Son günlerde AKP hükümeti ve yandaşları tarafından çok fazla gündem edilen bekâ sorunu aslında var mıdır? Varsa bu güvenlik algısını dönüştüren şeyin yerel seçimle ilgisi nedir?
Öyle ya seçmen muhtarını ve il-ilçesini kimin yöneteceğine yönelik tercihlerini yapacak. Altı boş bekâ sorunu gündemi ile şark kurnazlığı yaparak ekonomik krizin önüne geçmeye çalışıyorlar.
Peki ucuz sebzeye anca tanzim kuyruklarında saatlerce bekleyerek ulaşan halk mı unutacak krizi? Yoksa yarın ne olacağını kara kara düşünen işçiler mi bekâ sorununa takılıp unutacak krizi? Ya da evinde aşı pişmeyen emekçi kadınların aklını mı meşgul edecek bekâ sorunu? Bence hiçbiri.
AKP'nin seçim arefesi ortaya attığı bu konu verim alamadı anlaşılan, çok önceden şişmeye başlayan balon patladı…
Geçenlerde bir anketöre denk geldim. Seçim anketimize katılmak ister misiniz, dedi. Tabi ki buyurun, dedim. Anketteki ikinci soru şuydu: “Sizce bekâ sorunu mu? Yoksa ekonomik kriz mi?” Baktım yüzüne ve ben daha cevap vermeden o zaten ekonomik krizi işaretlemişti. Sonra dayanamadım sordum, kaç anket yaptınız diye. "Altmış tane yaptım" dedi. Kaçı bekâ sorunu dedi dediğimde ise kendinden emin "hiçbiri" diye cevap verdi. Trajikomik değil mi?
Aslında müzmin sorun şudur: Üretmeyen bir memleketin emektar halkına geçmişten beri yoksulluk dayatılırken geniş yığınlar, mikro ekonomi (geçim ve ev ekonomisi) dışında hiçbir şey düşünemeyecek durumdadır... Bu açıdan şu süreçte çeşitli mutlu rastlaşmaların etkisiyle biraz daha şuuru esnemiş olan halkın bekâ sorununa takılacağını düşünmek, en hafif tabirle şuuru bulandırmaktan, fazladan halkın aklıyla dalga geçmekten ibaret beyhûde bir hamle değil midir?
İşte, aslında bu neoliberal yağmacı AKP ekonomisinin, rantın, "inşaat ya resulallah" anlayışının bir sonucudur... Bu basitçe, yağma ve talan ekonomisinin tükenme noktasına evrildiği, sorunları yuvarlandıkça ve zaman aktıkça bir kördüğüme gittiği gerçeğini açık etmektedir. İşte buna kapitalizmin kısır döngüsü denir ve bu sistemin er yada geç çürümesi mutlak kaçınılmaz sondur. Son onlar için başladı bile ve artık durmaz kanayan yara.
*Rojhat Aka / İşçi