Bomba yüklü bir araç, yaşayan  hareket eden insanların ortasına daldı.Filmlerdeki gibiydi.

 
Ama film değil gerçekti.
 
Reyhanlı'da çok ölen, çok yaralanan var. 
 
Elli insanımızın canını aldı o bombalar, yüz insanımız hastane yataklarında canıyla uğraşıyor.
 
Hepimizin içi yanıyor,  canı acıyor. 
 
Bazıları da çok soğukkanlılar.
 
Bize de  "soğukkanlı" olmamızı  söylüyorlar.
 
Neden insanlar ölürken soğukkanlı olacakmışız? 
 
Çünkü "hassasiyet" var.
 
İşte AKP'nin sihirli sözcüğü.
 
 
Taksim'de Platform, kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye yürümek istiyor. Karşılarında bir polis ordusu ve TOMA'Iari bulan kadınlara, Emniyet Amiri "hassasiyet" diyor.
 
Platform;  anayasadan en az üç madde okuyor, tek tek maddi hukuksal açıklama yapıyor.  Çok normal olak neden-neye dayanarak engellendiklerini de bu sekilde duymak istiyor, soruyor. Kadınları korumak yerine her gün her yöne gaz sıkmakla meşgul olan AKP'nin polisi de bu sözü ezberlemiş cevap olarak "hassasiyet" diyor, başka birşey demiyor.
 
Bütün Türkiye toplumu eli yüreğinde, gözleri  Reyhanlı'da haber beklerken, AKP'nin savcısı tutup en olmayacak şeyi yapıyor: Reyhanlı'yı karartıyor. Yayın yasağı başlığı altında sansür uyguluyorken yine "hassasiyet" diyorlar. 
 
Bu seferki hassasiyet de, halkın haber alma özgürlüğünün en kaba biçimde çiğnenmesi şeklinde zuhur ediyor. 
 
Bakıyoruz sözlüğe;  "duyarlılık, duygululuk" anlamındaki bu sözcük,  AKP'nin lugatında her seferinde temel hakların ihlali demek.
 
 
Toplumun bir toplum olmasını sağlayan en temel dayanakları, en kaba kuvvetlerle yasaklamak isteyeceksiniz,
 
Yani ne demokrasiyle, ne özgürlükle ne de insanlıkla hiçbir ilgisi olmayan padişah fermanlarıyla ülkeyi yönetmeye kalacaksınız, 
 
Kendinizi kaptırıp, Ortadoğu'da süper güç olma hayallerinize esir olup ileri geri konuşacaksınız,
 
Stratejik derinlik dediğiniz Suriye politikasını oyun sanacaksınız,
 
O derinliğe elli insanımızı gömeceksiniz,
 
Basın özgürlüğünü savunması gerekirken ölüp gidene "zayiat"  diyebilen bazı yazarlar sayesinde kendinizi aklayacağınızı sanacaksınız,
 
Ama olmayacak işte AKP.  Olmuyor.
 
Seninde elin yanıyor.
 
 
Sınırlarında ölmeden yaşanabilen,
 
Kadınların öldürülmediği bir Türkiye mümkün. 
 
Bu toplum bunu biliyor.  
 
Sevim Belli çınarımız ne de güzel söylüyor: "Hiçbir zaman Türkiye halkı öyle kuzu gibi götürülecek bir halk değildir
 
L. Şimdiye kadar olmadığı da belli. Dindar olanına da, dindar olmayanı da aklıselimin icap ettiği yoldan çıkmamayı tercih edecektir".
 
Türkiye halkları, dünyanın bütün halkları gibi barışa lâyıktır ve barış istiyor.  Sende bırak hassasiyeti, biraz da aklıselim ol be AKP.