Bir gazete çıkarılacağı zaman, hazırlığın ortalarına doğru, solcu arkadaşlarımızdan biri mutlaka şunu söyler:
“Bu gazete çok okunsun.”
 
Ya da miting yapılacağı zaman denir ki:
 
“Mitingimiz kitlesel olsun.”
 
Gazete çok satsın, miting de elbette ki kitlesel olsun. Buna kimsenin itirazı yoktur zaten. Bunu söylemeye gerek de yoktur. Herkes var gücüyle çıkarılan gazetenin çok okunması ve mitinglerin insan seliyle dolmasını için çırpınır durur zaten.
 
Sorun bunu isteyip istememek değildir. Sorun bunu başarabilmek ya da başaramamaktır.
 
Adamakla pilav pişse deniz kadar yağ benden.
 
Dilek ve temennilerle olmaz bu iş.
 
*
Gezi Direnişi sonrasında ortaya çıkan forumlarda şimdi bir örgütlenme mimarisi tartışılıyor. Dikkatinizi çekerim yine bir örgütlenme mimarisi. Yine politika değil.
 
Türkiye solu 12 Eylül’den sonraki yenilgi yıllarında politikasız yapmadan, örgütlenme yapıyormuş gibi yapmaya çok alıştı. Sorun burada. Bu sorunu aşamıyoruz.
 
Erke dönengeci gibi. Hani şu generallerin ortaya attığı, hiç enerji almadan dönme hareketi yapabilen alet. Sözüm ona müspet bilimci, laik ordumuzun büyük keşfi.
 
Bizim bilimsel sosyalizmci sol da böyle maalesef.
 
Siyaset olmadan örgütlenme, siyaset olmadan devrim. Ne ala memleket.
 
İnsanlar bizimle niçin örgütlenecek?
 
Gül yüzümüz için.
 
Kafa kolumuz için.
 
Hatırımız için.
 
Yanlarına gidiverdiğimiz için.
 
İple tutup yanımıza çektiğimiz için.
 
Bir insan, bir mahalle niçin örgütlenir? İyi insanlar olduğumuz için mi?
 
Bence hayır. İnsanlar veyahut bir mahalle siyaset ortaya attığımız için örgütlenir. Başka hiçbir sebep olamaz. Bunun dışındaki sebepler bize uymaz.
 
Eğer siyaset olmazsa, gel pisi pisi denilerek insanlar yanımıza çekilemezler.
 
İnsanlar pisi pisi denilerek hareket ettirilemez.
 
Aslına bakarsanız kedicikler de pisi pisi denilerek fazlaca hareket ettirilemez.
 
Kedileri harekete geçiren şey pisi pisi denildikten sonra gerçek olarak bir yiyecek verilmesidir. Eğer bir kediye iki üç kere pisi pisi deyip hiçbir şey vermiyorsanız bir daha dönüp yüzünüze bile bakmaz.
 
Hiçbir şey vermeden kediye pisi pisi demek gerçekçi değildir. Gerçekler dünyasından, var olanlar dünyasından kopmak anlamına gelir.
 
Nereye gitmek istediğini bilmeyene hiçbir rüzgar yardım etmez. Siyasal hat, siyasal hedef yoksa ne yapsanız sonuç alamayız. 
 
“Bir şeyler yapmalı” çocuksuluğuna kapılırsak, bir süre sonra körebe oynamaktan yorgun düşebiliriz.
 
*
Mahallelere gidiyoruz üstü kapalı lafı şehir merkezlerinden çekilmemiz anlamına gelebilir. Şu anda bütün mahallelerde örgütlenecek kadar güçlü değiliz ve o kadar güçlü bir rüzgar estiremiyoruz. Şehir merkezinde pes edip mahallelerde başarılı olmamız mümkün değil.
 
Çok istiyoruz diye mahalle örgütlenmesi oluvermez.
 
Atardamarlar çalışmadan kılcaldamarlar çalışmaz.
 
Şehir merkezlerinde büyük eylemler, büyük mitingler, büyük konserler yapmalıyız.
 
Şehir merkezlerini tutmalıyız. Geri çekilmemeliyiz.
 
Siyaset üretip, bütün gücümüzü toplayıp, şehir merkezlerine odaklanmalıyız.
 
Ancak bu politikayı başarabilirsek, mahallelerde de sonuçlarını alabilirz.