İstanbul Cihangir'de Velvet Indieground Records adlı plakçı, düzenlenen etkinlikte Radiohead Grubunun konserini internet üzerinden yayınlandığı sırada “içerde alkol alındığı iddiasıyla” gerici saldırıya uğramıştı. İftardan önce alkol alındığı öne süren yaklaşık 20 kişilik bir grup plakçıya girip içerdekileri darp etti.
Cihangir'de Velvet Indieground Records'a yapılan baskına sosyal medyadan büyük tepki gösterildi. Saldırı anına ait görüntü ve başından yaralanmış bir kişinin fotoğrafları paylaşıldı.
Saldırganlar serbest bırakıldı
Saldırının ertesi günü sosyal medya üzerinden yapılan çağrıyla yüzlerce kişi Cihangir’de bir araya gelmiş, gerici saldırıyı protesto edenlere polis gaz bombalarıyla saldırmıştı.
Saldırıda bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan 3 şüpheli, ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakılmıştı.
Firuzağa saldırısının cezasız kalması gericileri cesaretlendirdi
Firuzağa’da yaşanan saldırı Türkiye’de artan gerici saldırıların ne ilki oldu ne de sonuncusu. İnsanların yaşamlarına, nasıl hareket edip etmeyeceklerine direk müdahale eden bu saldırı, tüm toplumda tepkiyle karşılandı. Hemen ardından Ülkü Ocakları sosyal medya üzerinden bir linç kampanyası başlatmış ve Onur Haftası’na ‘İbneleri yürütmüyoruz’ diyerek saldıracaklarını açıkça beyan etmişlerdi.
Bu saldırıların hiçbir yaptırımının olmaması, darp ettiği açıkça bilinen kişilerin serbestçe dışarıda dolaşması, hükümetten gelen açıklamalarla, gericilerin cesaretlenmesine sebebiyet veriyor, cafede oturan insanlara bile saldırma hakkını kendilerinde görmelerine neden oluyor.
Erdoğan ne demişti?
Erdoğan Firuzağa saldırısına ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı: “Öğrendiğim kadarı ile hadise şöyle gerçekleşiyor; Koreli esnafımız internet üzerinden gerçekleştirilecek bir albüm tanıtımı için sosyal medya üzerinden davette bulunuyor. Bu çağrı üzerine plak dükkanına gelen ve zaten çok küçük olan mekanla birlikte sokakta da alkol alarak etkinliğe katılan 20-30 kişilik bir grup mahalle halkının tepkisiyle karşılaşıyor. Önce tartışma ardından arbede yaşanıyor. Olaya karışanlar tespit edildi, çoğu da yakalandı.
Asıl üzüldüğüm husus Koreli esnafın mağdur olmuş bulunmasıdır. Bu basit olayı çarpıtarak buradan bir ‘oruç tutmayanlara saldırı’ efsanesi üretmek isteyenler art niyetlidir, kötü niyetlidir.”
Türkiye’de IŞİD kafası kimin kafası?
Türkiye’de AKP’den daha büyük IŞİD kafası olmadığını , -zannediyoruz ki unutan- Numan Kurtulmuş saldırıya ilişkin; ‘’Çirkin. Tam bir IŞİD'ci kafasıdır. Türkiye'ye yakışmayan bir saldırı. Hiç kimsenin; bir kaç kişinin yapmış olduğu kimsenin savunmadığı saldırıyı, Müslüman ahaliye hakaret etmeye, inançlarıyla dalga geçmeye çalışmasın. Densiz bir saldırı. Kutuplaşmanın zemini ortaya çıkmasın. Kabul edilebilir bir durum değil." diye konuştu.
İşte bu gerici saldırıların en somutlaşmış ve tepki görmüş olaylarından biri olan Firuzağa saldırısına ilişkin hükümetten gelen bu çelişkili açıklamalar dikkat çeken konulardan biriydi. Erdoğan’ın ‘basit bir saldırı’ olarak nitelendirdiği Firuzağa saldırısına Numan Kurtuluş ‘Tam bir IŞİD kafası’ dedi.
Geri adım gelecek mi?
Bu açıklama, AKP’de Firuzağa saldırısına ilişkin Erdoğan gibi düşünmeyenlerin olduğunu gösteriyor. Erdoğan’ın, kendi düşüncelerine yüzde 99 biat eden ancak yüzde 1’lik bir aksi görüş olduğu zaman nasıl tek bir günde ‘Saray darbesine’ başvurduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Sözgelimi Davutoğlu’nun Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına ilişkin ‘Tutuksuz yargılanabilirlerdi’ deyişi Başbakan’ı koltuğundan etmişti.
Erdoğan yaptığı açıklamayla içki içilmesini, eğlencenin sokağa taşmasını, insanların kafasında şişe kırılmasıyla, yaralanmalarıyla eş düzey tuttu. Bir yandan da Numan Kurtuluş ‘Tam bir IŞİD kafası’ diyerek Erdoğan’a zıt bir açıklamada bulundu.
Erdoğan kendisine karşı gelen tüm ‘çatlak sesleri’ AKP’den uzaklaştırırken, bakalım Numan Kurtulmuş’un bu çıkışına ne diyecek?