Parazit filmini izler izlemez insanların film hakkındaki yorumlarını okumaya koyuldum. Eksikleri olduğunu kabul etsem de filmi değerlendirme imkanım olan tüm açılardan kaliteli buldum. Film hakkında Güney Kore sinemasının son dönemde bilinçli olarak parlatılmaya çalışıldığı yorumları yapılsa da Bong Joon-ho'nun Okja ve Snowpiercer filmlerini beğenmiş bir izleyici olarak Parazit'in bu işlerin en az birkaç gömlek üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Güney Kore sinemasına yapılan bu eleştiri yerinde ve sanat filmi havasındaki böylesi bir filmin yaptığı muazzam gişe beni de düşündürmüyor değil. Yine de ben sınıf çelişkilerini sinemanın sunduğu ve hatta sunmadığı (koku gibi) tüm imkanlarla beyaz perdeye aktaran bu filmi temel özellikleriyle değerlendirmeye çalıştım.

Yönetmen, filmde çok basit bir anlatım tarzı kullanıyor. Filmi girift hale getirmeden şu şekilde özetlemek mümkün: "Bodrum katında yaşayan fakir bir ailenin oğlu, arkadaşı sayesinde zengin Park ailesinin kızına sahte diploma ile özel ders vermeye başlıyor. Zengin annenin psikolojik sorunları olduğunu düşündüğü küçük oğlu hakkında endişeli olduğunu görünce sırasıyla yine sahte belgelerle kız kardeşini, genç şoför ve emektar hizmetçiyi de kovdurarak da yerine anne babasını alıyor. Bu şekilde tümü işsiz olan fakir Kim ailesi, tüm üyeleriyle Park ailesinin malikanesine bir 'parazit' gibi yerleşiyor." 

Merdiven filmi

Sınıflandırması zor olan bu filmi tanımlamaya en çok yaklaşan ifade kara-mizah olabilir. Ben ise yönetmenin "merdiven filmi" ifadesini çok beğendiğim için bunu kullanmayı seçeceğim. Bu "merdiven filmi"ni izlerken en çok dikkat çeken şey elbette mekanlardı. Üzerine çok çalışılmış ve her detayı iyi tasarlanmış bu mekanlar filmin üzerine oturduğu temelleri oluşturuyor.

Filmin açılış sekansında Kim ailesinin yaşadığı yarı-bodrum daireyi görüyoruz. Şehrin yoksullarının yaşadığı varoşlarda, daha da yoksul ailelerin yaşadığı yarı-bodrumların temel özellikleri hemen hemen aynıdır. Bu daireler karanlıktır ve genelde ışık alan oda oturma alanı olarak kullanılır. Evde yaşayanların mahrem alanları yoktur, hatta ev ile dışarısı arasında bile mahremiyetten söz etmek çok zordur. Eşyalar genelde istiflenmiş halde saklanır. İşte Kim'lerin yaşadığı daire de tam olarak bu özellikleri taşıyor. Örneğin sokağa işeyen bir sarhoş ile Kim ailesinin aynı salondaymışçasına rahat konuşması mahremiyetin ne kadar düşük olduğunu açıkça gösteriyor. Zengin Park ailesinin iki katlı villası ise bu bodrum katının tam tersi özelliklere sahip. Park ailesinin villası geniş, aydınlık ve elbette herkesin kendine ait mahrem alanı bulunuyor. Modernist ve minimalist bir biçimde tasarlanmış villayı, Kim ailesinin dairesiyle karşılaştırmak bile aradaki sınıf çatışmasını anlatmaya yetiyor. Villanın televizyon bulunmayan salonunda özel bahçeyi gören devasa cam duvar, bodrum katının küçük penceresiyle acımasız bir kontrast yaratıyor. Bahçeyi izlemek için tasarlanmış bu harika cam, aynı zamanda filmin en can alıcı kısmında da anahtar bir rol oynayacak. 

Gece yağmuru

Zengin evi bahçe kapısından itibaren merdivenlerin anlatıma eşlik ettiği bir mekân olarak düzenlenmiş. Önce dış kapıyı geçerek özel bahçeye ulaşıyorsunuz. Bunun için elbette bir dizi merdiven tırmanmanız gerekli. Bahçeyi geçtikten sonra sizleri yaşama alanı ve mutfak karşılıyor. Filmin ortalarında bu alana garajdan da merdivenden tırmanarak ulaşabileceğimizi görüyoruz. Mutfak ve yaşam alanının keşistiği noktada yatak odalarına ve banyoya çıkan bir başka merdiven var. Kahramanlarımız bu merdivende saklanarak mutfakta konuşulan her şeyi duyabiliyorlar. Evin ana giriş kapısını ise film boyunca görmemiz mümkün olmuyor.

