Sabah 7’de marketi açmak için 6’da evden çık. 6’da evden çıkmak için 5’te uyan.

Markete vardın mı, rafları diz. Etrafı bir sil süpür. Pas pas çek. Kir pas içinde olmaz market. Raflar dağınık olmaz. Müşteriler marketi hep düzgün görsün, hep derli toplu düzen içinde. Yavaştan gelmeye başladığında müşteriler kasaya koş.

Ürünler geldi mi, teslim almaya koş. Yüzlerce kiloluk transpaletlere koş. Sen belki 60, belki 70 kilosun, önemi yok. Kolileri taşımaya koş. Meyve kasalarını dizmeye koş. Ürünün son kullanma tarihi geçmiş, değiştirmeye koş. Başkası var mı bu ürünün? Bakmaya koş. Kalmış mı başka şubelerde? Telefona koş. Kasa sıkışmış. Tek kasa mı çalışıyorsunuz? Başka kasa açılmayacak mı? Kasa açmaya koş. Öğle yemeği? Hızlı hızlı iki lokma, artık ne varsa. Ye dön. Market boş kalmaz, iş başına koş.

Aynı ürünleri, aynı raflara milyon kere diz. Aynı sorulara milyon kere cevap ver. Firmanın bir ürünü sorunlu mu, firma yerine eleştirileri dinle, katlan. Tüm gün böyle geçti, akşam vakti. Yarın için gelen ürünleri yerleştir, sayım yap, kasada eksik çıkarsa cebinden ver. Saat 20’de güya çıkış. 9’dan evvel işten çıkabilirsen şanslısın. 10’da 11’de evdesin. Sabah 5’te kalkabilmek için tekrar uykuya.

Dinlenmek mi? Açıp iki satır bir şey okumak mı, biraz televizyona bakmak mı? Bakarsın belki tv başında uyuyakalmazsan. İki satır bir şey de okursun belki, yorgunluktan okuduğunu anlarsan. Günler böyle geçer gider ama şükret. Ya işsiz olsaydın pandeminin ortasında. Ya açlık da yapışsaydı yakana? İstifa etsen başka iş bulabilecek misin? Bu yaştan sonra anne babaya yük mü olacaksın? Olmaz, gençsin çalış. Genç değilsen, evli barklıysan, aile geçindiriyorsan? O zaman daha beter. Bakmak gereken çocuklar varken istifa mı? Şükür ha şükür. Üstelik A101 fena bir yer sayılmaz belki. Bayramlarda şeker de veriyorlar. Üstelik ramazan aylarında 100 lira veriyorlar ya her yıl. Harca harca bitmez.  

Kimdir A101 işçisi? Bu kaygıları çeken, bu kaygılarla işe gidip gelen, gün doğmadan yollara dökülen, mesaisi verilmeyen, hakları gasp edilen, itiraz etti mi şubesi değiştirilen, köle gibi çalıştırılmak istenen? İş bulamadığı için bu koşullara katlanmak zorunda bırakılan? Hepimiz böyle değil miyiz? Parasız, seçeneksiz, geleceksiz, işsiz bırakılan. O film sahnesinin yeri tam da bırası işte. Hepimiz Kara Murat’ız, hepimiz A101 işçisiyiz. Firmaların adı başka, patronların adı başka, işin adı başka. Sömürü aynı sömürü. Sömürülen hep biz. Bu düzeni değiştirecek olan da biziz.

Bu işin peşindeyiz. A101’in peşindeyiz. Geri adım attıracağız. Çalışma Bakanlığı ortada yok. Onlar da dahil olacak. Çalışma Bakanlığı mı, sömürüyü meşrulaştırma bakanlığı mı göreceğiz. Bunu nasıl mı yapacağız? Seçeneksiz değiliz, yolumuz var. Tek yol örgütlenmek. Tek yol işçilerin birliği. Kulağımıza hep çalınan içi boşaltılmış sloganlar olarak değil. Hayatımızın bir parçası, gerçekliği ve gerekliliği olarak örgütlenmek. Direne direne kazanmak. Bu kadar ağır şartlara direnenler, patronlara karşı hayli hayli direnir. Ve kararımız net: A101 işçisinin hakkını yedirmeyeceğiz, bu düzeni değiştireceğiz.