceği siyasallaşmaları önemsemeliyiz. Yoksa siyaseti sadece çok zekiler ve çok cesurlar ya da daha kötüsü çok zenginler yapar.
Zaten başlangıcı yapmıştık. Bu seçimler bence iyi bir mücadeleye devam oldu.
Bence zaten dört haftada olmazdı, dört ayda da olmaz. Dört yılda olacak sanılmasını da oldum olası doğru bulmamışımdır. Tam üniversitedeki solcu zamanlaması. Fakülteyle birlikte mücadeleden de mezun olmak. Üniversite öğrencisine dört yıl uzun gelir ama mücadele tarihi için öyle değildir.
Ne diyelim, yaşadığımız seçimlerde “şoke” olunacak bir şey yok.
Ne yapmalı, ne yapacağız?
Sosyalistlerin birlik fikri yükseltilmeli. Yapılabilecek her türlü başka düzey birlik çabası sosyalistlerin birliğinden sonra gelmeli. Yoksa bütün denemelerde görüldüğü gibi sosyalistlerin tezleri hiçbir şekilde yaşayamaz.
Sosyalistler birlik olabilirse ancak daha geniş birliklerde etkili olma şansını sürdürebilirler.
Sosyalistler en geniş toplumsal muhalefeti yaratabilmek, onun içinde etkili olabilmek için birlikte siyaset yapmalılar.
Çıkış yolu budur.