Yapay zekanın fikir babası, "makineler düşünebilir mi?" sorunsalını ortaya atarak makine zekasını tartışmaya açan Alan Mathison Turing'dir. 1943'te II. Dünya Savaşı sırasında Kripto analizi gereksinimleri ile üretilen elektromekanik cihazlar sayesinde bilgisayar bilimi ve yapay zeka kavramları doğmuştur. Yani yapay zeka; 1940’larda Turing Machine’leri ile şimdi öğrenebilen ve kendini durumlara adapte edebilen bilgisayarlar ile artık hayatımızın içinde. Tabii ki yapay zekanın ilerlemesi özellikle son dönemlerde sadece bilgisayarla sınırlı değil.
Endüstrinin rekabet gücünde kilit rol oynayan robot ve otomasyon sistemleri, günümüzde oldukça geliştirilmiş durumda. Robot sistemleri ve endüstriyel görüntü işleme sistemlerinin daha yoğun kullanılması ile üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve yüksek kalite standartlarına erişilmesi hedeflenmektedir. En hızlı büyüyen robot kalemi ise kişisel ve askeri alanda olmakta.
Küresel ekonomiye 15.7 trilyon dolar gelir getirmesi beklenen yapay zeka çalışmalarında ülkeler arası rekabet giderek artıyor. Özellikle Çin ve ABD ileriye dönük ekonomik büyümeyi hedeflediği yapay zeka çalışmalarına ciddi oranda yatırım yapmaya başladı. Bunu Çin yönetiminin 2017'de, 2030 yılında yapay zeka alanında dünya lideri olmak hedefine yönelik planlarını kamuoyuna duyurmasından anlayabiliriz. Çin’de daha çok mühendislik, teknoloji ve tarıma yönelik çalışmalar ağırlıktayken; Avrupa ve Amerika’da beşeri bilimler, medikal ve sağlık bilimlerine yönelik çalışmalara daha çok odaklanıldığı görülüyor.
Son dönemde geliştirilen sürekli bir yenisi eklenen yapay zeka çalışmaları; toplumda gelecekle ilgili birçok soru işareti de bırakmış durumda. Yapay zeka kimilerine göre daha büyük bir savaşın, iletişimsiz bir dünyanın, işsizliğin habercisi. Kimilerine göre teknoloji çağının çığır açışının, hayatımızı kolaylaştıracak ve birçok soruna etkin çözüm sağlayacak önemli bir gelişmenin göstergesi.
Yapay zekanın toplumu tedirgin eden bir boyutu savaş politikaları için kullanılması. İnsansız hava saldırılarında öncü olan Amerika, çalışmalarını bu yönde artırıyor. Bunu 2017 yılında Amerikan Kongresi’ne sunduğu rapordan da anlayabiliriz. Rapora göre ABD’nin baskın askeri gücünü sürdürülebilmesi için yapay zeka teknolojisinde öncü olunması gerektiği söylendi. Şimdilerde ABD içinde insan bulunmadan çalışabilen 'ölüm makineleri' geliştirmeye devam ediyor. Gelecekte ise bu tür saldırılar, minimal insan kontrolü olarak gerçekleştirebileceklerini söylüyorlar. Savunma ve silah sanayinde, Kalashnikov markasından iki bacak üzerinde yürüyüp roket atabilen Enforcement Droid 209 adlı robot geliştirildi. Microsoft en iyi teknolojisini Amerikan ordusu ile paylaştığını açıkladı. Yatırım, politika ve askeri stratejilerde insan psikolojisi tarafından gereğinden zor hale gelmesinden dolayı en iyi strateji geliştirebilecek yapay zeka geliştirildi. Dünyanın şampiyon satranç yazılımı Stockfish 8'i yenebilecek seviyede satranç bilen AlphaZero’nun geliştirilmesi de bu yüzden. İnsansız hava araçlarının da savaşlarda kullanılmak üzere tasarlandığını söyleyebiliriz.
Yapay zeka ile işsizlik artacak mı?
Yapay zekanın askeri alanda geliştirilmesi bir yana birçok sektörde de kullanılmaya başlaması toplumda işsiz mi kalacağız sorularını da gündeme getirdi. Aslında hayatımızda yer alan ve tamamlanması planlanan bir çok örnek mevcut. Tüm bu gelişmeler hayatımızı kolaylaştıracak ileri bir adım mı yoksa geleceğimizi kaybedeceğimiz adımlar mı, birlikte bakalım.
Pizza Hut restoran zincirinin uzak doğu halkasında Pepper adlı akıllı robot sipariş alıp para tahsilatı yapıyor, Amazon kuryelerini dronelara çevirmek için çalışıyor. İmla kontrolü yapan editörler yerine artık Grammarly var, Fama adlı bir program yapay zeka kullanarak iş başvurusu yapan kişilerin sosyal medya hesaplarını saniyeler içinde tarıyor. Topshop ve Gap, internetteki kullanıcılar için 'akıllı aynalar' ile soyunma odalarında kendilerini birden fazla kıyafeti kolayca denerken görebilecekleri bir sistemi denemeye başladılar. Çin’de ilk kez bir robot İngilizce haber sunmaya başladı, Arabistan vatandaşlığını alan insana en çok benzeyen ilk robot Sophia hayatımıza girdi.
Şikago Üniversitesi Kütüphanesi’nde 3,5 milyon cilt eser hareketliliği klasik kitap rafları yerine 15 metre yükseklikte yer altında inşa edilmiş galerilerde robot vinçlerle yönetilmekte; araştırmacılar basılmış eserlere veya dijital kopyalara çok yüksek hızla ulaşabilmekte.
