Gemileri karadan yürüten Fatih Sultan Mehmet’in, ünü sınırları aşmış, Ortadoğu ve Balkanlara hükmeden bilim çağı versiyonu Erdoğan… Az önce Erdoğan’ın hayallerini okudunuz. Peki gerçekler neler?
Erdoğan ABD’ye Muhammed Ali’nin cenazesine gitti ve bir kez daha işlerin yandaş gazetesine ”Muhammed Ali bayrağı Erdoğan’a teslim etti” haberi yaptırmak kadar kolay olmadığını gördü. Cenazeye 2 Milyon harcayan Erdoğan tam da istediği, şov yapabileceği yerde cenaze namazında itildi, konuşması iptal edildi, ülkedeki muhaliflere baktığından daha sinirli bir yüzle baktı ama o da işe yaramadı.
Ülke içinde HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırdı ama dünyadan gelen tepkilere yayın yasağı koyamadı. AB Parlamentosu Başkanı Schulz “Türkiye kolay kolay vize alamayacak çünkü Erdoğan bir diktatör ve vekillerin dokunulmazlığını kaldırıp gazetecileri tutuklatıyor” derken nasıl olurdu da iki üç çapulcu için dünyadan üst üste açıklamalar gelebilirdi? Dünyanın konuşması gereken şey Erdoğan’ın Kürtleri ezerken ne kadar güçlü olduğu değil miydi? Ama Haham’ın biri bile Muhammed Ali’nin cenazesinde “Türk hükümetine söyleyin Kürtleri öldürmeyi bıraksın” demiş, dakikalarca ayakta alkışlanmıştı.
Vaziyet bu olunca Erdoğan ülke içinde kaplan kesilmeye devam etti. Unutamadığı Gezi Direnişi üzerinden 3 yıl geçmişken, güçlü olduğunu kanıtlamaya çalışan Erdoğan tekrar Gezi Parkı’nı yıkacaklarını söyledi.
Peki Erdoğan bu kadar güçlü mü? Ülke dışında üst üste aldığı bu kadar darbe ülke içinde güçlü kalabilmesini sağlayacak mı?
Hitler orduları yenilmesine, çok az sayıda askeri gücü kalmasına ve yaşadığı yer altındaki sığınaktan burnunu çıkaramamasına rağmen yine de Kızıl Ordu’ya karşı bir savaşa girişir. Kaybedeceği çok açık olan savaşta o öyle düşünmemektedir. Hitler güçlüdür, Büyük Almanya hayali ve öldürdüğü milyonlarca Yahudi ile gücünü dünyaya da kanıtlamıştır zaten. Ancak aynı çok güçlü Hitler tek kurtuluşunun kendini öldürmek olduğunu da anlamıştır.
Şimdi kalkıp tekrar Gezi’yi ağzına alan Erdoğan da kazanacağını düşünüyor. Ancak daha önce gördüğü gibi bu toplum ezilmesinin o kadar kolay olmadığını kanıtladı. Kürtler, gençler, kadınlar mücadeleye devam ediyor. Erdoğan cehenneminden kaçabilen Mülteciler başka ülkelerde Türkiye bayrağını indirip “Katil Erdoğan” diye bağırıyor. Erdoğan hangi birini durdurabilir ki? O mülteciye hakaret davası açabilir mi ya da AP Başkanı Schulz’u hapse atabilir mi? Peki hakaret davası açtığı insanları, gerçekleri yazdıkları için hapse attığı gazetecileri ya da dokunulmazlıklarını kaldırarak meclisten atmaya hazırlandığı HDP’li vekilleri susturabildi mi?
İşte Erdoğan’ın tıkandığı nokta tam da burası. Ne yaparsa yapsın tekrar karşısında duran insanlar, mücadelesine inananlar ve inancından güç bulanlar Erdoğan’dan korkmadıklarını söylerken Erdoğan da uzatmaları oynuyor demektir.