Yönetmenin kurgusunda bu detayların hepsi çok önemli. Joon-ho’nun filmi, merdiven filmi olarak nitelendirdiğini hatırlayacaksınız. Film boyunca karşımıza çıkan bu merdivenler sınıflar arasındaki derin ayrımları anlatıyor. Mekanların konumu da aynı etkiyi başka biçimlerde yaratıyor. Filmin "gece yağmuru" sahnesinde zengin evinden kendi evlerine koşan Kim ailesinin sürekli olarak aşağıya gittiklerini görebiliyoruz. Hem bir doğal felaketin hem de şehir altyapısının fakir semtleri yeterince destekleyememesinin sonucu olarak, yukarısının pisliği aşağısını basıp taşırıyor ve onunla baş etmek zorunda olanlar da aşağıdakiler oluyor. Açık bırakılan bir pencere, pis su giderlerinin taşmasıyla beraber sokaktaki suyu da fakir evinin içine taşıyor. Yani Kim ailesi her an batabilecek bir mekanda hayatlarını sürdürüyor. Evlerin içinde de merdivenlerle kurulan hiyerarşiler var. Zengin evinde bir yokuşa açılan ilk kapıdan, eve ulaşmak için bir merdiven, evin içinde esas yaşam alanına garajdan çıkan merdiven, üst katlara erişimi sağlayan bir diğer merdiven, bodrum katına ulaştıran, dar ve hep karanlık gösterilen merdiven ve sığınağa bağlanan betonarme merdiven evin içindeki dengelerin simgeleri. 

En aşağı

Filmde yer alan bir diğer mekan sığınak. Olası bir nükleer saldırıya karşı tasarlanan bu sığınak, evin bütünüyle hiyerarşik ilişkide olan bir mekan. Aslında tamamen atıl, ev sahipleri tarafından unutulmuş bir mekan fakat ilk hizmetçi tarafından başka biçimlerde kullanılabilmiş. Zengin evinin merdivenlerinin götürdüğü en aşağı yer burası, zengin evinin gerçek anlamda aşağısı. Hizmetçinin hizmet ettiği aile değişiyor, hizmetçi değişiyor fakat durumun değişmeyecek olduğu, yukarıdaki aileye bağımlı olunduğu ve hiyerarşi kırılamayacağı için sığınağın kullanımı devam ediyor. Bu sığınak, fakir mahalledeki yarı-bodrum daireden de bir aşağı seviyede denilebilir.

Koku: Uzlaşmaz çelişki

İşte tüm bu koşullar altında yoksul Kim ailesi bu merdivenleri tırmanmaya, zenginlerin yaşadığı bu villaya yerleşmeye çalışıyor. Kapitalizm vahşidir. Kapitalizmde sınıflar arası geçiş diye birşey yoktur. Hele ki Güney Kore gibi bir kapitalist ülkede. İşte tüm bu olgular Kim ailesinin de önüne beton bir duvar gibi dikiliyor. Kim ailesinin sahte diplomaları, çabaları, zenginlerin takdirini kazanmaları bile onları istisnalardan bir istisna haline getirmiyor. Kim ailesi yoksul bodrum katının kokusunu her yerde yanlarında taşıyor. Bu koku, sınıflar arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi simgeliyor. Her açıdan zenginlerin takdirini kazanan Kim ailesi, bu kokuyu beraberlerinde taşıma kaderinden kurtulamıyor. Filmin en önemli sahnelerinden birinde, tüm o hengamenin ortasında Ki-taek, zengin Bay Park'ın kokudan iğrendiğini gördüğünde kendini kaybediyor. Bu sahneyi izlerken izleyici Ki-taek'le kolaylıkla bağ kurabiliyor. 

Filmi dilin kullanımı açısından, karakterlerin son derece karikatürize oluşu açısından da değerlendirmek elbette mümkün ancak mekan tasarımı ve koku duyusunun kullanımı Parazit'i akıllara kazıyan en önemli ögeler. Bunları iyi anlamadan filmi değerlendirmek doğru olmayacaktı.

Film, Kim'in sınıf atlayarak babasını yaşadığı hayattan kurtarma hayali ile sonlanıyor. Ki-woo, Güney Kore'nin konfüçyanist kapitalizmine kendini teslim ediyor. Yani en başta yaptığı hatayı tekrarlıyor.

Filmi izleyen herkes ise bir şeyin farkında, daha pahalı bir sabun kullanması genç Ki-woo'nun kokusunu gidermeye yetmeyecek.