Barışın gerçekleştirilebilmesi için  Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapılıyor.

Kimileri nedense bundan memnun değil.

“Vur de vuralım öl de ölelim” naraları atıyorlar.

Neden vurulacak insanlar?

Neden öleceğiz?

Yurtta sulh” konusu görüşüldüğü için.

 

 

*

Diyorlar ki:

- Efendim CHP neden susuyor bu kadar kritik bir dönemde? Konuşsun.

Ben Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantısını dinledim. Size şunu açıkça söylemeliyim ki, kesinlikle CHP konuşmasın. Konuşmasa daha sosyal demokrat gözükür bu arkadaşlar.

Bir politikaları yok. Bir sözleri yok.

Basın-yayın kuruluşlarına kızıyorlar, “durmadan bize soru soruyorlar” diyerek.

Kılıçdaroğlu “bize ne soruyorsunuz üç yüz tane AKP milletvekili var gidin onlara sorun” diye çıkışıyor.

Düşünebiliyor musunuz, bir ana muhalefet partisi kendisine soru soruluyor diye rahatsız oluyor ve “bize sormayın onlara sorun” diyor.

Normalde muhalif olan, bir siyasetin alternatifi olanlar yerinde duramaz. Her söze her konuya dalar. Her fırsatta konuşur ama CHP tam tersi bir durumda.

CHP’li kitle de bence şu sloganı atabilir:

“Sus de susalım, dur de duralım”

 

 

*

Ha bu arada, elbette ki aslan sosyal demokratların da Kürt sorununa ilişkin kapsamlı düşünceleri varmış.

Neymiş o?

1989 yılında hazırladıkları Kürt meselesine dair rapor.

Bence Allahtan Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal’in Nutuk kitabını söylemedi.

Lenin Almanya’nın tehdidiyle karşı karşıya kaldığında “bizde de Kapital var” demeliydi mi acaba?

Almanya’yla barış yapılıp yapılmayacağının cevabını orada bulabilir miydi?

Yoksa Brest-Litovsk anlaşmasını fazla geciktirmeden imzalamalı mıydı?

Eskiden yazılmış kitaplar “yurta sulh” yapılıp yapılmayacağını anlatabilir mi insana?

Tanrı perdeyi kıpırdatır mı?

 

 

*

Abdullah Öcalan hipotezini deneyecektir.

Bütün bir Öcalan hipotezi denenecektir.

Denemekten başka bir seçenek söz konusu olamaz.

En makul seçenek sınanmış bir insanın denemesidir.

Öyle ya da böyle her şey herkesin gözleri önünde cereyan etmektedir. Çok büyük bir yanlış olursa zaten çok geçmeden gözükür.

Sorun bir halkın haklarını kazanma sorunudur.

Bu yapılmaya çalışılacaktır.

Buna mırın kırın etmek anlamsız.

Üç beş sene solculuk yaptıktan sonra Taraf gazetesi ya da Radikal gazetesi çizgisine kayabilmiş insanlar

 Kuşku belirtecek bir hak görmesin kendinde.

Yine de kendinde hak görebilen kudümsüzler şöyle bir slogan atabilirler:

“İstemezük de”

“İstemezük diyelim”