Aklımızla ve ellerimizle yarattığımız şeyler üzerine konuşabiliriz. Aklımızla ve ellerimizle olmayan şeyleri yaratabiliriz.
Lenin, “Emperyalizm - Kapitalizmim En Yüksek Aşaması” kitabıyla bize ne anlatmaya çalışıyordu?
Kapitalizm ilerliyor, genişliyor ve işler sertleşecek.
1. Tekeller oluşmuştu.
2. Sermaye kaynaşmıştı.
3. Sermaye ihracı önemli hale gelmişti.
4. Tekelci kapitalist (emperyalist) birlikler (bloklar) oluşmuştu.
5. Topraklar paylaşılmıştı ama daha kozlar paylaşılmamıştı.
Kapitalizmde ilerleyenler yağmuru yükleniyor, kabarıyor ve öne çıkıyorlardı.
Şimşekler çakıyordu.
Kautsky’nin karıştırdığı şey neydi peki?
Kautsky diyordu ki:
- E tekeller oluşuyor ya,
- Evet.
- Sermaye de kaynaşıyor, birleşiyor ve su gibi ihraç oluyor, transfer oluyor.
- Evet.
-Her şey tekelleştiğine, birleştiğine, kaynaştığına göre emperyalistler de birleşirler. Filler birleştiği için tepişmediğine göre, çimenlerde ezilmeyecektir.
Koca Kautsky kaç hatayı üst üste yapıyor değil mi?
Yahu bir kere sermaye çeşitleri birleşiyor, bir düzeyde tekelleşmeler oluyor diye emperyalistler birleşmez. Tekelleşme bir tarihsel zamanda tek bir tane tekel yaratmaz. Birçok tekel yaratır.
Çok yani, birden fazla.
Bu da birden fazla fil demektir. Birden fazla fil birleşmez, tepişir.
Filin oluşum süreci fillerin oluşum sürecidir. Süreç hem çatallanır hem de kendi kendini budar.
Lenin, o işine geldiği gibi anlama prensi Kautsky’e bunları anlatmaya çalışıyordu işte.
Bir insan bu kadar mı haklı çıkar.
O güne kadar insanlığın gördüğü en büyük savaş çıktı. Bir dünya savaşı. Dünyanın en büyük filleri tepişti.
Emperyalizme uzaktan bakınca tek bir tane gibi gözükür ama yakından incelediğinizde onun da bir “zenginlik” içerdiğini görürsünüz.
Lenin tekelci kapitalist birlik-ler oluşmuştur diyor.
Birlik değil.
Birlikle, birlik-ler arasında bir cihan savaşı kadar fark vardır.
Lenin bunu anlatamadı işte.
Lenin bunu aklıyla anladı. Rus, Yahudi ya da Tatar olduğu için değil.
Aklıyla bir savaşa gidildiğini anladı.
Anlayabilirdi anladı.
Anlaması iyi oldu.
Anladığını anlatması iyiydi.
Anladığı için örgütüne ve işçi sınıfına ve köylü sınıfına anlatabildi.
Anladığı için bir insan gibi hazırlıklıydı. Örgütünü hazırladı.
Anladığı için savaşa karşı çıktı, koşulsuz barışı savundu.
Aklımızla sermayenin ne olursa, ne sonuç vereceğini anlayabiliriz.
Sermayeyi o hale değil bu hale sokabiliriz ya da ortadan kaldırmayı konuşabiliriz.
Aklımızla ve ellerimizle yarattığımız şeyler üzerine konuşabiliriz. Aklımızla ve ellerimizle olmayan şeyleri yaratabiliriz.
Aklımızın ve ellerimizin yaratmadığı şeylerden uzak durmalıyız.
Toplumun bizatihi kendisinin yaratabilir olduğu şeylere dönmeliyiz.
Aklı savunmak, kafa yormakla edinilecek olanları savunmaktır. Hiç yorulmadan ve hiçbir şey yapılmadan edinilmiş olanları savunmak bir felakettir çünkü. Tarihsel sorumluluk, yorulmamış olana karşı yorulmuş olanı savunmaktır.
Dünyayı doğuştan sahip olduğumuz güzellik değil, güzellik yaratmak için kafa patlatmak ve alın teri dökmek kurtaracaktır