KYK'nın öğrenciyi sömürme politikası, yaptığı zamlar, verdiği kalitesiz hizmet geçen hafta yazımızın konusunu oluşturmuştu. Şimdi KYK’nın öğrencilerden aldığı parayı neye harcadığı sorusunun cevabını bulduk.

Meğerse KYK, o beşparasız, o öğrencinin cebindeki 3 kuruşa muhtaç olan KYK, vakıf yurtlarına öğrenci başına hesaplanan bir meblağı yardım olarak ödüyormuş. Yani milyonlarca lirayı vakıflara peşkeş çekiyormuş.

Bir örnekle açıklayalım: 1000 kişi kapasiteli bir Ensar yurdu, kontenjanının yalnızca %20’si dolu. Bu yurt %100 dolu kabul edilerek KYK’dan yemek ve yakıt yardımı gibi kalemler adı altında nakdi destek alıyor.

Öğrenci arkadaşlarımıza müjde, artık KYK esnek bir kurum. Akşam yurda giriş saatini 10 dakika esnetmek isterseniz bunun kolay olacağını sanmıyorum ama yandaş bir vakfa milyon liralar aktarmak isterseniz KYK için 200 kişi ile 1000 kişi arasında çok büyük bir fark yok gibi görünüyor.

Söz konusu öğrenci olunca kılı kırk yaran, öğrencilerin sicilini iyice bir tarayan KYK, bir cemaat için birkaç milyon rica ederseniz sizi kağıt işleriyle yormama nezaketini gösterecektir.

Bununla ne amaçlanıyor, neden bu paralar Ensar'ın, TÜGVA'nın yurtlarına aktarılıyor? 

Öğrencilerin barınma hakkı da eğitim hakkı ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir konu. Eğer barınma konusundaki yetersizlik, kişinin eğitim hakkından yararlanmasını kısıtlıyorsa bu kişinin eğitim alma hakkının ihlalidir. Bu nedenle biz her "parasız eğitim" dediğimizde aynı zamanda "eğitim alan herkes için parasız barınma" da demiş oluruz. 

Devletin kaynaklarının KYK yurtları yerine özel yurtlara yönlendirilmesi özel yurtların teşvikinde, dolayısıyla eğitim alanlar için paralı barınma alanlarının teşvikinde büyük rol oynuyor. Zaten evrensel bir hak olan eğitim hakkı KYK yurtlarının paralı olması ve günden günde daha pahalı olması sebebiyle ihlal edilirken, bir de cemaat yurtlarına verilen yardımlar ile tamamen hafızalardan silinmek isteniyor.

Cemaat yurtları aynı zamanda laik eğitim sistemi için de büyük bir tehlike oluşturuyor. Aslına bakılırsa kamusal olmayan eğitim mutlaka muhafazakar bir karaktere sahip olmaya mahkum.

KYK'nın öğrencinin sırtından "kazandığı" bu paraları çocuk istismarcılığıyla nam salan Ensar Vakfı’na, Bilal’in TÜGVA’sına ve benzeri cemaat vakıflarına aktarılması eğitim sistemine çift yönlü bir saldırının göstergesi.

MEB bursu diye bildiğimiz, öğrencilerin yurt dışına gönderilmesini sağlayan YLSY bursu için bu sene Diyanet’e tam 49 kontenjan ayrıldı. MEB’e ise 5. Trajikomik, bu haliyle bile absürd. Bir de yurt dışına gönderilen 49 ismi öğrensek, 49 ilahiyat mezununu. Kimlerin oğulları, kimlerin kızları, hangi cemaat mensupları var içlerinde bilsek. Bilmediğimizde bile can yakıcı.

Çalışma alanlarını biliyoruz ama, onlar son derece ilginç. Namaz vakitlerinin ve Ramazan ayının doğru belirlenebilmesi adına yurt dışına bir öğrenci gönderiyoruz, “Atmosfer Fiziği” üzerine çalışacak. Asalım bayrakları hemen, ne kadar gurur verici bir an. Bizim de artık namaz vakitlerini doğru belirleyen bir atmosfer fizikçimiz olacak.

Emeğiyle geçinen halkımızın parası işte böyle harcanıyor. İnşaatlarda ter dökenlerin boğazından geçmeyen lokmalar, Ensar’ın, Bilal oğlanın, AKP’li haramilerin sofrasında yerini alıyor.

Öğrencilerin emekleri, üç kuruşluk bursları-kredileri hatta dişleriyle kazıya kazıya kazandıkları maaşları işte bu şekilde kendilerine karşı silah olarak kullanılıyor. 

Bu durumda kesilmiş yolbaşlarımız “haramilerin gayrısına yaşamak yok”. 

Öyle değil! İşte verdiğimiz parasız eğitim mücadelesi kesilmiş yolbaşlarımızı açmak içindir. Kamusal, parasız eğitimi her dile getirdiğimizde hem paralı eğitim düzenine, hem de cemaatların kokuşmuş "hayırseverliklerine" meydan okuyoruz. Biz diyoruz ki: "emekçi çocuklarını, kardeşlerimizi küçük yaşta burslar vererek, devletin sağlamadığı imkanları sağlayarak kendinize borçlandırmanıza izin vermeyiz."

Her insanın eğitim almaya, eğitim alırken düzgün bir mahalde barınmaya, sağlıklı ve doyurucu besinlerle beslenmeye hakkı vardır. Bu imkanların sağlanması devletin ödevidir. Kimse bu imkanları veya bir kısmını ihtiyaç duyanlara sağlamak yoluyla avantaj elde edemez. 

İşte KYK'nın öğrencilerden topladığı parayı yandaş vakıflara dağıtması karşısında da, o topladığı parayı günden güne zamlarla artırması karşısında barınma hakkımızı savunmaktan geri durmamalıyız. Birilerinin sefası, milyonların yoksulluğu, yaşadığı zorluklar demektir. Bu gerçeği hiç unutmayalım.