Büyük sanatçı Halil Ergün bir magazin programında heyheylenip AKP’ye oy verdiğini açıklıyor.

Bu durum bazı tepkilere neden olunca da, “Ne var yani? Sol görüşlü biri AKP'ye oy veremez mi?” diye gümbürdüyor.

Birinci sorun ne burada, diye düşünüyorum.

Bence birinci sorun bir kere Halil Ergün denen şahsiyet bir solcu mu acep?

Kendini izah etmeye devam ederken şöyle diyor: “Ben SHP'den belediye başkanlığı adaylığı koydum ama hiçbir zaman partili olmadım ki... Ben bütün partilere aynı mesafedeyim.”

Adam belediye başkanı adayı olduğunda bile kendini partiden kabul etmiyor.

Ama herkesi partili gibi yanıltarak aday olabiliyor.

*

Ne yapsın? Belediye başkanı olmayı çok istiyor. Dayanamıyor. Koltuğun kenarının küçücük bir ihtimaline bile dayanamıyor. Hemen mesafeli olduğu partiden aday oluyor. Biraz olsun ruhundaki fırtına diniyor.

Belki belediye başkanı olabilecek. Kurum kurum kurulacak. Eğer belediye başkanı seçilirse partiye çok bağlı olduğunu da söyleyebilir. O başka.

Gel gör ki seçilememiş. Sonradan sonradan bütün partilere aynı mesafede bir yere gelmiş. En son aşamada dayanamayıp yine AKP’ye yaklaşmış ve oyunu verivermiş. “Aynı mesafe” anlayışı burada biraz bozuluyor ama olsun.

*

Bizim solcular genelde Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” lafına çok kızar.

Bunu Demirel gibi bir sağcının, bir halk düşmanının doğal ilkesizliği ve ahlaksızlığı olarak görür.

Yahu kardeşler Demirel hiç değilse biraz utanıp sıkılarak “işte ne yapalım, vakit değişti biz de değiştik” diye bir açıklama yapmaya çalışıyor.

Bunu tartışmaya ve cevap vermeye değer buluyor.

Ya güya şu madrabaz solcular?

Bunlar tam nihilist.

“Niye döneklik yaptın?” diyorsun.

Döneklik ne demek ki?” diye açılış yapıyorlar.

*

Solcu olmanın dünyadaki en güzel yeri bence Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Hatta solcu olmanın cennetidir bu yalnız ve güzel ülke.

Çünkü asla dönek olmazsın. Sana kimse dönek demez. Alkışlarla karşılanırsın.

Bul ülkede dönek olmazsın.

Tutarsız olmazsın.

Paradoksa düşmüş olmazsın.

Oksimoron olmazsın.

Çelişkili gözükmezsin, ilkesiz gözükmezsin.

Oportünist sayılmazsın.

Duruma göre öyle dersin, duruma göre böyle dersin.

Dün dediğini bugün tamamen inkar edebilirsin.

*

Şimdi güya Halil Ergün’ü eleştirme ihtimali olan bazı solcular da olacak.

O nasıl olacak, ben de ona şaşıyorum zaten.

Şimdi canım okurlar sorun şu:

Bu Halil Ergün’ün güya eleştirecek olan solcuların bazıları da, Halil Ergün gibi bütün partilere eşit mesafede. Halil Ergün gibi ikbal peşinde.

Bu bir kısım sol, Halil Berktay olayında da aynı pozisyonda kaldı bence. Tam bir aynada kendi yüzünü görme vakası.

Bir kısım sol da Halil Ergün ve Halil Berktay gibilerin düşünce dünyasında zaten.

Bizim solcu bildiklerimizin epeyce bir kısmı emin olunuz ki bu Halil Ergün ve Halil Berktay gibi.

Bizim asıl büyük meselemiz bu.