Ahmet Atakan şehit düştü.
Altıncı şehidimiz.
Halkımız yılgınlık gösterdi mi hiç? Göstermedi. Çok fazla sayıda şehirde sokağa döküldü. Mücadele eden çocuklarını savundu. Artık Gezi Direnişi öncesi gibi değiliz.
Halkımız 12 Eylül ile Gezi Direnişi arasındaki gri sessizliği buruşturup çöpe attı.
 
*
Polis kendini bayağı geliştirdi.
Önce İstiklal Caddesi’nde toplanmamızı bekliyor. Bunu engelleyemiyor. Ya da şöyle söyleyelim, bütün sokakları tutup giriş çıkışları durdurmaya çalışmıyor. İstiklal’de dolaşan ama eyleme katılma niyeti bulunmayanlar ne olacak diye düşünüldüğünde, polisin asla böyle bir kaygısı görülmüyor. Yani eyleme katılmayacak olanlar hiç sorun değil. Katılsa da olur katılmasa da.
Eğer İstiklal Caddesi’nde eyleme katılmayacak olan birileri varsa biraz sonra Hanya’yı da Konya’yı da anlayacak diye düşünüyor, emniyet teşkilatı.
Ne diyor?
Ben gaz bombalarını patlatmaya başlarım eylemlerle alakası olmayanlar da kaçar gider. Kalan eylemcilerle de cenk başlar. Polise göre alan da satan da razı.
Peki polisin, eylemlere katılma niyeti olmayan vatandaşlara, dünya kenti İstanbul’da reva gördüğü muamele nedir?
Gaz bombalarının patlama sesini duyunca güvercinler gibi kaçışmaları.
Kaçtın kaçtın eğer kaçamadıysan zaten çapulcularla aynı muameleyi görürsün. Ne yani AKP’nin polisi bunu mu gözetecek? Bunu ayırmaya çalışacak?
Halka halktır işte.
Nasıl olsa bir gün bir kabahat işleyecektir. Sadece bunun cezası biraz önden verilmiş oluyor. Halka atılmış gaz fişeği hiçbir zaman boşu atılmış gibi görülemez. Atılan her fişeğin mutlaka bir derde dermanı vardır.
Halka fişeği ha eylem yapmışken atmışsın ha eylem yapmamışken. Ne fark eder?
Halktır, çapulcudur, baş olmaması gereken ayak takımıdır…
AKP’ye göre bunların sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
Yani?
Yanisi şu: Yahu hadi eylem yapan her şeye müstahak peki ya eylem yapmayanların hiç hakkı yok mu?
AKP’nin kafasına göre onun da yok. Aslına bakarsanız, aslında onun yok. Bilakis onun yok.
Bu eylem yapanlar var ya bu eylem yapanlar sadece ve sadece halkın bir türevi.
En hırçın olanları.
Eylem yapmayan halk çok mu iyi yani?
İstiklal’e gezmeye giden o.
Kapalı giyinmeyen o.
Saat ondan sonra içki satışı yasağına karşı çıkan o. 
Üzüm yemeyip içki içen o.
Doğru dürüst doğurmayıp nüfusu ve ülkemizin imparatorluk olabilme gücünü azaltan o.
Rahat durmayıp tencere tava çalan, her yeri cırtlak renlere boyayan o.
Buna AKP delirmesin de kim delirsin.
Böyle halkın neresine gaz bombası atmayacaksın. Böyle halkın hangi bir kısmını sakınacaksın. AKP’ler dışında herkes kötü işte.
 
*
AKP hükümetiyle, polisiyle, yargısıyla bu işin içinden çıkamıyor.
Kafalarında zerre kadar demokrasi fikri, anayasa, yasa kavramı yok.
Ne oldu? Parkı kapadım.
Ne oldu? Koca caddeyi kapadım.
Ne oldu peki seyahat özgürlüğü, ne oldu peki gösteri yapma hakkı?
Bu insanlara böyle şeyler söyleyince kendilerini tutamayıp gayri ihtiyari gülümsüyorlar.
“Bundan iki yüzyıl önce demokrasi mi vardı?” diye düşünüyorlar.
Bu kadar kötü bir durumdalar maalesef.
Birinci meşrutiyet oldu, ikinci meşrutiyet oldu, anayasa oldu, meclisler açıldı, hanedanlık kaldırıldı.
Üstelik bunların önemli bir kısmı kendilerini çok yakın buldukları Osmanlı döneminde oldu.
Osmanlı onların sandığı gibi bir Suudi Arabistan değildi.