1968 kuşağının devrimci önderlerinden olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişinin 47. yılında; devrimci gençliğin 6. Filoculara, emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı mücadelesi hala devam ediyor.

Denizler ve Mahirler geçerliliğini kaybedecek bir fikir için mücadele etmedi. Onların mücadelesi sebepsiz asilik değildi. Gençliğe bıraktıkları en büyük miraslardan biri de sebepsiz asi olmamanın okuluydu. Onlar ezilen halkların kurtuluş mücadelesini yürüttü. Onlar, üniversitelerden bütün topluma yayılan emperyalizm karşıtı bir mücadeleye önderlik etti.

Devrimci gençlik bu geleneğin yolundan gitmeli ve sürdürücüsü olmalıdır.

Mahirlerin, Denizlerin emperyalizme karşı verdikleri mücadeleyi bastırmak için devlet çareyi onları yok etmekle buldu ancak fikirleri hala devrimci mücadelemize yol göstermeye devam ediyor ve bugün bu mücadelenin arkasından giden, bu fikri sahiplenen sosyalist hareketin bir partisi var.

Onlar gençliğe; direnmeyi, yılmadan mücadele etmeyi öğretirken egemenlere de onları öldürmekle mücadelenin bitmeyeceğini gösterdi.

Mahir’in, Deniz’in mücadelesi; bugün devrimci gençliğin tek adam rejimine karşı verdiği mücadeledir, okullarımızda gerici ve baskıcı yönetimlere karşı verdiğimiz mücadeledir, parasız eğitim için mücadeledir.

Mahir’in Kızıldere’de omuz verdiği yoldaşlarının; emperyalizme, faşizme karşı ölümü göze alarak gittikleri yol, bize mücadelemizde yılgınlığın yerinin olmadığını öğretmiştir. Bizler Mahir'den, Deniz’den öğrendiğimiz kavganın sürdürücüsü olarak karşımıza çıkan engellere karşı yılmayacağız.

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve onlarca yoldaşımız mücadelesini verdi; şimdi ise sıra bizlerde. Emperyalizme karşı mücadelede sosyalizm için onların fikirlerini ilerleterek kavgada Mahir ve Deniz olacağız.

Devrimci önderler ölmez, devrimci gençliğin mücadelesi durdurulamaz.

Bugün sürdürdüğümüz mücadele gösteriyor ki devlet Mahirleri, Denizleri katletse de fikirlerini yok edemedi, edemeyecek.


Üniversite Öğrencisi / Özlem Özdemir