Neden sorun değil de “sıkıntı” diyorlar?

Önce uzlaşmaz çelişkiden vazgeçilmişti. Şimdi sorun lafı düşüyor lügatlerden.
Fazla sorun olmayan bir sorun var. Halledilir bir şekilde. Yaşayıp gidiyoruz işte.
Sorunlarımız bu kadar hafifleyip sıkıntı oldu mu hakikaten?
 
*
“Kargaşa” yerine de karmaşa deniyor.
Çünkü karmaşık olan her şey karışık geliyor herkese artık. İnsanlık karmaşık şeyleri açıklayamaya çalışmak ve açıklayamamaktan yoruldu.
Karmaşık şeyleri açıklama iddia ve cesareti bitti.
Karmaşa ve kargaşa o nedenle karışıyor.
Mahir Çayan teorik karışıklığı sevmezdi. Keşmekeş derdi.
 
*
“İdeolojik mücadele” bitti anlaşma başladı.
Yenilen pehlivanlar güreşe doymuşlardı artık. Yorulmuş boksörler birbirine sarılıyordu.
İdeolojik bir gerilime gerek yoktu. En güçlü olan bize gerekeni dikte ederdi. En güçlü dışındakiler arasında bir tartışmaya gerek yoktu.
 
*
Şimdi pek çok antiemperyalist olan solcu arkadaşlarımız eskiden emperyalizm sözcüğünü ağzına almazdı. Emperyalizm diye konuşanlara da bıyık altından gülerlerdi.
O zamanlar emperyalizm yerine “küreselleşme” terimini kullanıyorlardı.
Onlara göre küreselleşme denen şeye de fazla karşı çıkmaya gerek yoktu.
Irak ve Afganistan işgal edilince herkes Hanya’yı Konya’yı anladı.
Bu laf bırakıldı.
 
*
Uzun vadeli bütün projeksiyonlar bitti. Onun yerine Avrupa Birliğinden fon alınan “projeler” geldi.
O fonlardan para alıp nevaleyi çıkaranlar aynı zamanda emperyalizme karşı konuşmaya devam edebildi.
Proje kelimesi derin bir şekilde içerik değiştirdi.
 
*
Olayları izah etme tarzı değişti.
Nesnellik, ekonomi, fikirler, sınıflar, uluslar, toplumsal cinsiyet açıklama yapma kavramları olmaktan çıktı. Onun yerine her şeyi belirleyen artık “istihbarat teşkilatları”ydı. 
Statükocuların-ulusalcıların açıklama ya da açıklamayı engelleme yöntemi buydu. Kendilerine göre en üste kaçıyorlardı.
Liberaller ise en alta kaçarak bütün bir tarihi solcu yöneticilerin kötü psikolojisiyle açıklıyorlardı.
“Egolar” vardı maalesef.
 
*
Nice sözüm ona şair “umarsızlığım” diyerek sayfalarca şiir yazdı.
Aslında umarsızlığım değil umursamazlığım demek istiyorlardı. Yıllarca bunun farkını fark edemeden yazdılar.
Umarsız değildiler. Kendileri için bir umarları, bir çareleri vardı.
Halk çareleri olmayacaktı artık.
Bu da umurlarında değildi.