Tayyip Erdoğan ne diyor kaymakamlara? “Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir tarafa.” Başka ne diyor? “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı da uymuyorum, saygı da duymuyorum.” Aslında ne diyecekti “verdiği kararı” diye başladığında? “Verdiği kararı tanımıyorum” diyecekti. “Uymuyorum” diyerek viraj aldı. Cümle yamuldu ama olsun.

Yani mevzuatı bir kenara koyuyor, AYM’nin kararına da uymuyor.

AYM’nin kararına uymayacak olan, mevzuata uyar mı hiç.

Erdoğan’ın İçişleri Bakanı ne demişti? “Kapısını kırın alın adamı. Biz yasa yapan yeriz, gerekirse yasa yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız.”

Görüldüğü gibi yasaya, anayasaya, mevzuata ve anayasa mahkemesine uyan yok. Uyacağını taahhüt eden de yok. Bilakis devletin bütün üst düzey yöneticileri tam tersini yapacağını bangır bangır bağırarak söylüyor.

*

Kılıçdaroğlu diyor ki, anayasaya aykırı ama biz dokunulmazlıklarla ilgili düzenlemeye evet diyeceğiz.

Yani anayasaya bir kere aykırı hareket etmekle bir şey olmaz.

Turgut Özal ne diyordu? Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz.

Aile Bakanı teyze ne demişti? Böyle bir olaya bir kere rastlanmış olması karalamak için gerekçe olamaz.

Ana muhalefet partisi başkanının diğerlerinden bir farkı kalmadı.

Anayasaya aykırı bir işi bir kere yaparsanız bu bir sorundur. Anayasayı bir kere delerseniz sorundur. İstismar bir kere bile olmuş olsa sorundur.

Anayasaya aykırı olmak, anayasayı delmek,  çocukları istismar etmek her zaman ve her yerde sorundur.

*

Anayasaya aykırı yasaya bir kerecik evet diyen CHP başkanı, Aile Bakanı teyzeye nasıl esip gürleyecek şimdi? "Bir kereden bir şey olmaz' denir mi?" tutumuyla nasıl kınayabilecek onu?

Bakanı istismarcı birilerini korumak için önüne set çekmekle suçlayan başkan acaba AKP’nin dokunma yasasına arkadan destek verirken ne büyük bir çam devirdiğini görmüyor mu?

Görüyor ama yapıyor.

O zaman Özal’dan, Aile Bakanı teyzeden bir farkı kalmaz.

*

Al birini vur ötekine. Kimsenin kimseye anayasaya uy diyecek bir yüzü yok. Herkes anayasaya uymamanın, bir iki kerecik ihlal etmenin peşinde.

Milletvekillerinin ve asıl olarak HDP milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın da varsın ihlal olsun. Tanrı bu büyük dava uğruna işlenmiş birkaç günahı kolayca affeder nasılsa. AKP’nin üfürükçüleri CHP’li yöneticilere yardımcı olur bu konuda.

Böylece tıngır mıngır giderken ne oluyor?

Operasyonlar sırasında askere, işlediği iddia edilebilecek suçlara karşı koruma sağlayan yeni bir yasal düzenleme hazırlandığı haberine rastlayıveriyoruz.

Nasıl olacak yani? Asker işlediği suçlardan ötürü yargılanamayacak.

Yani? Askere dokunulmazlık geliyor.

*

Ne ala memleket değil mi?

Milletvekillerinin dokunulmazlığı güle oynaya, alkışlarla kaldırılırken. Hodri meydan da hodri meydan denilerek kaldırılırken. Hodur hodur edilirken. HDP milletvekilleri babasının kesesinden gidiverecekken. 

Milletvekillerinden sökülüp alınan dokunulmazlık, operasyoncu askerlere giydiriliyor.

Eğer dokunulmazlık bu kadar kötüyse, askerlere neden veriliyor?

MİT’e neden zaten verildi? Bürokratlara neden verildi?

Mantığa aykırı mı?

Evet aykırı ama bu ülkede yasaya, mevzuata, anayasaya ve elbette ki mantığa aykırı düşmek pek büyük bir ayıp olarak kabul edilmiyor.