Günlerdir termik santrallere baca filtresi ve arıtma tesisi kurulması ile ilgisi yasa tasarısı var gündemde. AKP’nin hazırladığı tasarı, Şubat 2019’da mecliste geri çekilmesine rağmen torba yasa ile yine gündeme geldi. Havayı kirletme izni olarak bilinen bu tasarıyla 2.5 yıl daha bacalar filtresiz kalmaya, ciğerler kirli hava solumaya devam edecek.

Tepkilere dayanamayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 6 ay içerisinde termik santraller filtrelemede adım atmazsa “fiilen bu işleri biz yaparız” açıklamasını yaptı. Tabi bu kadar basit her şey. Önce patronlara sonsuz imtiyazları yasalaştır, tepkilerden sonra biz kendi aramızda hallederiz de. Nasıl olsa alıştınız. Rant, doğayı talan, yağmalama nerede AKP orada.

2019’un sonuna kadar çevre mevzuatıyla ilgili düzenlemelerin tamamlanması gerekirken sadece bu düzenleme için 2.5 yıl ek süre tanındı. Termik santraller bir yılda tonlarca kül, katı partiküller ve daha fazlasını havaya salıyor. Sadece bir mevzuatın düzenlenmesi için bu kadar süre tanınırken termik santrallerin çevreye verdiği zararın boyutu akıllarına bile gelmiyor. Çünkü mesele insan canı değil erken ölümler değil; varsa yoksa cebe indirdikleri rant. 

AKP - CNN mutualizmi

AKP’nin yıllardır en iyi bildiği şey insan canını hiçe saymak. Koltuk sevdasını da geçtiler artık. Tamamen odak noktaları “rant”. En ufak bir adımda bile hesap peşindeler. Kendilerinin kazanacağı birşey varsa var, yoksa yok. Yandaşları da köpekbalığının peşindeki küçük balıklar misali... Köpekbalığı küçük balıklara dokunmaz çünkü dişlerindeki artıkları onlar temizler. Küçük balıklar da onun peşinden ayrılmaz çünkü karınları anca bu şekilde rahatça doyar. Ne güzel hayat. Yaşasın mutualizm! Öyle değil mi CNN? Son zamanların en başarılı yandaş haberciliğine imza attınız. Termik santrallerin ne de güzel övüldüğünü bu ekranda izledik. Ancak iyi de oldu. Bu sayede termik santrallerin filtresiz bacalarının ne büyük facia olduğunu görüp duymayan kalmadı. Halk yıllardır sizin de ne olduğunuzun farkında. AKP’nin attığı her adımda rantın sesini duyan halk, sizin yandaş haberlerinizi mi anlamayacak? Yalan bilgilerle haber yapmayı bir kenara bırak, asıl amaç insanlarda “elektriksiz kalırsın” korkusu yaratmaktı. Her gün zehir soluyan insanlar, türlü hastalıklarla mücadele eden insanlar binlerce evin elektriksiz kalması yalanından mı korkacak?

*

Şimdi gelelim konunun nasıl bu hale geldiğine… AKP için zaten havanın zehirlenmesi, geri dönülemez tahribatlar yaşanması falan önemli değil. O yüzden meclise getirdikleri her şeye sahip çıkıyorlar. Peki ya muhalefet bunun neresinde?

Meclis’te böylesine önemli bir konu oylanırken maalesef muhalefet sıraları boştu. Kaç tanesi mecliste ret oyu verdi? Saymak zor değil. Yasa teklifine AKP’den 203, MHP’den 14 vekil kabul; CHP’den 25, İYİ Parti’den 7, HDP’den de dört vekil ret oyu verdi. Toplam kabul oyu 217, ret oyu ise 36 oldu. Tablo ne kadar açık değil mi?

Böylesine önemli bir konu mecliste oylanırken orada olmayanlar, anca afili cümlelerle tepki göstererek ret oyu vermemelerini kamufle etmeye çalışsın. Kuru laflarla bacalara filtre takılmıyor malesef. Dünya her gün patronların elinde yok olmaya devam ederken, türlü bahanelerin arkasına sığınmak buna ortak olmak demektir. Biliyoruz ki bu yasa önlenebilirdi. Kendilerine muhalif diyen partilerin vekilleri gittiler mi meclise? Gitmediler. O zaman halkın gözünde muhalefetinizin iktidardan farkı ne? Söz konusu patronlar olunca o fark eşitleniyor elbette. Birçok konuda anlaşamayan iktidar ve sermaye partilerinin patron seviciliği baki kalıyor. Elbet halk, her nefesinde soluduğu zehirin hesabını soracak sizden. Kaçışınız yok.

*

Kapitalizm bütün dünyayı yok ediyor. Bir avuç patron doğayı ve dünyayı kendi mülkleri olarak görüp yağmalamaya devam ediyor. Milyonların yarınına göz dikip yaşam alanlarımızı, aldığımız her nefesten adım attığımız toprağa kadar yok ediyorlar. İnsanlığın ve doğanın, milyonların yarınının kurtulması için bu düzenin yıkılması gerekir. Sermaye partileri konu böyle bir çelişkiye gelince muhalefet etmeyi bir kenara bırakır.

Onlardan medet ummamalıyız, örgütlü bir şekilde kapitalizmle mücadele etmemiz gerekir. Kapitalizm nasıl var olup bu kadar ilerlediyse, aynı şekilde geriletilip yok edilebilir.