Lise öğrencileri, okulların kapanmasına kısa bir süre kala AKP hükümetine ve AKP yandaşı okul müdürlerine karşı protestolar yapmaya ve bildiler yayınlamaya başladı.
İstanbul Erkek Lisesi'nde, AKP yandaşı bir okul müdürünün öğrencilerin hayat tarzına, etkinliklerine müdahale etmesi ve bir öğretmenin 'dine hakaret' gerekçesiyle okul yönetimi tarafından işine son verilmesi, lisedeki mezuniyet töreninde öğrencilerin okul müdürüne sırtını döndüğü bir protestoyla sonuçlanmıştı.
AKP MKYK üyesi Mustafa Şentop'un kızının dahi katıldığı protestonun ardından İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri, protestoyu neden yaptıklarını açıklayan bir bildiri yayınlamıştı. Bildiride, okuldaki baskı ve yasaklardan bahsedildi.
İstanbul Erkek Lisesi'nde yapılan bu protesto ülkedeki liselere dalga dalga yayılan bir protestolar sürecinin fitilini yaktı. Bu protestonun ardından farklı illerdeki bir çok lisede AKP hükümetine ve AKP yandaşı okul müdürlerini protesto eden bildiriler yayınlanmaya başlandı.
Peki lise öğrencileri yayınladıkları bildirilerde neye tepki gösteriyor?
Yayınlanan bildirilerde, liselerde bahsedilen baskıların, yasakların ve bildirilerdeki söylemlerin benzer olması; okullarda farklı sorunların olmadığını ve lise öğrencilerinin merkezi bir eğitim anlayışına itiraz ettiğinin göstergesi.
Hemen hemen tüm bildirilerde, 'Karanlığa karşı sırtımızı dönüyoruz', 'Karanlığa karşı direniş meşalesini yakıyoruz' söylemleri öne çıkıyor.
Bildirilerde bahsedilen 'karanlığın' ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin de söylediği ve AKP hükümetinin eğitim araçlarıyla oluşturmak istediği 'Dindar ve kindar nesil projesi' kapsamında eğitimin dinselleştirilmesi ve imam hatip okullarının açılmasına ağırlık verilmesi.
Ülkede büyüyerek ilerleyen protestolara dair EHP Liseli Hareket'ten yapılan açıklamada, 'Okullara yerleşen AKP yandaşları anti-demokratik uygulamalarla öğrencileri baskı altına alıyor. Seçmeli ders adı altında zorla dayatılan dini dersler, kadın öğrencilere uygulanan pantolon zorunluluğu ve tacizler, yasaklanan etkinlikler öğrencileri yavaş yavaş gericiliğin karanlık dünyasına sürüklüyor.' ifadeleri AKP hükümetinin eğitimde bilime değil dine ağırlık vermesi, özgürlükleri kısıtlamasını; öğrenciler tarafından 'karanlığa sürüklenme' olarak nitelendirildiğini ortaya koyuyor.
Lise öğrencileri, bu karanlığa karşı somut çözüm önerisini ise şu sözlerle açıklıyor: 'AKP'nin ve yandaş idarecilerin tüm sesimizi kısma çabalarına rağmen laik ve demokratik liseleri savunan gençler olarak AKP’nin karanlık zihniyetine karşı mücadelemizi sürdürmeliyiz. Liselerdeki direniş ateşini örgütlenerek büyütmeliyiz.'
Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin 'Devlete hainlik edenler hep üniversite mezunu ama imam hatipliler okuyor, devletini seviyor.' açıklaması da AKP hükümetinin; liselerde baskı ve yasakların uygulanmasına, okulların imam hatip okullarına dönüştürülmesine ne kadar fazla önem verdiğini gösteriyor.
Erdoğan'ın bu bildiriler hakkında 'Liseleri kaşıyarak, toplumu tahrik ediyorlar' demesi ise yıllardır olduğu gibi toplumsal tepkileri reddetme çabasının lise öğrencilerine de uygulandığını gösteriyor. Liselerdeki bildirilerin Erdoğan'ın çarpıtma sözlerine maruz kalması da direnişin AKP hükümeti tarafından 'zararlı' olarak algılandığının açık bir göstergesi.
Bu protesto sürecinin, okulların kapanmasına yakın bir dönemde gerçekleşmesi liselerdeki tepkilerin sokak hareketlerine, örgütlü etkinliklere dönüşmesinin önünde engel teşkil ediyor. Ancak uygulanan baskılar, disiplin soruşturmaları v.s. nedeniyle politikliğin çok az olduğu liselerde, yayınlanan bildiriler liselerde bir politize sürecinin yaşanmaya başladığı ve bu sürecin ilerleyeceği açıkça görülüyor.
Ayrıca lise öğrencilerinin, bildirilerde doğrudan AKP hükümetinin gerici eğitim anlayışına karşı çıkması toplumsal muhalefetin de gücünü arttırıyor. Eğitimin, giyim ve yaşam tarzının dinselleştirmesi, muhalif siyasete baskı gibi AKP'nin ve Erdoğan'ın iktidarda kalmak için çabaladığı uygulamalar sadece liselerde değil ülkenin genelinde de yaşanıyor.