İşçi sınıfı eskiden beri süregelen emeğinin hakkına sahip olmak için, tarih boyunca hep mücadele etmiştir.
İş saatlerinin 8 saate düşmesini ve koşulların az da olsa insanca olmasını sağlayan, işçi sınıfının bu mücadelesinin sonuçlarıdır. Birçok alanda, sektörde koşuların iyi olması, ürettiğimiz artı değerin bizden çalınmasına engel değil.
Bizler emekçiler olarak, her gün emeğimizi satıyoruz. Kapitalist üretim ilişkilerini yok saydığımızda, yani insanca bir yaşam için sosyalizmi istediğimizde, işte o zaman sömürünün çarkını durduracağız.
Sosyalizm biz işçilerin güvencesidir ve sosyalizmi işçi sınıfı yaratacaktır. “Bunu nasıl yaratacağız” sorusunu kendim üzerinden cevaplamak isterim. Ben 12 yaşında işçi oldum. Bunun sebepleri maddi koşullar, okul masraflarıydı. Yani kısacası, yaşamamız için emeğimle çalışmak zorundaydım. Tabi çalışmaya başlayınca üretim sürecinde uygulanan orta sınıf baskılarını ve ezilme ilişkisini o zaman yaşadım. Çalınan emeğimi de saymam gerekir tabi. Adaletsizliği değiştirmek için çok fazla sorguladım. Mücadele etmek istedim, değiştirmek için. Bütün yılgın, umutsuz insanları göz önünde bulundurarak bunu yapmak istedim. Bir işçi olarak, bütün emekçileri birleşmeye, haklarımızı aramaya, sosyalizm için örgütlenmeye çağırıyorum. Sermaye sahipleri kapitalizme ne kadar muhtaçsa, bize de o kadar muhtaçlar. Bizler üretenleriz, onlar ise üretmeden sefa sürenlerdir. İşçi sınıfının tek kurtuluşu sosyalizmdir ve bunu yaratacak olan biz işçileriz. Bütün işçiler birleşmeli ve bu kötü koşulları yaratan üretim süreçlerine el koymalıdır.