Veri hataları yüzünden yaşanan ölümleri azaltmak için İngiltere Sağlık Bakanlığı sağlık sektöründe uzun süredir robotlarla ameliyatları gerçekleştiriyor. Da Vinci Xi cerrahi robotu, meme cerrahisinde ameliyatlar yapıyor. Fakat bu robotların kendi zekaları yok, uzaktan insan cerrahlar tarafından kullanılıyorlar. İleride bu robotların kendi kendilerine tanı koyabilme ve karmaşık işlemleri yapabilme becerisinin gelişeceği söyleniyor.
Dünyanın en büyük madencilik firması olan Rio Tinto’nun Avustralya’daki demir ve alüminyum madeni işletmesinde insansız kırıcı ve delgi düzeneği ile kütlelerinden çıkarılan cevher, sürücüsüz kamyonlar ve trenlerle 1000 km uzaklıktaki limana taşınıyor.
Bazı şirketler tarafından verileri yükleyince anlaşılır kılan yazılımlar geliştiriliyor. Quill de bu yazılımlardan biri. İşlevlerine bakınca yalnızca mali verileri açıkladığını değil şirket raporlarını yazdığını da görüyoruz. Quill önümüzdeki 15 yılda haberlerin yüzde 90'ının makineler tarafından yazılacağını, bu sayede güvenilir ve global gazeteciliğin artacağını da belirtiyor.
Ulaşımda da yapay zekanın yaygınlaşması hızlanıyor. Trafik kazalarının %90'ı insan hatasından kaynaklanıyor ve kendi kendine gidebilen araçlar sayesinde bunun azaltılması planlanıyor. Özellikle Uber ve Google, şoförleri dahi devreden çıkaracak bir taksi sistemi kurmak üzerine çalıştı. Ancak 2017’de ABD'nin Arizona eyaletinde, sürücüsüz bir otomobil ilk kez bir yayanın ölümüne yol açtı. Uber'e ait aracın karıştığı kazanın ardından şirket tüm sürücüsüz araç testlerini durdurdu, 5 yıl sonra hayata geçirileceği söylendi. Google’da uçan araba teknolojisinin peşinde ve son 5 yıl içinde hayata geçirileceğini söylüyor.
Tüm bu gelişmelere bakıldığında evet var olan birçok işin robotlara bırakılacağından söz edebiliriz. Ancak bu durum kapitalizmde de sorun olan, Elon Musk’ın da dediği gibi karşılaşılacak “gelir boşluğu” oluşturmayacak mı? Çünkü robotlar, artı-değer üretseler de ürünleri satın alıp onları tüketemezler de. Bu durum var olan bir takım işleri robotlara devrettiği gibi insanlara da daha farklı alanlarda çalışma imkanı tanıyacaktır. Çin bu yönde eğitimde yeni alanlar açmaya başladı. Ayrıca bu gelişmeler daha çok insana ihtiyacı da doğurabilir. Bunun en çarpıcı örneği bankacılık sektöründe gerçekleşti. Banka ATM’leri devreye girdiğinde Amerika’da kasiyer sayısı düşecek ve işgücü kaybı olacak sanıldı. Tersi oldu! Nedeni ATM’ler maliyeti düşürdüğünden, bankalar yeni şubeler açmak için cesaretlendiler ve çalışan sayısı arttı. Akıllı makineler düşük nitelik isteyen işleri sadece bazı durumlarda az etkiler. Yüksek nitelik isteyen işleri ise pek azaltamazlar, aksine artırırlar. Robotun üretimi, donanımı, yazılımı, bakımı ve servisi için çok sayıda eğitimli çalışanın iş sahibi oldukları da unutulmamalıdır. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz birçok sektörde geliştirilmeye çalışılan yapay zeka teknolojilerinin hayatımızı kolaylaştıracağını da kabul etmek gerekir.
Gerçek tehdit yapay zeka değil kapitalizmdir
Kapitalizmin içine sürüklendiği tarihsel kriz, büyüyemeyen ekonomiler, kaybedilen işler ve çığ gibi büyüyen işsizlik, ağırlaşan çalışma koşulları, kötüleşen yaşam koşulları, dev sanayi kentlerinin giderek hayalet kentlere dönüşmesi ve sefalet manzaralarının yaygınlaşması tüm toplumlarda geleceksizlik kaygısını taşıyor. Dahası dünya, başta küresel ısınma gibi bir iklim felaketinin yanı sıra azalan temiz su kaynakları, kirlenen hava, yok olan yeşil alanlar gibi doğal yaşamı yok oluşla tehdit eden bir noktaya doğru sürükleniyor. Ayrıca ülkelerin savaş politikaları, kendi karları için teknolojinin gelişmesine önem vermesi doğal olarak insanlarda kaygıların çoğalmasına sebep oluyor. Şunu söyleyebiliriz ki sorun bilimin ilerleyişi değil, kapitalizmdir. Birçok alanda, sektörde teknolojinin, bilimin ilerleyişi hayatımızı kolaylaştırdı. Bugün en doğru bilgiye en hızlı şekilde ulaşabiliyoruz. Dolayısıyla yeni teknolojilerle yapay zeka insanlık gelişiminin doğal ve kaçınılmaz bir gerçeğidir. Olumsuz koşulları yaratan, işsizliği artıran, toplumu yok eden, çevreye doğaya dünyaya zarar veren kapitalist sistemdir.