MEB vakıflarla, dini kurumlarla birçok anlaşma yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bilimsel eğitimin önü sürekli kapatılmak isteniyor. Okullar pozitif bilimlerin, genel kültürün vb. “tarafsız bir şekilde” öğretildiği kurumlardır. Devlet de laik olmalıdır. Okullar bilime karşı gelen, öğrencilerin üzerinde otorite kuran, düşünce özgürlüğüne saygısı olmayan dayatmacı kurumların, vakıfların yuvası olamaz.

Biz bunları söylerken MEB, Ensar Vakfı’nın okullarda ahlak dersleri vermesine müsade ediyor. MEB’in, okullarda ahlak dersi adı altında öğrencileri körleştiren, eğitimi kukla yapmak isteyen vakıflara göz yumması kabul edilemez bir şeydir. Bunun altındaki amaç ortada: sorgulamayan, biat eden, yeni düşünceler yaratamayan... bir nesil yetiştirmek.

Okullar vakıfların, tarikatların, cemaatlerin yuvası değildir! Eğitim sistemi dayatmalarla, ahlak dersleri adı altında gericileştirilerek, baskıyla yürüyemez. Bize düşen görev, eğitim sistemini bu baskılardan, dayatmalardan kurtarmak; laik, bilimsel, özgürlükçü bir eğitim sistemini kurmaktır.

Eğitimde bilimin, düşünce özgürlüğünün önü açılmazsa bir adım bile ilerleyemeyiz. Bunları onlardan bekleyemeyiz, bu ancak bizim örgütlü mücadelemizle mümkün. Eğitim sistemi onların elinde kaldığı sürece daha da geriye gidecektir. Eğer bizler onlara karşı çıkmazsak; bu sistemi yıkmak, yerine başka bir sistem kurmak için harekete geçmezsek olan sadece bize değil, gelecek nesillere, önümüzdeki yüzlerce, binlerce yıla da olur.

Dayatmacı, baskıcı; iktidarın, vakıfların kuklası olan bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Bilimin, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Onlara karşı sürekli söyledik ve söylemeye devam edeceğiz: Laik, bilimsel, özgürlükçü eğitim sistemi mücadelemizle mümkün!


Hasan Gevger / Lise Öğrencisi