Katalanlar tarihlerinde 2. kez bağımsız bir Cumhuriyet için sandığa gidiyor.

Bu Avrupa’da ilk değil. İngiltere’de İskoçlar, Fransa’da Korsikalılar, Belçika’da Flamanlar, İtalya’da Güney Tirol’ler, Almanya’da Bavyeralılar birbirlerinden farklı düzeyde “ayrılıkçı” politikalar izliyor. Avrupa, kıtasında paranın paylaşılması üzerinde birliğini kurdu ve Birlik eski ulus devletlerden oluştu. Ancak ulus devletler sonsuza kadar devlet olarak sabitlenmiş gibi görünmüyor. Çünkü Katalonya’nın özerk modeli Avrupa’da uluslardan çok bölgelerin sözü geçen bir döneme kapı aralayabilir.

Avrupa’nın bağımsızlık arayan ulusların bir listesini edinmek hiç zor değil. Yine bu listede yer alacak ulusların kendi kaderlerini tayin hakkına dair ilkesel bir duruş burada yer aldı [1]. Hem de listenin herhangi bir sırasına şerh koymadan. Bu yönüyle kapıdaki Katalonya bağımsızlık referandumunu sadece “devlet olmak isteyen bir ulus” olarak görmeden isimlendirmekte fayda var.

*

Katalonya’da açılacak sandıklar, İspanya’nın en zengin bölgesinin bağımsızlığından daha fazlasını ifade edecek. Referandum, dünya gündeminde her ne kadar IKBY referandumu kadar yer almasa da hem İspanya için hem de AB için geleceğe bir ayna niteliğinde olabilir. Çünkü hem İspanya hem de AB parasını bir arada tutabilmenin yollarını arıyor. Avrupa’nın bağımsızlıkçı bölgeleri ise parasını artık merkezi hükümete vermek istemiyor.

Aslında bütün dünyada, diğerinden ayrılmak isteyen bölgelerin/toplumların/ulusların ortak noktası bu: Kendisine ait olan “şeyin” geleceğine kendisi karar vermek. Bu durum, Ortadoğu’da yönetim, dil, bayrak, marş, kültürel özellikler olarak karşımıza çıkarken, ulus sorununu Anayasalarla çözen Avrupa’da ekonomik bir yön kazanıyor. Bu yüzden Doğu kimliğini, Batı parasını istiyor.

Avrupa’nın bağımsızlık hareketlerini ekonomik temelli görmek bu hareketlerin ulusal sorunlar yaşamadığı anlamına gelmemeli. Konumuz Katalonya ve Kalatanların bağımsızlık talepleri İspanyol Veraset Savaşı’nda (1701-1714) bağımsızlığını yitirdiği zaman diliminden bugüne sürekli yineleniyor. Katalanlar bu savaşların ardından dönem dönem özerklik kazandı ancak Franco diktatörlüğü döneminde dillerinden ve kültürlerinden çok fazla şey kaybettiler.

Her diktatör gibi Franco gitti, demokrasiye geçiş süreci başladı ancak Katalanlar bu kez merkezi hükümetlerin baskılarıyla yaşamaya devam etti. Uzak bir tarihe ihtiyacımız yok, seçim kararının alınmasının ardından Katalonya’nın bağımsızlık referandumu için ayırdığı paraya ve hazırladığı oy pusulalarına merkezi hükümetin el koyması irade gaspının açık bir örneği.

*

Bu örnekte “paraya el koymanın” altını çizmem gerekir. Çünkü İspanya ile Katalonya arasındaki çatışmanın ekseni bu. Bugün Katalanlar devlet olma isteğinden vazgeçtiğinde anadillerinde konuşmaya ve eğitim görmeye, kendi hükümetlerini seçmeye, marşlarını söylemeye devam edecek.

Üstelik zenginler. Katalonya İspanya’dan en az 2 kat daha hızlı büyüyen ve tek başına Avrupa ülkeleriyle yarışa gidebilen bir ekonomiye sahip. AB’nin 4 moturundan [2] biri olarak görülüyor. İspanya’nın sanayileşen ilk bölgesi olarak daha düşük işsizliğe ve daha yüksek milli gelire sahip. İspanya’nın her 2 bankasından birine, her 5 şirketinden 2’sine sahipler. İspanya da siyasi hegemonyasını, Katalanların ekonomisine çökmek üzere kullanmak istiyor.

