Türkiye’de işsizliğin %14.7 olduğunu görmek çok kolay. Her gün iş bulamadığı için intihar eden emekçiler ve her gün iş arayıp fakat krizden dolayı iş bulamayan emekçiler var.
Bunun nedeni ise bir azınlığın yatırımı betona yapması ve bu konutları pazara çıkarıp kar elde etmesi. Bunun için artı değerini gasp etmesi gereken işçiye ihtiyaç var. Ucuz malzeme firmasına ihtiyaç var ve satışı için zengin patrona ihtiyaç var. Onlar hep kar hırsı peşindeler, emekçiler iş bulamamanın stresindeler. İşte bu yüzden iki kutba ayrılıyoruz: Onlar ezen taraftalar. Bizler emeğimizle alın terimizle geçinen tarafta.
İşsizlikte en yüksek oran gençlerde. Gençler iş bulamıyor, bunun sebebinin “iş beğenmemeleri” olduğunu söylüyorlar, ağır işte çalışmazlar diyorlar. Hayır efendiler, sizin kar oranlarınız düştü. Sizin piyasanız ekonomik kriz ile boğuşmaktadır ve bu dönem size çok ağır günler yaşatıyor. Üretenleri ücretsiz izne gönderip bunu delil olarak sunarak işten çıkarıp tazminatını vermemek için çalışıyorsunuz, mobbing uyguluyorsunuz. Asgari ücret üzerinden artı değerini gasp ediyorsunuz. Zorunlu mesailere bırakıyorsunuz. İliklerinize kadar krizin içinde boğuşuyorsunuz.
Tüm bunların karşısında bir AKP’li, asgari ücret ile geçinilebilir olduğunu söylüyor. Asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan işçinin, 5 kişilik ailesine günde 3 öğün simit yedirirse ayda cebine 1120 lira para kalacağını tavsiye ediyor. Üstüne “iyi değil mi” diye soruyor. Emekçilerin esas soruları soracağı günler geldiğinde senin bunu soracak cesaretin olmayacak. Bunu soran kişinin asgari ücret almadığını hepimiz biliyoruz. Kriz yaratan onlar, işsiz bırakan onlar. Biz emekçiler bunlara ödün vermemeliyiz. Gözle görülecek kadar büyüyen kriz, çocuk işçi çalıştıran patronlar var. Sigortasız, güvencesiz çalışan o çocuklar var.
"Emek verenler bir kez daha kararını vermelidir. Sermayenin yıkım ekonomisi mi emek verenlerin üretim ekonomisi mi? Yarattığınız krizi emekçilerin üzerine yıkamayacaksınız” demeliyiz. Kıdem tazminatımıza el uzatamayacaksınız demeliyiz.
Emekçi Harekat Partisi’nde örgütlenmeliyiz, birleşmeliyiz ve yürümeliyiz.
İşçilerin birliği patronları yenecek diyerek mücadele etmeliyiz.
Nesilleri tükenmedi baylar, devrimciler var.
Ve bu slogan kulaktan kulağa yayılacak:
Üreten biziz, yöneten de biz olacağız.
Fabrika İşçisi / Fırat Acer