Kadınların Las Tesis protestolarının etkisi devam ediyor. İstanbul’un ardından Kıbrıs’a, Konya’ya kadar her yerde kadınlar şehirlerin meydanlarında devlete, polislere, hakimlere kadınları koruyamadığı için suçlu olduklarını söylüyor. Hesap sormak istiyorlar. Artık bir kadının daha aralarından ayrılmalarına tahammül edemeyeceklerini biliyorlar. Bir yandan Las Tesis protestoları büyürken, bu hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 50 kişilik Genç Müslüman Kadınlar İçin Liderlik Programı düzenledi.

Tabii ki hepimizin malumu bu program için 1 milyon 163 bin lira harcandığı. Programı açan, baş köşede Emine Erdoğan ve kızları Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan da orada. 50 genç kadının ne yiyip içip de o kadar paralar harcayabildiğini düşündük. Tabiri caizse üç kuruş zam için haber beklerken aynı vakitlerde kadını güçlendirme kisvesi altında memnuniyetle yapıldı.

Bir kadının kahraman sayılması, lider olması için illa liderlik programının bir katılımcısı olması mı gerekiyor? Lider olabilecek kadınlar kaç kontenjanla sınırlı? Burada yedeklere bile giremeyecek kadınlar olacak. O kadınlara ne olacak peki? 

Kadınları hiçbir alanda koruyamadığı ve güçlendiremediği halde birkaç programda, etkinlikte bunu yapıyormuş gibi hava atmak ayıptır. Bir de bunu kadınlara çözüm diye önermek büyük sahtekarlıktır. Türkiye’de şiddete maruz kalan, istediği halde çalışamayan, çalışsa bile gözden ilk çıkarılacak kadınların çeşitliliğini düşündüğümüzde hiç utanmanız yok mu dedirtiyorlar. 

*

Kadın hareketi yükseliyor, kadınlar kendilerine yüklenen rollerle savaşıyor. Kadınlar için birşeyler yapmak, kadını güçlendirmek “etiketine” herkes talip olmaya başladı. Emine Erdoğan da buna dahil oluyor bir şekilde. Kendi tarafından, kendi sarayından bu temaları kullanarak aklanmaya çalışıyor belli ki diğer taraftan. 50 kişi için 1 günde 1 milyondan fazla para harcanırken o masada hangi 'vizyon ve ufukları' genişlettiler? İtibarın tasarrufu olmaz vizyonuna harfi harfiyen uymuşlar, halkın ekmeğinden tasarruf olur diyerek tüm ekmekleri 50 kişilik masaya dağıtmışlar. Afiyet de olmuş. Her zamanki gibi… 

Kadınlar derken bile kadınların büyük çoğunluğunu görüş alanından çıkarıyor ve gözünü orta ve üst orta sınıfa çeviriyorlar. Sosyal-siyasal eşitlikle, kadınların istihdamı, eğitime ulaşımı gibi konularla ya da kitlesel seferberlikle ilgilenmiyor. Genç kadınlarımıza bir araya geldik, başımız dik poz veriyoruz. E yenilen, içilen şuncacık şeyler de itibarımızı ‘biraz’ arttırmış da ne olmuş değil mi?

Genç Kadın Liderler Programı'nda kimsenin aklına düşen, ‘kadınlar, kazanımlar, liderler’ etrafında dönen fikirler olmadı. Birçoğumuzun merakı “Yahu, ne yenip içildi de bu kadar para harcandı? Altın tahtlarda mı oturuldu? Çaylarına altın tozu mu döktüler?” oldu. Hiçbir şekilde ne kadınlar için ne de 50 kişiden fazlası için ciddi ekonomik, sosyal dönüşümler hedeflemedikleri, umut yaratabilecek herhangi bir şey organize etmeyecekleri zaten belli. Ancak ne işe yarayacağı belli olmayan bir haftalık programlar organize edebilirler. 'Parayı da hep çarçur etmiyoruz bakın genç kadınlarımızla ilgileniyoruz' örtüsünün saydamlığını onlar hiç fark etmedi mi tartışmalı ama hepimiz fark ettik. Zaten bildiğimiz de, görünen de arkalarına kadınları alarak o tüm ekmekleri yiyenleri, tüm kıyafetleri giyinenleri, en sıcak en rahat yerlerde oturanları örtmek.

Madem genç kadınlar programı yaptınız bir de, genç kadınları lider olmaya teşvik ettiniz de… Genç kadınların yüzde 33'ü iş arayan işsizler. Bir o kadarı da ne istihdamda ne de işgücü verilerinde var. Yani bekleyen, çalışamayan, canlı, yaşayan ama hiçbir tabloya yansımayan genç kadınlar var. Kadınlar bir yandan ekonomik bağımsızlığını kazanamayıp kendi ayaklarının üzerinde güçlü duramazken yalnızca 50 genç kadına konuşmak hiçbirini utandırmıyor. Madem genç kadınlar lider olsun istediniz, toplamda yüzde 70'inin istihdamda sayılmadığı genç kadınlar ne olacak? Onların verilerini tutacak mısınız? Genç ve kadın olduğu için zaten tercihlerin en en altında olan kadınlar için bir çözümünüz, ufacık bir fikriniz, verecek bir umudunuz olacak mı?

Şayet giriştiyseniz böyle bir işe, aklı yerinde olan herkes size bunu sorar. Ne işe yarayacağı anlaşılmayan programın sonunda kimse size "ne yapacaksınız" diye sormayacak sanıyorsunuz. 50 genç kadın ve Erdoğanlar kol kola, "haydi bize afiyet olsun" gülüşleriniz sahici olacak sanıyor musunuz? 

Ne kadar uğraşsalar da gözümüze çarpan; emekle kazanmadıkları tüm o varlıkların; yaldızların, altın varakların koca bir debdebe halinde nasıl da kolay harcandığı olacak.

200 lira mı 300 lira mı zam diye haftalardır bekleyenlerin tarafı ve 1 günde 1 milyon lirayı tek masada harcayanların tarafı olacak.