Dünya genelinde uygulanan askerlik sistemlerine bakıldığında karşımıza profesyonel askerlik sistemi ve zorunlu askerlik sistemi çıkacaktır. Profesyonel askerlik sisteminde erler silahlı kuvvetlerde bir meslek icabı istihdam ettirilirken, zorunlu askerlik sisteminde erler belli bir zaman diliminde zorunlu olarak silah altına alınırlar. Asıl tartışmalar ise bu sistemlerin kimler tarafından ve hangi bağlamda uygulanacağı kısmında başlar. Zorunlu askerlik-profesyonel askerlik tartışmasında farklı görüşlere değinmekle birlikte, bu yazıda, bugünlerde Türkiye bağlamında AKP tarafından yasalaştırılıp meclisten geçirilmek istenen ‘yeni tek tip askerlik sistemi’ tartışmaları hedefleri, ekonomik sonuçları ve toplumsal etkileri üzerinde duracağız.
Konuya ilişkin farklı görüşleri açıklamaya ve tartışmayı başlatmadan önce, yeni tek tip askerlik sistemini anlaşılır şekilde açıklamakta fayda var. Bu askerlik yasası içinde birçok değişikliği barındırmakla birlikte asıl odağı, askerliğin kalıcı şekilde paralı hale geleceği ve silahlı kuvvetlerde çalışan personelin muvazzaf ya da sözleşmeli olarak istihdam edileceği bir sisteme dönüşümüdür (Özgün 2005:62). Yani AKP, zorunlu askerlik sisteminden profesyonel askerlik sistemine doğru manevrada bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, neoliberalizmin yıkıcı etkileriyle yakından yüzleşmekte olan ülkede; sınırları kışlayı aşan, toplumda geniş ekonomik ve sosyal karşılıkları olan askerlik kurumu AKP eliyle sermaye sınıfının aracı olmaya sunulmaktadır.
Yasa teklifi AKP-MHP arasında ayrışmaya neden olmakla birlikte, AKP içinde ve toplum nezdinde de ‘güvenlik, beka sorunu yaratabilir’ endişesine yol açmakta. Hatta öyle ki AKP teklifte revizeye gidildiğini de açıkladı (detayları henüz belli değil). Ulusalcı kesim yasanın Sevr antlaşmasıyla bağdaşık olduğunu bu yolla Türkiye’nin dışarıdaki düşmanlarına karşı savunmasız hale geldiğini milli mücadele ruhundan ele alarak tartışırken, başından beri asıl ‘beka sorununu’ dillendiren AKP’nin yasayı onaylamayan kesimi “Biz Kanada mıyız, burası Türkiye” türünden tepkilerle ‘dış mihrakların tehdidi’ noktasından ele almaktadır. Sosyalistler meseleyi bu şekilde ulusalcı bir bakıştan ele alamaz, almamalıdır. Bu nedenle aşağıda da değineceğimiz şekilde askerlik kurumunun toplumsal etkilerini ve ekonomik sonuçları üzerine düşünmeden, suya sabuna dokunmadan bu yasa teklifini değerlendirmek doğru olmaz. Dikkat çeken nokta ise seçim döneminin büyük bir kısmında beka söylemini dilinden düşürmeyen AKP için aslında kendine göre tam da bekanın telaffuz edilmesi gereken noktada ne değişmiştir? Yoksa, sermaye fikri AKP için akan suları durdurmakta mıdır?
