AKP, “yol medeniyettir” diyor. Melih Gökçek de “medeniyet” buysa, ben bunu parayla satın alırım diye düşünüyor. O kadar alışmış ki, her şeyi parayla satın almaya , başka bir davranış türü aklına bile gelmiyor.

Aslında Gökçek çok düşünceli adamdır bilirsiniz. Ankara’yı bir sürrealizm cennetine dönüştürmüştür düşüne düşüne. Nereye baksanız bir oyuncak görürsünüz Ankara’da. Orada burada dev kediler, plastikten şelalaler, hatta boş bir arazide devrilmiş yatan bir miki fare bile gördüm bir kere ben.

*

Peki nedir bu medeniyet?

Medeniyet yolu nereden geçer gerçekten?

Bence cevabı, o yolun nereden geçeceğine bakarak bulabiliriz: ODTÜ ormanı.

Ankara’yı kent yapan başlıca merkezlerden biri olan bu orman, öyle doğada hazır bulunmuş da değildir, “bozkırdan bir orman yaratmanın” adıdır. O kadar akıl ve emek vardır ki içinde, o kadar aşamalı ve kompleks bir çalışma ile bugüne gelinmiştir ki, medeniyet nedir bilmek isteyen için, asıl ODTÜ ormanı mükemmel bir örnektir:

 

1950’lerde başlayan bir çaba ile, ilk etapta arazi sınıflandırma haritaları hazırlanmış, mevcut erozyonu engellemek için arazinin %75 inin dikim yolu ile ağaçlandırılması gereği ortaya çıkmış..  'ağaçlandırma seferberliği' başlatılmış, yağmur ve rüzgar erozyonunun kontrol altına alınması için özel bir çalışma yapılmış… günümüze kadar, kara çam, sarı çam, toros sediri, meşe, kavak, badem vb gibi kurak koşullara dayanıklı 23 milyon yapraklı ağaç dikilmiş…

1995’te T.C. Kültür Bakanlığı tarafından Doğal ve Arkeolojik SİT Alanı olarak ilan edilen ODTÜ Ormanı, bugün Ankara'nın en geniş yeşil bölgesidir...

40 yılı aşkın bir süredir devam eden özgün yapısıyla bölgede bir mikro - klima etkisi yaratmış,  kuru geçen yaz ve şiddetli geçen kışları mevsimlerini yumuşatmayı başararak kent iklimini değiştirmiş, Ankara şehrinin güney girişinde hızla gelişen çarpık kentleşmeye bir set çekmiş, Orta Anadolu'da yok olmaya yüz tutmuş flora ve fauna türlerinin bulunduğu önemli bir doğal çevre yaratmış olması, günümüzün ekolojiyle ilgili önemli sorunlarına çare bulunabileceğini kanıtlaması açısından büyük değer taşımaktadır.*

 

İşte ODTÜ bunun için direniyor, Gezi’de olduğu gibi “birkaç ağaç meselesi” değil, “medeniyet” meselesi bu.

Evet ağacı-ki bu sefer binlercesini- korumak ama o ağaçlarda vücut bulan insan aklını, emeğini, özgürlüğü, yaşadığı kenti, medeniyeti, demokrasiyi ve geleceği korumak için direniyor ODTÜ. 

 

Melih Gökçek bunları satın alabilir mi hiç? O kadar densiz ki üstelik, ODTÜ yönetimiyle görüşme bile yapmadan para göndermiş ağaçlar için. Akıla bakın, “parayı aldılar” diyecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı’ndan öğrenmiş para vermeyi. Ama ne oldu?

Erdoğan Bayraktar’ın başına gelen onun da başına geldi. Ona Dilek kardeşimiz dersini vermişti, Gökçek’e de parayı geri iade eden ODTÜ.

 Ve ODTÜ için direnenler, bütün AKP’ye dersini vermeye devam edecek.

*

AKP bu dersi, sandıkta da almalıdır.

Parayla satın alınamaz, mücadele ile kazanılır olan şeyler için direnenler;

Türkiye’nin medar-ı iftiarı Gezi direnişçileri,

Kentlerimizi bu Gökçek gibilerine bırakmamak için, 

Yerel seçimlerde gücünü göstermelidir.

O güç, ODTÜ ormanı gibidir;  akıl ve emekle üzerine titrer isek, Türkiye’ye bambaşka bir flora, bambaşka bir hayat kazandırır.

 

 

*http://acdm.metu.edu.tr/tarihce