Dün ülkenin dört bir yanında kadınlar Rabia Naz için ayaktaydı. Önce Eynesil’de başladı eylemler, sonra oradan Kocaeli’ne, İstanbul’a Kütahya’ya, Antalya’dan Çorum’a her yere yayıldı. Tüm kadınlar aynı soruyu sordu: ‘Rabia Naz’a ne oldu?’ Kadın Meclisleri dün tam 45 ilde eylem yaparak, örgütlü bir mücadeleyi ortaya koydu. Bundan sonra da bu mücadeleyi sonuna dek sürdüreceğini tüm meydanlardan haykırdı.
Rabia Naz tam bir yıl önce 12 Nisan’da aramızdan ayrıldı. Rabia Naz’ın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Rabia Naz’ın intihar ettiğini ileri sürdüler, ölümünün üzerini kapatmaya çalıştılar. Koskocaman bir yıl boyunca ne oldu? Rabia Naz’ın ölümünü aydınlatmak için ne yapıldı? Babası Şaban Vatan bunu kabul etmedi, 1 yıldır mücadele ediyor. Aile Giresun’da miting yaptı, basın toplantısı yaptı, sosyal medyadan sesini duyurdu. Rabia Naz’ın ailesi ölümünün üzerinin örtülmesine izin vermedi. Şimdi kadınlar da çocukların öldürülmesine, ölümlerinin üzerinin kapatılmasına izin vermeyecek.
Rabia Naz’ın ölümü şüpheli bir çocuk ölümüdür. Daha önce de kadınlar, şüpheli kadın ölümlerinin üzerine gitti. Şule Çet’ten, Aysun Yıldırım’a son zamanlarda şüpheli kadın ölümleri arttı. Kadınlar neden bunun üzerine gitti? Çünkü bu ölümlerin üzerine gidilmedikçe, intihar süsü verilen, kaza süsü verilen kadın cinayetleri artacak diye. Bilim ile, akıl ile bu şüpheli ölümlerin açığa çıktığını da gördük. Bugün ise bu mücadelenin ne kadar haklı bir mücadele olduğunu bir kez daha görüyoruz. Çünkü bu ülkede geldiğimiz noktada ilk defa bir şüpheli çocuk ölümü ile karşı karşıya kaldık. Ama ne iyi ki ne aile, ne kadınlar, ne toplum buna sessiz kaldı. Kadınlar yılların getirdiği mücadele birikimiyle, Rabia Naz’ın ölümünü gündemde tuttu, eylemler yaptı. Yapmaya da devam edecek.
Peki, bu koskoca bir yılda yetkili makamlar ne yaptı? Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Raporu; ölümün yüksekten düşme değil 'bedensel travma' sonucu gerçekleştiğini ispatladı. Ancak Rabia Naz’a çarpan arabanın kime ait olduğu dahi araştırılmadı. Kamera kayıtları silindi. Olay yeri inceleme yeterince yapılmadı, görgü tanıklarının isimleri bilinirken, ifadelerine dahi başvurulmadı. Baba Şaban Vatan; bir adli tıp uzmanı, polis, savcı gibi çocuğunun ölümünü araştırıyor. Delil toplamaya çalışıyor ama Rabia Naz’a çarpan arabanın sahibi bir türlü araştırılmıyor. Devlet, kurumlar, makamlar ne işe yarıyor? Eğer onlar bir çocuğu koruyamıyorsa, hatta ölümünün üzerini örtüyorsa, ne işe yarıyorlar?
11 yaşında hayata bağlı bir çocuk neden intihar etsin? O gülen yüzüyle Rabia Naz neden intihar etsin? Veriler de bunu destekliyor. Çocukluk yaş grubunda intiharın çok nadir görüldüğü açık. Hele ki kız çocuklarında oran daha da düşük, yüz binde 0,03. Görüldüğünde ise yaş genelde 12 yaş üstü: yani ergenlik dönemi. Neden intihar etmediğine dair onlarca şüphe, delil de varken bunların hiçbiri araştırılmadı? Peki kimler, neden korunuyor? Eski AKP’li belediye başkanının yeğeni, Rabia Naz’a arabayla çarparak öldürmüş olan şüpheli durumda. Ve kendisinin İçişleri, Adalet Bakanlıklarınca korunduğu iddia ediliyor.
