AKP hükümeti 29 Ekim Cumhuriyet bayramı kutlamalarını yasakladı. Kutlama yapmakta ısrarcı olanlara gaz ve su sıktı. Dağıtmaya çalıştı.

Gelinen seviyeyi düşününüz artık.

Yürümek isteyenler ellerinde ay-yıldızlı bayrağı taşıyor, Mustafa Kemal resimlerini taşıyor, bu ülkenin cumhuriyetinin kuruluşunu kutlamak istiyor…

Ama AKP hükümetinin gözü o kadar kararmış ki buna bile saldırıyor.

Ay-yıldızlı bayrağa saldıran, muhalif partilerin flamalarına ne yapmaz!

 

*

Şu AKP’nin berbat yöneticileri o kadar cahiller ki, bu işi böyle beceremeyeceklerini anlamıyorlar.

Polisleri insanların karşısına dikip, şu kanunsuz bu kanunsuz diye konuşturuyorlar.

“İzniniz var mı?” diye sorduruyorlar yürümek isteyenlere.

Bir ülkenin resmi bayramını kutlamak için izin isteyenle, saf diye alay edilir yahu.

Ne izni, ne vekaleti.

Hala öğrenemediniz. Bayram dışında dahi, insanlar yürümek için izin almak zorunda değil. Şu hukuksuz ülkenin yasalarında bile bu böyle.

İnsanların bir şehirden bir şehre gitmesini engellemek üzere bir polis nasıl olup da ağzını açıp konuşabiliyor. Anayasada yazıyor bile demiyorum. Bu topraklarda hiçbir zaman yasak olmamış olan şeyi kim yasaklayacakmış?

Bu zaten Osmanlılarda da, Selçuklularda da ve hatta Hititlilerde bile yasak değildi.

Polis en son artık en büyük sıçramasını kaydederek, yola çıkmaya çalışan otobüslerden ceset torbası istemiş.

Bu da olmaz ki arkadaş.

İnsan biraz utanır.

 

*

Ne oldu?

Yürüdüler yine değil mi?

Yürürler hocam yürürler. Alışacaksınız.

İnsanların anaokulu öğrencileri olmadıklarını öğreneceksiniz.

Nasıl ki ortaçağ kilisesi güneşin hareketlerini öğrenmek zorunda kaldı. Siz de öğreneceksiniz.

 

*

Başka ne oldu?

Pek cumhuriyetçi kardeşlerimiz gazın tadını aldılar.

Bu aleme hoş geldiniz diyoruz. Hepsini sevgiyle kucaklıyoruz.

Üniversite öğrencileri gazlanırken, derelerini ve anadillerini savunanlar gazlanıp coplanırken susanlar, tanıştılar memleket polisinin standart muamelesiyle.

Sustular ve sıra onlara geldi. Dilerim bundan sonra susup sıralarını savmayaçalışmazlar.

 

*

Cumhuriyeti savunanlar aslında neyi savunuyorlar?

Modern olanı savunuyorlar. Modern olanı savunmaktan çoktan düşmüş olandüşkünlere sunu söylemek isterim ki, modern kavramları savunmak ve uygulamak zordur.

Modern olanı savunmak, akıl edilmeye çalışılanı savunmak yerine, genlerde ya da geçmişte mevcut olduğu varsayılan iyilikleri savunmak tam işin kolayına kaçmak oluyor maalesef.

Cumhuriyet insan aklının ve insanlık tarihinin bir ürünüdür ve iyidir.

Hanedanlık da iyi miydi acaba?” diye bir serbest düşüncelilik olmaz.

 

*

Bu arada epey bir çaba sarf ederek cumhuriyete sahip çıkanlara da seslenmek isterim.

Lütfen cumhuriyete sahip çıktığınız kadar cezaevlerinde 49 gündür aç duran cumhura da sahip çıkınız.

Cumhuru (halkı) ve cumhuriyeti savununuz, işi yarım bırakmadan ama.