Dünyanın bir başka ucunda
Bir sevinç, gök kubbede parçalanarak
Büyük bir sevinç, bir eğlence, bir çılgınlık
Rahat bir soluklanma, gerinme
Bin dudak eski bir duayı söyledi
Bin el inançla birleşti.
(Bertolt Brecht- Çağcıl Söylem)
******
Bizden belki kilometrelerce uzakta olan İrlanda’da kadınlar rahat bir soluk aldılar. Kadınların bin eli birleşerek kürtaj yasağının kalkmasına ezici çoğunlukta ‘evet’ dedi.
İrlanda'da kürtaj yasağına ilişkin referandumun resmi sonuçlarına göre, 'Evet' kampanyası destekçileri oyların yüzde 66,4'ünü alarak zafer kazandı. Kürtaj yasağının kalkmasına 'Hayır' diyenlerin oy oranı ise yüzde 33,6'da kaldı.
Kürtaj yasağı dünyanın her yerinde kadınların yaşamını riske atmaktan başka bir işe yaramadı. Türkiye’de kürtajın yasaklanması gündeme geldiğinde de kadınların mücadelesi bunu geri püskürtebilmişti. Nasıl ki Polonya’da kadınlar kürtaj hakkını geri almaya çalışanlara karşı yağmur çamur demeden direndilerse İrlanda’da da kadınlar modern haklarını elde etmek için yine yılmadan usanmadan onlarca kampanya yürüterek en nihayetinde zafer elde ettiler.
Kadınlar oy verirken Savita Halappanavar’ı da unutmadı. Savita, İrlanda’da kürtaj hakkı olmadığı için hayatını kaybeden yüzlerce kadından bir tanesiydi. Bir Savita’nın daha aralarından ayrılmasına tahammülleri kalmamıştı kadınların. ‘Benim bedenim benim kararım’ demekten geri durmadılar. Ve sonuç; seçimlerde birer politik özne olan kadınların, gerici zihniyeti sandığa gömmesi oldu.
En çok kadınlar hazır
Türkiye’de de gemi şu an seçimlere doğru gitmekte ve dümenin başında elbette ki kadınlar da var. Dümeni kendi istediğimiz yöne çevireceğiz. Bizi sahneden indirmeye kalkanlara, modern haklarımızı elimizden almaya çalışanlara, kadın cinayetlerini ve şiddetin diğer tüm biçimlerini meşrulaştıranlara ve bizim kararlarımızı yok sayanlara karşı tüm mücadele deneyimlerimizle birlikte, en çok hazır olan biz kadınlarız.
16 yıldır çeşitli vesilelerle kadınların kaç çocuk doğuracağına karışan Erdoğan’ı ve tüm ömürlerini kadın ve çocuk düşmanı politikalar üretmekle geçirmiş bu iktidarı en başta biz kadınlar alaşağı edeceğiz.
İrlanda’da Savita nasıl unutulmadıysa biz de Özgecan’ı, Cansel’i, Güldünya’yı, Helin’i, Zülal’i ve adını daha sayamadığımız binlerce kadın kardeşimizi unutmadık.
Öfkeliyiz elbette, olmamak mümkün mü? Kafamızı ne yana çevirsek kadınların ne yapmaları gerektiğine yönelik beylik laflar duyuyoruz. Ancak, kadın bedeni üzerinden politikalarını yürütenler İrlanda’da da olduğu gibi dünyanın her yerinde kaybediyor.
Erdoğan’ın da karnesi oldukça kabarık;
“En az üç çocuk”
“Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum”
“Neslimizi kurutma gayreti”
“Kürtaj cinayettir”
“Üç çocuk doğurun, millete hibe edin.”
“Müslüman aile doğum kontrolü yapmaz.”
“Bizi doğum kontrolü ile aldattılar.”
Erdoğan’ın da ipliği bu kadar pazara çıkmışken, boy boy her yerde AKP’nin kadın karnesi açıkça görülürken, 16 seneye kadınların puanı kocaman bir ‘sıfır’ oluyor.
Seneler içerisinde kadınların lehine hiçbir politika üretmeyen iktidara karşı çok fazla mücadele deneyimi biriktirdik. 16 Nisan referandumu ile birlikte rejim değişikliği ile birlikte en çok da hedef tahtasına kadınları koyan bu iktidara ‘Hayır’ dedik. Şimdi de en yüksek sesimizle ‘Tamam’ diyoruz çünkü kadınlar sizden çok sıkıldı.
Kadınların bu seçimlerde kazanacakları çok şey var. Seçim sürecinde aktif politik özneler olarak, sandık güvenliğinden seçim siyasetine kadar bizi hayatın sahnesinden indirmek isteyenlerin karşısında her yerde bulunacağız. Kendi politik görüşlerimiz doğrultusunda ürettiğimiz siyaset ile bu vahim gidişatı durduracağız. Bu zamana kadar haklarımız için yürüttüğümüz çetin mücadelemizin deneyimini, fikirlerimizi seçim sürecine de taşıyacağız.
Brecht’in şiirinde tasvir ettiği bu gökkube altında dünyada direnen kadınlarla birlikte biz de rahat bir soluk alacağız. Çünkü bu gidişatı durduracak kadınlar, başka hiç bir mücadele dinamiğinin yapamadığını yapmaya devam ediyor.