Annesinin her gün soracağı bu soruyu bütün Türkiye soruyor.  Berkin, onun çocuk kanatlarıyla ayaklanan bu onurlu toplumun kalbinin tam ortasında.

Osmanbey’de polisin katliam yapar gibi üzerine  saldırdığı büyük insanlık var ya, orada. Aynı anda Türkiye’nin her alanını, her okulunu, her taşıtını, her fırınını eylem alanına çevirenlerin yanında. Berkin her yerde.

Bir de en büyüğümüzü ve en küçüğümüzü defnettiğimiz yerde;  Feriköy mezarlığında, ömrü haramzadelerle mücadeleyle geçmiş olan Mihri Belli dedesi bakacak ona.

Her sofrada Berkin var. Gaz yedik, cop yedik, haram yemedik diyenler, ekmeği mis gibi Berkin kokuyor diye kucaklayacağız. Haram yiyenler, ekmekten bile korkacak artık.

Hadi bakalım AKP, sıkıysa ekmeği de yasakla?

*

Berkin belki de ekmek almak için çıktı ama mahallesindeki ağabeyleri, ablalarına bakmak istedi. Halkımız için fark etmiyor ki, bunu biliyor yine de ayaklanıyor; isterse taş atsaydı, bir çocuğu öldürdünüz diyor halkın bütün katmanları.

AKP ne diyor? Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, "O yaştaki bir çocuğun o meydanlarda olmaması lazım” buyurmuş. Ve devamında “tasvip etmiyorum” diyerek neredeyse aileyi suçluyor.

Peki Belma Akşit, Mısır’da Esma’nın öldürülmesine, bir çocuk olduğu için hepimiz üzüldük. Hatta senin başbakanın canlı yayında hüngür hüngür ağladı. Müslüman Kardeşlerin önderlerinden olan babası Muhammed el-Bilteci'ye de böyle seslendin mi o zaman?

Madem kadın kolları başkanısınız, haberiniz vardır; bu hafta iki adliyede kadın cinayeti oldu. Çağlayan ve Elazığ adliyelerinde can veren kadınların, en güvenlikli yer kabul ettiğimiz adliye binasına gitmelerini de mi tasvip etmiyorsunuz?

Ya Çağlayan adliyesinde, bir de yanında koruma memuruyla gittiği halde, bir de oğlu tarafından öldürülen Hanime Arslan, adliyeye mi gitmemeliydi size göre?

Kadınlardan sadece oy ve çocuk isteyen partinizin en kıymetlisi o “aile” var ya, o “çocuğu olmayan bilemez”  ler var ya, bakın bir oğlan doğurmuş işte Hanime, sizin tasvip edebileceğiniz gibi. Çocuğu var, biliyor evlat sahibi olmayı ve o evladın eliyle, dünyanın en müthiş adliyesi diye övündüğünüz Çağlayan’da, hem de koruma memuru ile beraber öldürülüyor olmasına ne buyurdunuz? Onu bir duyalım bakalım.

Bu Çağlayan adliyesinde bizim ne zaman davamız ve eylemimiz olsa, güvenlik amaçlı haklarımızı kısıtlayanlar, Hanime öldürülürken neredelermiş? Sordunuz mu?

*

Bu hafta kadınlar adliye binalarında bile, yanında korumalar olduğu halde bile can verince, korunma altındaki binlerce kadın kardeşimizde haklı olarak büyük bir endişe yaşandı. Devletten umudu kesen birçok kadın kardeşimiz aynı gün, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna başvurdu.

Bu sırada sorunu çözmekle yükümlü olan ve bütün olanakları elinde bulunduran Bakanlık ne yaptı peki? Konuyla ilgili tek bir açıklama yapmayıp, başbakanını kurtarma telaşındaki Ayşenur İslam haftanın gafına imza attı. Telefon dinlemeleriyle ilgili; “tespit edilen dinleme sayısı yarım milyon kişi. Bu demektir ki Türkiye'de işe yarayan insanlardan dinlenmeyen kimse kalmamış. Şundan emin olabilirsiniz, Türkiye'de adam olmuş herkesin, gizli bir yerde bir kaseti var, hayırlı, uğurlu olsun” diye konuşan, kadınlardan sorumlu bir Bakan olabilir mi?

Ne demek istiyor? Adam olmayanlar; kadınlar işe yaramıyor mu? Daha ötesi 77milyona yakın Türkiye nüfusunun 76 milyonu işe yaramıyor mu?

Ey AKP’ye oy veren halkım, ey bütün güzel şeyleri üreten, esas işe yarayan halkım, bakın Ayşenur İslam’a göre işe yaramıyormuşsunuz. İşte AKP yöneticileri, halkı böyle görüyor. İstemeden bunu açığa çıkarıyor tecrübesiz yeni bakan.

Ey Ayşenur İslam, siz gaf konusunda Egemen Bağış ile yarışacağınıza, kadın kardeşlerimizin hayatını kurtarmak için bizimle yarışsanız, o zaman tecrübe kazanırsınız.    

Yapamıyorsanız da, bırakın, biz yaparız. Elinizde bulundurduğunuz olanakların hiç biri olmadan bu kadar umut oldu isek, o olanaklar elimizde olsa Türkiye kurtulur, Türkiye.

Türkiye’yi siz batırıyorsunuz ama kurtaracak olan çok büyük bir kuvvet var; Berkin’in güzel yüzüyle her yerden size bakıyor.

Berkin burada.