Bir süredir Halk Bank’a borcuyla gündemde olan İstanbul Şehir Üniversitesi hacizlik oldu. Üniversiteye promosyon ürünü satan bir şirket, 37 bin 525 liralık alacağı için icra takibi başlattı. Tabii bunun yanı sıra üniversitenin Halkbank’a 417 milyon liralık borcundan dolayı eylül ayında Halkbank tarafından üniversitenin tüm varlıklarına tedbir konuldu.

Kamu arazisini nasıl paylaştılar?

İstanbul Şehir Üniversitesi’nin Cevizli Kampüsü halen uzun yıllar tekel fabrikası olarak kullanılan bir arazide bulunuyor. Cevizli Tekel arazisi, 2008 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından Maliye Bakanlığı’na verilmişti. 2009 yılında Maliye Bakanlığı araziyi, Davutoğlu’nun kurucuları arasında bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na kiraladı. 2015 yılında ise Özelleştirme Yüksek Başkanlığı araziyi vakfa hibe etti. Kısacası önce kamu malı olan fabrikayı özelleştirdiler, sonra fabrikayı kapattılar. Yine kamu malı olan araziyi birbirlerine peşkeş çekip durdular…

Şehir Üniversiteleri neden Erdoğan’ın gündeminde?

Geçtiğimiz günlerde AKP Sözcüsü Ömer Çelik, olaylardan bihaber gibi davranarak arazi tahsisinin hukuksuz olduğunu söyledi. Tahsis edenin bizzat Erdoğan olduğunu unutarak…

Sadece Ömer Çelik değil Erdoğan da üniversiteyi hedefi haline getirdi. İşin içinde Davutoğlu olunca silahlar çekildi. Üniversiteyi kuranlar arasında Davutoğlu olduğunu düşünürsek Erdoğan ve müritlerinin karışmaması olmazdı zaten. Erdoğan üniversitenin borçları için Davutoğlu’nu suçluyor ama üniversitenin kurulmasında ve üzerinden yolsuzluk yapılmasında kendine hiç pay çıkaramıyor. Üniversite ile kendi adını yan yana koymaktan kaçan ve üniversite ile bir ilişkisi olmadığını iddia eden Davutoğlu ise bizzat kurucusu ve işleyişinde sorumlu olduğunu unutuveriyor.

Yani Halkbank tarafından mal varlıklarına tedbir konulan üniversite sadece AKP içindeki ayrışmadan nasibini alıyor.

Şehir Üniversitesinin eğitim-öğretim tarihi ne durumda?

Üniversite kurulduğu zamandan (2008) bugüne kadar tek bir doktora mezunu veremedi. Üniversite bütçesinden araştırma geliştirme projelerine yüzde bir bile ayrılmadı.

Şehir Üniversitesi için hazırlanan rapora göre üniversitenin ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış öğretim elemanı başına düşen yayın sayısı 0,02. Endeksli dergilerde yayımlanmış öğretim elemanı başına düşen yayın sayısı ise 0,14. Üniversitelerin sıralamalarında, Şehir Üniversitesi sıralamaya dahi girmedi.

Eğitim yok, proje yok, eğitime bütçe yok. Yolsuzluk var, rant var, bütçe sadece kendilerine var.

Üniversite geleceksizlik vaadediyor:
Bursu yatırılmayan öğrenciler, maaşı ödenmeyen işçiler


Peki başka ne oluyor? Davutoğlu ve Erdoğan’ın bu kavgasının arasında kalanlar ise öğrenciler ve üniversitede çalışan işçi kardeşlerimiz. Sözde ‘vakıf’ üniversitesi olan İstanbul Şehir Üniversitesi’nde öğrencilerin bursları yatırılmıyor, işçiler maaşlarını düzgün bir şekilde alamıyor. Bu çekişmeden yine emekçiler, yine emekçilerin çocukları payını alıyor.

Üniversite şu an ne yapıyor? Proje üretmiyor, yayın yapmıyor, öğrencilere bursunu yatırmıyor, emekçiye maaşını düzgün ödemiyor. Bütçeyi öğrencilere değil, kendi menfaatine ayırıyor. Yönetim, sürekli öğrencilere ve oradaki işçilere mağdur olduklarını dile getiriyor.

Şehir Üniversitesi bu ay, öğrencilere aylık olarak verdiği bursun verilmeyeceğini ve o  burslarla akademisyenlerin maaşlarının ödeneceğini duyurdu. Bakar mısın mağdur edebiyatına!

Mağdur edebiyatını üniversite öğrencilerine yapıyorlar. Mağdur ettikleri öğrencilere ve işçilere...

Şehir Üniversitesi kapatılmalı mı?

Bu süreçte tartışılanlardan biri de Şehir Üniversitesi’nin kapatılıp kapatılmaması. Eğer bir üniversite hakkında kapatılma tartışması yürütülüyorsa bu Erdoğan - Davutoğlu çekişmesinden kaynaklı değil üniversitenin ‘özel üniversite’ olmasından kaynaklı olmalıdır. Eğitimin rant kapısına dönüştürüldüğü, öğrencilerin müşteri olarak görüldüğü, öğrenciler arasındaki fırsat eşitsizliğini yaratan özel üniversiteler kapatılmalıdır.

Zaten mesele ‘Şehir Üniversitesi’ adı altında bir eski AKP’li ve bir AKP’linin yarışından ziyade  o üniversitenin ‘özel üniversite’ olmasıdır. Madem ki Şehir Üniversitesi’nin kapatılması konuşuluyor, o zaman siyasi iktidar tüm özel üniversitelerin kapısına kilidi vursun, özel üniversiteleri kapatsın. Ki olması gereken de zaten budur. Eğitim bir avuç insanın rant alanı değildir, eğitim devlet tarafından sağlanmalı ve parasız ücretsiz olmalıdır. Çok tartışma yürütmek isteyen varsa buyrun buradan tartışalım.