Zorunlu askerlik uygulamasını savunanların temel gerekçeleri, profesyonel ordudan tamamen farklı olarak siyasi nedenler, toplumsal bağlar ve eşitlik temelinde şekillenmektedir (Akyürek 2010:12). Buradan hareketle, militarizm kavramı dışarıda tutularak sosyalistlerin üzerinde durması gereken nokta bizzat halkı kapsayan zorunlu askerlik uygulamasının sosyolojik olarak toplumu mücadeleci bir tavra büründürmesi, yani, bir görüşe inanarak o görüşün kazanması için mücadele eden bir kitlenin oluşmasına destek olmasıdır. Sosyalistler için kitleler önemsiz olamaz; ne yapılacaksa o kitlelerle birlikte yapılacaktır. Ve başarılı olacak mücadele deneyimi olan halktır. Bu nedenle halkın her kesiminin içinde olduğu zorunlu askerlik sistemi homojen bir meslek grubu oluşturan profesyonel askerlik sistemine tercih edilesidir. Ulusal ordundan paralı orduya geçişte ordu liberal değerler altında bir meslek odası görünümünde halkın genel yararını savunmaktan uzak bir grup ‘seçkinin’ çıkarına hizmet eder hale getirilecektir. En nihayetinde dayanışma, toplumsal seferberlik gibi fikirlerin gölgesinde olan ordu kavramı böylece kapsayıcılığını yitirecektir. Kısacası, halkın olan ülkenin ordusu da halktan oluşmalı, topluma karşı suç işlemesi kolaylaştırılan bir grup maaşlı askerin eline bırakılmamalıdır. İktidarın profesyonel askerlik sistemiyle şahsa bağlı, kendi polisini oluşturma isteği asla kabul edilemez.
Son olarak, AKP bu yasa teklifi ile neyi hedefliyor sorusunun cevabını Yazar Dan Slater’in geliştirdiği çekişmeli politika argümanında arayabiliriz. Bu argümanı geliştirirken siyasal güç dengeleri açısından yaklaşmıştır. Slater’ın Güneydoğu Asya ülkelerinin devletleşme süreçlerine bakarak geliştirdiği “eğer güçlü bir devlet kurmak istiyorsan, devlet içinde farklı elit grupların işbirliğine ihtiyaç duyarsın ve ordu bu elitlerden sadece bir tanesidir” argümanı AKP’nin bu yasayı zayıf konumunun da farkında olarak, halkın değil ancak kendisinin kurtuluş umudu olarak kullanmayı planladığını gösteriyor. Slater’a göre siyasal stabilite arayışında yönetici-elitler içindeki bağlılık önemlidir. Aslında elit grupların işbirliği içinde olması olağan bir durum değildir, hatta genelde çatışma halinde olurlar. Ancak iktidarlarını sarsacak bir tehdide maruz kaldıkları anda (Türkiye’deki ekonomik krizin iktidarın siyasal rolü üzerindeki sarsıcı etkisini düşünebiliriz) siyasal gücünü kaybetme korkusu yaşayan iktidar bu krizi kontrol edemediği takdirde işbirliğine yanaşır ve karşı devrim başlatır. İktidarın emrinde ve çıkarında paralı askerlerden oluşan bir ordu kurma fikri bu işbirliğine iyi bir örnektir. Siyasi iktidar kendi politik çıkarlarına uygun bir orduyla hayatta kalma şansını arttıracaktır. Korunma paktları denilen bu işbirlikleri özellikle otoriter rejimler için gücü yeniden organize etme anlamına gelir.
Özetle, Türkiye’de de yeni askerlik yasası ekonomik kriz sonucunda politik sıkışma yaşayan iktidarın gücünü yeniden konsolide edebilmek için kendi iktidarına özgü bir ordu kurma anlayışıyla bir çıkış kapısı olarak bu şartlarda kabul edilmiştir diyebiliriz.
Kaynakça
* Akyürek, Salih. Zorunlu Askerlik Ve Profesyonel Ordu. 2010, www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-91-2014040812rapor_24_zorunlu-askerlik-ve-profesyonel-ordu_sakyurek.pdf.
* Case, William, et al. “Dan Slater, Ordering Power: Contentious Politics and Authoritarian Leviathans in Southeast Asia.” Bijdragen Tot De Taal-, Land- En Volkenkunde / Journal of the Humanities and Social Sciences of Southeast Asia, vol. 167, no. 4, 2011, pp. 511–526., doi:10.1163/22134379-90003582.
* Özgün, Cengiz. Türkiye’Nin Askerlik Sisteminin Tarihsel Süreç Bağlamında İncelenmesi. 2005, dergipark.org.tr/download/article-file/509851.