Aileyi susturmak için jet hızıyla işleyen mekanizmaların, Rabia Naz’ın ölümünün aydınlatılması için işlemediğini gördük. Rabia Naz’ın ölümündeki bu karanlık yetmezmiş gibi baba Vatan Şaban şikayet üzerine gözetim altına alınmaya çalışılıyor. 1 yıldır dosyayı incelemeye almayan kurumlar; babanın akıl sağlığı ile ilgili bir başvuruyu hemen işleme koydular. Bir günde hem savcılık, hem mahkeme Şaban Vatan’a yaptığı paylaşımları sordu. Hızla akıl sağlığının yerinde olmadığına karar verildi. Yapılan itirazlar kabul edilmedi. Bu ülkede daha ne kadar haksızlık, adaletsizlik göreceğiz derken; çocuğunun ölümünü açığa çıkartmak isteyen bir babanın mücadelesinden vazgeçmesi içi akıl hastası yaftası ile damgalanmaya çalışıldığını gördük. Şaban Vatan’ı “akıl sağlığı yerinde değil” deyip, hastaneye kapatmaya çalışanlara en iyi cevabı yine halk verdi: “Biz de aynı soruyu tekrar tekrar soracağız; Rabia Naz’a ne oldu? Hepimizi, milyonları da mı hastaneye kapatacaksınız?” Bir aileye bunlar reva mıdır? Bir kere de adaletin peşine düşen, sokaklara çıkanlar olmadan o polisler, adli tıpçılar, savcılar görevini yerine getirmeyecek mi?
Ama artık bu sorulardan kaçacak hiçbir yeriniz yok. Artık bu sadece Rabia Naz’ın ailesinin değil, bizlerin, tüm toplumun gerçeği açığa çıkarma, adaleti sağlama mücadelesidir. Vatan ailesi bu mücadelede asla yalnız değildir. Siyasi gücü ve parayı arkasına alarak failleri aklamaya çalışanların karşısında adalet isteyen milyonlar var. Kimse unutmasın, 31 Mart’ta çok önemli bir şey oldu. “Şüpheli çocuk ölümü” olan Rabia Naz Vatan’ın ölümünün belediye başkanının adının karıştığı karanlık ilişkilerle kapatılmaya çalışıldı ama halk bunu reddetti, insanlık onuru kazandı.
Artık kaçacak yeriniz yok
Savcılığın yaptığı açıklamada, tanık ifadelerinin alındığı söyleniyor. Ama tek bir tanığın, şüphelilerin ifadesi alınmış değil. Açıklamada, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek karara göre konuyla ilgili kararın netleşeceği belirtiliyor. Bir de çok enteresandır ki, Giresun Cumhuriyet Başsavcısı Rabia Naz Vatan ile ilgili açıklama yaparken, 'cinayet' ifadesini ağzından kaçırıyor. Ne kadar saklanmaya çalışılırsa çalışılsın, gerçekler her yerden gün yüzüne çıkıyor. 1 yıldır kılını kıpırdatmayanlar, kadınların örgütlü mücadelesiyle nasıl HSK incelemesini başlattıysa, açıklamalar yaptıysa şimdi tüm gerçeği açığa çıkartmak zorundalar. Bir çocuk için adaletin gerçekleşmesi uğruna bir yıl beklendi, bundan sonra bir yıl daha beklenemez. Buna izin vermeyeceğiz. Madem artık bunun bir cinayet olduğunu ağzınızdan kaçırdınız, artık gerçekler açığa çıkartılmalıdır. Suçlular cezalandırılmalıdır.
Yapılması gereken bellidir: Rabia Naz için etkin bir soruşturma yürütülmeli, tüm mekanizmalar failleri aklamak için değil bu ölümün açığa çıkarılması için çalışmalıdır. Toplum artık gerçeği açığa çıkarmanızı, failleri yakalamanızı ve adaleti bekliyor. Bilirkişiler, adli tıpçılar, savcılar, hâkimler görevini bir an önce yapmalıdır. Siz bu ülkede çocuklara gözyaşı döktürdünüz. Çocuğundan, gencine, yaşlısına herkes elbet bunun hesabını soracak. Bu mücadele sadece Rabia Naz için değil bir daha asla bu ülkede başka Rabia Naz’lar olmasın diye. Tüm toplum artık bu olayın peşinde. Bilimle, akılla, insanlık onuruyla gerçeği açığa çıkarana, adalet sağlanana kadar da mücadeleyi büyütmeye devam edecek.