Dünyada egemen olan sömürüyü yenmenin bir tek kurtuluşu vardır: Sömürüsüz dünyayı elde etmek için sosyalizmin yolunda yürümek ve mücadele etmek gerekir.
Tek kurtuluşumuz olan bu fikri bırakmayacağız. Kimlikleri ayrıştıran burjuvazi dikkati kendi üstünden çekip işçi sınıfı arasında büyük kimlik sorunları yaratıyor. Biz kendi kimlik derdimize (şovenizm) düştüğümüzde ise burjuvazi, işçi sınıfını yani ayrıştırdığı kimlikleri bir hırs içinde savaşa sürüklüyor. Şehvetle büyüyen savaş, sömürünün kapısını aralıyor. Üretim araçları durmaksızın çalışıyor. Patronlar kar üstüne kar elde ediyor.
İşçi sınıfı bilmelidir ki kırıntı yetmediği için harekete geçmek gerekir. İşçi sınıfı harekete geçtiği zaman burjuvanın çarkı yerinden oynar, çatlak verir ve sonrasında ise kırılır. Kırılan çarka yönelen burjuva, çarkı onarmak için atılır. O sırada diğer çarkları unutarak hata yapar. Bu hatadan faydalanan proleterya diğer çarklara darbe vurmaya meylederse işçi sınıfının hareketi, egemenliğe hakim olmaya hazırdır.
Çeşitli metotlarla ve stratejilerle ilerleyen proleterya hareketi karşısında hiçbir güç duramaz.
Mahir Çayan yoldaşın da dediği gibi "Onların bugün büyük görünen güçleri ve imkanları bizlere vız gelir. Onlar bir avuç, biz ise milyonlarız. Kaybedeceğimiz hiçbir şey yoktur ama kazanacağımız koca bir dünya vardır."
Bu amaçla yola koyulursak işçi sınıfı hareketine bilinçli olarak yön vermemiz, bizim devrimci görevimizdir.
Egemenlik tek şahsın veya ulusun değildir. Bu ülke ve şehre emek verenlerindir. Öyle de olacaktır.