Düşünün, Katalonya Türkiye’nin Marmara Bölgesi, merkezi Barselona ise Türkiye’nin İstanbul’u ve ayrılmak istiyorlar. İşte İspanya merkezi hükümetinin baskıları bu iradeye yöneliyor. Merkezi hükümetin tek savı –her merkezi hükümetin mutlaka dillendirdiği- ulusal egemenlik değil. İspanya’nın Katalonya’yı kaybetmesi İspanya’nın ekonomik çıkarlarını riske sokuyor.

Ezilen ulusların dilinde merkezi hükümetler çoğu zaman “katil” olarak anılırken, Katalonya için merkezi hükümet “soyguncu” konumunda.

İşte Pazar günü gerçekleşecek referandumda Katalanlar, tarihsel anlam taşıyan bir dizi ulusal sorunun yanında İspanya’nın ekonomik yükünü taşıyıp taşımamaya karar verecekler.

*

Katalonya’nın ekonomik gücü, Katalanları kolaylıkla bağımsız bir Cumhuriyet’e evet dedirtmeye yetmiyor.

Birincisi ve bence en önemlisi, Katalonya’nın zenginliği Katalonya sermaye sınıfı için. 2008 krizinden sonra yüzde 50 oranında genç işsizliği yaşayan ve ancak merkezi hükümetten alınan yardımlarla borçlarını ödeyen emekçi halk, bağımsız bir Katalonya’ya kolaylıkla güven duymuyor.

Katalanları ekonomik anlamda düşündüren diğer nokta Avrupa Birliği. Kapitalist bir ülkede ekonominin “kendi yağında kavrulması” beklenemez. Mutlaka bir başka ekonominin “yağıyla” entegre olmak ve daha çok şey “kavurmak” ister. Peki bağımsız bir Katalonya Cumhuriyeti diğer Avrupa ülkelerince tanınacak mı? Avrupa Birliği’ne dahil olamayan bir Katalonya ekonomik gücünü koruyabilir mi?

*

Katalanlar AB ve güvenlik alanındaki sorunlarına rağmen evet der ve İspanya’yı terk ederse 2008’de başlayan ekonomik krizin yükünü üzerinden atabilir. Bu başlı başına İspanya yükünü üzerinden atmak anlamına gelir.

Öte yandan bu sonucun İspanya idari sınırları dışında büyük bir anlamı daha var. Avrupa Birliği, ekonomik krizi çözemedi. Avrupa ülkeleri arasında makas açıldı. Hatta İngiltere’nin Brexit’inin ardından “dağılma” bile konuşuldu. Elbette 2 dünya savaşının altından kalkan bir Avrupa için böyle bir sonuç beklemek kapitalizmin anavatanını dünkü çocuk olarak görmek demektir.

Evet, dünkü çocuk değiller. II. Dünya Savaşı’ndan sonra kömür ve çelik için kurdukları birliktelik [4] birbiriyle savaşan Avrupa ülkelerine nefes aldırdı. Ancak bugün nükseden hastalıklara sahipler.

*

Katalonya’nın bağımsızlığı ise uluslar temelinde bir birlik yerine bölgeler arası bir birlik fikrini güçlendirebilir. Çünkü bugün Avrupa’nın ekonomisi toparlanan ülkelerinden daha fazla “motor gücüne sahip” bölgesi var. Katalonya bunlardan sadece biri. Ve krizle savaşmanın yolunu İspanya hükümetine rağmen buldu.

Üzerinde durduğum evet sonuçları, referandumun ne kadar meşru görüleceğine bağlı olacaktır. İspanya hükümetinin tıpkı ilkinde olduğu gibi 2. bağımsızlık referandumunu da kabullenebileceği bir gelecek mümkün görünmüyor. Evet, Ortadoğu’da olduğu gibi, sınırlara tanklar sıralanmıyor ancak baskının eşiği yükseliyor. Referanduma saatler kala devam eden merkezi baskı ise Katalanları bağımsız bir devlete daha çok yaklaştırıyor.
 

 


 

[1] Hakan Öztürk - http://yarinhaber.net/yazarlar/59972/konjonkturel-ahlak-olmaz

[2] Almanya’nın Baden-Württemberg, İspanya’nın Katalonya, İtalya’nın Lombardiya ve Fransa’nın Rhone-Alpes bölgeleri Avrupa Birliği için para kasaları anlamına geliyor.

[3] İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri.

[4] Avrupa Birliği’nin temeli 2. Dünya Savaşı sonrası 1951’de kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu olarak kabul edilir.