10 Aralık tarihli gazeteler ilk sayfa: Meclis Genel Kurulu’nda bütçe maratonu başladı
10 Aralık tarihli gazeteler ikinci sayfa: 300 işçinin çalıştığı Yörsan fabrikası iflas için mahkemeye dilekçe verdi
11 Aralık: Polimer Çuval Fabrikası icralık olunca yüzlerce işçi işsiz kaldı
12 Aralık: Muğla’da iş yerleri mühürlenen 100 işçi işsiz kaldı
13 Aralık: Uşak’ta işsiz bir yurttaş açlıktan bayıldı
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim. İşte mecliste 1 haftadır süren bütçe maratonun tablosu budur. Üstelik her gün bir fabrikadan gelen iflas, işten çıkarma, hak gaspı haberlerini çoğaltmak mümkün. Bunlar sadece birer örnek.
2020 yılının bütçesi tartışılırken AKP’liler bir yandan gözü kulağı kapalı bir şekilde olumlu bir tablo anlatıyor. Peki itirazların en çok odağı olan, bütçede öne çıkan paylara bir bakalım.
Cumhurbaşkanı’nın maaşı bu yıl da en çok tepki çeken konulardan biri. Erdoğan’nın maaşına 2020 yılında, 7 bin TL zam yapılarak 81 bin 250 TL’ye çıkarılıyor. Yani saray için işler yolunda.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2020 yılı bütçesi, 2019’a göre 1.1 milyar TL arttı. Böylece Diyanet’e üç yıl için yaklaşık 37 milyar TL ödenek ayrıldı.
Diyanet’e ayrılan bütçe büyüklüğü 16 bakanlığın sekizini geride bıraktı. Ancak eğitime ayrılan pay 2018’de yüzde 17.66 iken bu yıl yüzde 16.81’e indi. Gelecek yıl yüzde 16.1’e düşecek.
AKP’nin yılı kurtarmak için hazırladığı bu bütçe tablosunun başarılı olmasına olanak yok. Zaten geçtiğimiz yıl belirlenen hedeflerin hiçbirine ulaşılamazken bir de üzerine 99.5 milyar lira borçlanmaya gidildi. Yani AKP’nin bu seneki bütçeyi “yalansız” savunma şansı kalmadı.
Vergilerin yükü halkın sırtına yükleniyor
"Gelir vergilerinde yüzde 11’lik artış öngörülüyor, halkın ödediği ÖTV, harçlar, motorlu taşıtlar vergisi ve KDV gibi dolaylı vergilerde yüzde 35’e yakın artış yapılacak. 2020’nin artan işsizlik verileri ve enflasyonun yanına bir de ağır vergi artışları gelecek. Yani yine zengin daha zenginleşecek, yoksul daha yoksullaşacak.
Halka kemer sıkmayı dayatan AKP işçinin, emekçinin, emeklinin sırtına ağır vergiler ve zamlar yüklerken kamu harcamalarını daha da kısıyor, özelleştirmelerle eğitim, sağlık gibi hizmetlerin daha paralı hale getirilmesi için çalışıyor.
Bütçe halktan kaçırılıyor
Önümüze getirilen bu bütçede bakanlıkların payına düşen devasa rakamları okuyoruz, hangi vakıflara, derneklere, yandaşlara aktarıldığına “raporlarda ortaya çıktı” başlıklı haberlerle şahit oluyoruz. İşte halka sorulmayan, sendikaların, meslek örgütlerinin görüşmelere dahil edilmesi engellenen, muhalefete söz hakkı verilmeyen, kapatılan fabrikalara, işsiz kalan binlerce emekçiye gözü kapalı olan bütçenin tablosu bu.
Diyanetin bütçesi, Erdoğan’ın zamlı maaşı, yandaşlara verilen ihaleler, şatafata harcanan milyonlar gün yüzüne çıktıkça, “EYT’lilerin talepleri bütçeyi sarsar” sözleri de sürdürülemeyecek yalanlar olarak önümüzde tüm gerçekliğiyle duruyor.
Sadece iktidardaki bir avuç zenginin çıkarına olan bütçe pekala EYT’lilerin hakkı için de kullanılabilir, eğitime de ayrılabilir, vatandaşın sırtındaki vergi yüklerini de azaltabilir. 2020 yılında, bir önceki yıl ekonomideki hiçbir hedefi tutmayan AKP bu yılı daha da tutarsız bir bütçeyi önümüze koyuyor. Ama halk kendisine verilen 160 TL zammın karşısında, Erdoğan’ın aldığı 7 bin TL zammı da görüyor. Kapatılan fabrikalarının önünde, işten çıkarıldığı belediyelerin önünde, borcu olduğu için elektriği kesilen okulunun önünde hakkını istiyor. Patronlara, yandaşlara para akıtan o bütçede milyonların gasp edilen emeği var. Ve o milyonlar, haklarına sahip çıktığı sürece, kendisinden çalınanın geri kazanılabilir olduğunu gördüğü sürece elbet bütçeden de emeğinden de payına düşeni alacak.